katıksız - Turc Anglais Dictionnaire

katıksız

Sens de "katıksız" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 25 résultat(s)

Turc Anglais
General
katıksız sheer adj.
In fact, what really strikes me here is the large element of sheer hypocrisy.
Aslında burada dikkatimi çeken şey, katıksız ikiyüzlülüğün büyük bir unsur olması.

More Sentences
katıksız unadulterated adj.
This appears to me to be unadulterated egotism, despite the veneer of human rights.
Bu bana, insan hakları kılıfına rağmen, katıksız bir egoizm olarak görünüyor.

More Sentences
katıksız pure adj.
Chemistry and mathematic alike became pure analysis.
Kimya ve matematik de katıksız analize dönüştü.

More Sentences
katıksız undiluted adj.
The audience's undiluted excitement was palpable as the band took the stage.
Grup sahneye çıktığında seyircilerin katıksız heyecanı hissediliyordu.

More Sentences
Technical
katıksız pure adj.
That's pure rubbish.
Bu katıksız çöp.

More Sentences
General
katıksız arrant adj.
katıksız unmixed adj.
katıksız unmitigated adj.
katıksız complete adj.
katıksız stark adj.
katıksız unalloyed adj.
katıksız absolute adj.
katıksız net adj.
katıksız unadulterated adj.
katıksız unadulterate adj.
katıksız unallayed adj.
katıksız errant adj.
katıksız reverend [midland] adj.
katıksız omnipotent [obsolete] adj.
katıksız doggone adj.
katıksız to the core adv.
katıksız buck adv.
Colloquial
katıksız big fat adj.
katıksız big fat adj.
Technical
katıksız undoped adj.

Sens de "katıksız" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 8 résultat(s)

Turc Anglais
General
katıksız hapis confinement on bread and water n.
saf ve katıksız olan şey dew n.
fermente edilmemiş katıksız üzüm suyu press n.
katıksız bir şekilde unadulteratedly adv.
Colloquial
katıksız yalan bold-faced lie n.
Idioms
katıksız doğru/gerçek the straight goods n.
katıksız gerçek how the cow ate the cabbage [us] expr.
Military
katıksız hapis bread and water diet n.