kasıtsız - Turc Anglais Dictionnaire

kasıtsız

Sens de "kasıtsız" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
Technical
kasıtsız unintentional adj.
Will our next step be to pass legislation on cases involving the accidental release or the unintentional risks of GMOs?
Bir sonraki adımımız GDO'ların kazara salınımı ya da kasıtsız riskleri ile ilgili davalar için yasa çıkarmak mı olacak?

More Sentences
General
kasıtsız inadvertent adj.
kasıtsız unmeant adj.
kasıtsız unwitting adj.
kasıtsız unintended adj.
kasıtsız undesigned adj.
kasıtsız unpremeditated adj.
kasıtsız indeliberate adj.
kasıtsız fortuitous adj.
kasıtsız undeliberate adj.
kasıtsız unpurposed adj.
kasıtsız unweeting adj.
kasıtsız designless adj.
kasıtsız infelonious adj.
kasıtsız indeliberated [obsolete] adj.
Law
kasıtsız without malice aforethought adj.

Sens de "kasıtsız" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 26 résultat(s)

Turc Anglais
Law
kasıtsız adam öldürme involuntary manslaughter n.
After a lengthy trial, the woman was sentenced to 5 years in prison for involuntary manslaughter.
Uzun bir yargılamadan sonra, kadın kasıtsız adam öldürme suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

More Sentences
General
kasıtsız öldürme manslaughter n.
kasıtsız cinayet manslaughter n.
(kasıtsız) adam öldürme manslaughter n.
sosyal norm ve beklentileri ihlal eden kasıtsız hareket barbecue stopper n.
kasıtsız hata scape [obsolete] n.
(mürekkebi) kasıtsız olarak bulaştırmak offset v.
(mürekkebi) kasıtsız olarak aktarmak offset v.
bir ifade veya eylem yoluyla kasıtsız olarak kendini utandırmak veya zarara sokmak self-own v.
kasıtsız bir şekilde unweetingly [obsolete] adv.
Trade/Economic
kasıtsız yazı hatası clerical error n.
Law
kasıtsız adam öldürme killing without intent n.
kasıtsız suç quasi delict n.
kasıtsız cinayet chance-medley n.
kasıtsız adam öldürme murder in the second degree n.
kasıtsız yanlış beyan innocent misrepresentation n.
kasıtsız adam öldürme manslaughter in the second degree n.
kasıtsız öldürme manslaughter n.
bir arsadaki taşınmazda yapılan, kasıtlı veya kasıtsız olarak taşınmaza zarar veren yapısal değişiklik voluntary waste n.
kasıtsız olarak on a suddenty [scotland] adv.
Insurance
sigorta başvuru sahibinin teklif edilen rizikoya ait maddi bir gerçeği kasıtsız olarak açıklamayı unutması nondisclosure n.
Technical
kasıtsız olarak inadvertently adv.
Religious
tartışmalı güncel sorun; gaf; sosyal norm ve beklentileri ihlal eden kasıtsız hareket barbe n.
Military
kasıtsız başlatılmış harp accidental war n.
(deniz savaşında) süpürme veya mayın avı sırasında kasıtsız olarak bırakılan boşluk holiday n.
Sport
kasıtsız faul unintentional foul n.