kayaç - Turc Anglais Dictionnaire

kayaç

Sens de "kayaç" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
kayaç rock n.
Meteorites are generally heavier than earth rocks of the same size.
Meteoritler aynı boyuttaki yeryüzü kayaçlarından genelde daha ağırdır.

More Sentences
Geography
kayaç rock n.

Sens de "kayaç" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 375 résultat(s)

Turc Anglais
General
başkalaşmış kayaç metamorphic rock n.
çakıl kayaç conglomerate n.
kor kayaç igneous rock n.
petrol gibi sıvıları çevredeki kayaç tabakalarının içine yönelten basınç drive n.
başkalaşmış kayaç differentiate n.
hafif eğimli kayaç yüzeyi pediment n.
kayaç katmanı seat n.
temel kayaç türleri system n.
belirli bir döneme özgü kayaç türleri system n.
kayaç sınıflandırması system n.
(destek için çatıyı) atık kayaç ile doldurmak pack v.
(ortak bir düzlemde sıralanan) kıvrımlı kayaç yapısına sahip synclinical adj.
kayaç anlamı veren son ek -ite suf.
Technical
billuri kayaç crystalline rock n.
camsı kayaç vitreous rock n.
kırılcal kayaç crystalline rock n.
som kayaç solid rock n.
volkanik kayaç phonolite n.
volkanik kayaç igneous rock n.
yaprak kayaç schist n.
(kuyu açarken) yüzeye çıkan kayaç parçacıkları cuttings n.
tabakalı kayaç parçası slate n.
tabakalı kayaç katmanı slate n.
(kayaç) kayma yüzeyi boyunca hareket ettirmek shear v.
magmatik kayaç veya magmada katılaşırken meydana gelen metasomatik değişikliklere ait veya ilgili deuteric adj.
magmatik kayaç veya magmada katılaşırken meydana gelen metasomatik değişikliklerden kaynaklanan deuteric adj.
Marine
kayaç bilgisi petrography n.
Mining
fosfatlı kayaç phosphate rock n.
kayaç düzeneği rock mechanics n.
klastik kayaç clastic rock n.
kayaç karot numuneleri rock core specimens n.
organik kökenli kayaç organic sedimentary rock n.
petrol içeren kayaç petroleum source rock n.
sert sedimanter kayaç hard sedimentary rock n.
değirmen taşı malzemesi olarak kullanılan silisli kayaç buhrstone n.
değirmen taşı malzemesi olarak kullanılan silisli kayaç burrstone n.
hipersten ve labradoritten oluşan bir kayaç hypersthenite n.
oligoklaz, olivin, ortoklaz ve apatit içeren bir magmatik kayaç mugearite n.
yumuşak killi tortul kayaç clay marl n.
çok sayıda kayaç oluşturan bir mineral grubu feldspar n.
feldspat ve kuvarstan oluşan ince taneli açık renkli bir kayaç felsite n.
volkanik tüflerde bulunan bir kayaç türü pearl sinter n.
sondaj yaparken ulaşılan ana kayaç tabakası shelf n.
kayaç kaynaklı petrolden oluşan petroleous adj.
kayaç kaynaklı petrole sahip petroleous adj.
Marine Biology
özellikle amerika'da kretas kayaç tabakalarında bulunan nesli tükenmiş büyük bir deniz sürüngenleri takımı mosasauri n.
özellikle amerika'da kretas kayaç tabakalarında bulunan nesli tükenmiş büyük bir deniz sürüngenleri takımı pythonomarpha n.
Botanic
kayaç bitkisi litophyte n.
serpantin kayaç bölgesinde yetişen bitkilere ait serpentine adj.
serpantin kayaç bölgesinde yetişen bitkilere özgü serpentine adj.
Archaeology
(paleontolojide) neredeyse tümüyle denizlalelerinin iskelet katmanlarından oluşmuş bir tortul kayaç rhodocrinite n.
Environment
az metamorfik kayaç slightly metamorphosed rock n.
kayaç bilimi petrology n.
metamorfik kayaç metamorphic rock n.
plütonik kayaç plutonic rock n.
püskürük kayaç igneous rock n.
tortul kayaç sedimentary rock n.
ultrabazik kayaç ultrabasic rock n.
volkanik kayaç volcanic rock n.
yumuşak kayaç soft rock n.
Geography
asidik kayaç acidic rock n.
denizel-lagünel kayaç fasiyesi marine-lagoon rocks or facies n.
denizel kayaç fasiyesi marine facies n.
geçirimli kayaç permeable rock n.
gözenekli kayaç porous rock n.
kalk-alkalen kayaç calc-alcaline rock n.
kalk alkali kayaç serisi calc-alkali rock series n.
kayaç yapısı rock structure n.
kaynak kayaç source rock n.
kayaç oluşturan mineraller rock-forming mineral n.
kayaç kütlesi rock mass n.
kayaç çatlakları rock fracture n.
kontakt metamorfik kayaç contact metamorphic rock n.
magmatik kayaç igneous rock n.
ortaç kayaç intermediate rock n.
örtü kayaç cap rock n.
parlatılmış kayaç polished rock n.
piroklastik kayaç pyroclastic rock n.
püskürük kayaç eruptive rock n.
rezervuar kayaç reservoir rock n.
sokulum kayaç intrusive rock n.
toleyitik kayaç serisi tholeiite rock series n.
yan kayaç alterasyonu wall rock alteration n.
güney ingiltere'de bir kayaç katmanı wealden n.
wealden kayaç katmanı wealden n.
çökelti katmanlarının altında yer alan magmatik ve metamorfik kayaç bloğu basement n.
sarkan kayaç kütlesi cornice n.
wealden kayaç katmanının en alt bölümü ile ilgili wealden adj.
wealden kayaç katmanının en alt bölümüne ait wealden adj.
Geology
örtü kayaç caprock n.
aşağı silüryen kayaç sistemi döneminde yaygın bir tür mercan fosili chaetetes n.
nefelin, plajiyoklaz, ojit ve olivin içeren her türlü volkanik kayaç theralite [obsolete] n.
alüminyum yönünden zengin ve potasyum bakımından zayıf bir bazalt kayaç tholeiite n.
sertleşmiş kilden oluşan kayaç tillite n.
feldispat, nefelin ve ejirin içeren magmatik bir kayaç tinguaite n.
italyan alplerinde bulunan bir magmatik kayaç tonalite n.
paralel dizili kristallerden oluşan (magmatik kayaç) trachyte n.
bileşimi trakit ile andezit arasında olan bir kayaç trachybasalt n.
volkanik siyah taşlardan oluşan bir tür kayaç trap tufa n.
nadir bulunan iri taneli magmatik bir kayaç türü troctolite n.
nadir bulunan iri taneli bir magmatik kayaç troutstone n.
yeni bir kayada hala orijinal kristal özelliklere sahip olan metamorfik kayaç bileşeni allothimorph n.
alüminyum oksidin sülfatını içeren bir kayaç türü aluminous slate n.
abisal kayaç abyssal rock n.
açığa çıkmış kayaç exposed rock n.
alkali kayaç alkali rock n.
altere olmuş kayaç altered rock n.
ana kayaç parent rock n.
ana kayaç bedrock n.
ana kayaç host-rock n.
asidik kayaç acid rock n.
aşındırıcı kayaç abrasive rock n.
atık kayaç waste rock n.
bazik kayaç basic rock n.
başkalaşmış kayaç metamorphic rock n.
bazaltik kayaç basaltic rock n.
büyük taneli kristallerden oluşan bir kayaç kaya dokusu tipi porphyry n.
çatlak kayaç fractured rock n.
çakıl kayaç conglomerate n.
çatlaklı kayaç fractured rock n.
camsı kayaç vitreous rock n.
çatı kayaç roof rock n.
cıvar kayaç country rock n.
dayanımsız kayaç incompetent rock n.
derin kayaç batholite n.
değişime uğramış kayaç altered rock n.
dayanımlı kayaç competent rock n.
doğal kayaç natural rock n.
dipsiz kayaç batholith n.
erüptif kayaç eruptive rock n.
geçirimsiz kayaç impermeable rock n.
flaser kayaç flaser rock n.
ezik kayaç mylonite n.
gevrek kayaç brittle rock n.
ince-çatlaklı kayaç fissured rock n.
kalk-alkali kayaç calc-alkali rock n.
kayaç örneği rock sample n.
kayaç bilgisi petrography n.
kayaç fasiyezi lithofacies n.
kayaç devinimi rock cycle n.
kayaç bölgesi petrographic province n.
kırıklanan kayaç crumbly rock n.
kırıntılı kayaç clastic rock n.
kayaç parçalarının bir yüzeye sürtünmesi ile oluşan aşındırma abrasion n.
kayaç mineral accessory mineral n.
kayaç katmanı rock stratum n.
kayaç örneği çözümlemesi rock sample analysis n.
kayaç özellikleri rock properties n.
kayaç dayanımı rock strength n.
kırılgan kayaç brittle rock n.
kayaç katman birimi lithostratigraphic unit n.
kavkı-kayaç coquina n.
kayaç yapısı structure n.
kayaç döngüsü rock cycle n.
köken kayaç source rock n.
mafik volkanik kayaç basalt n.
mantarsı kayaç laccolith n.
mostra veren kayaç exposed rock n.
metamorfik kayaç metamorphic rock n.
püskürük kayaç volcanic rock n.
püskürük kayaç extrusive rock n.
püskürük volkanik kayaç extrusive igneous rock n.
sağlam kayaç competent rock n.
sağlam kayaç firm rock n.
püskürük kayaç extrusive rocks n.
püskürük kayaç eruptive rock n.
püskürük kayaç katmanı eruptive rock-sheet n.
püskürük kayaç extrusive mass n.
sıkı kayaç firm rock n.
sert kayaç competent rock n.
sedimanter kayaç sedimentary rocks n.
ufalanan kayaç crumbly rock n.
ultramafik kayaç ultramafic rock n.
volkanik kayaç extrusive rocks n.
yaprak kayaç schist n.
yukarı doğru kapanan yay-biçimli kayaç yapısı antiform n.
yerli kayaç bedrock n.
esasen amfibol ve plajiyoklazdan oluşan metamorfik bir kayaç amphibolite n.
feldispatı andezen antiperitit olan plütonik bir kayaç amherstite n.
yunanistan'daki kiklad adalarında oluşan bir tür kayaç analcimite n.
yunanistan'daki kiklad adalarında oluşan bir tür kayaç analcitite n.
koyu gri renkli volkanik bir kayaç andesite n.
koyu gri renkli volkanik bir kayaç andesyte n.
koyu grimsi bir püskürük kayaç andosite n.
neredeyse tamamen plajiyoklaz feldispattan oluşan magmatik bir kayaç anorthosite n.
kumdan oluşan tortul kayaç arenaceous rock n.
kumlu bir kayaç arenite n.
bir tür kayaç arfvedsonite n.
(kayaç katmanında) uyumsuzluk unconformability n.
(kayaç katmanında) uyumsuzluk unconformity n.
enkrinit kayaç encrinite n.
eosen kayaç serisi eocene n.
kuşatıcı bir kayacın oluşumundan sonra meydana gelen kayaç oluşumu epigenesis n.
püskürük kayaç eruptive n.
püskürük kayaç extrusion n.
volkanik kayaç volcanic n.
güney ingiltere'deki wealden kayaç katmanının en üst kısmı weald clay n.
açık renkli kireçtaşı ve marndan oluşan bir kayaç white lias n.
ince taneli volkanik veya metamorfik bir kayaç halleflinta n.
belirgin şekilde şistli bir yapıya sahip olmayan kristalli kompakt kayaç massive rock n.
püskürük kayaç massive rock n.
prasinofit alg içeren bir tortul kayaç white coal n.
belirli bir tortul tabaka veya katman tipi ile karakterize edilen kayaç tabakaları measures n.
dalma kuşağında yer alan aşağı doğru hareket eden tektonik bir plakanın yüzeyinden kazınan tortu ve kayaların meydana getirdiği bir metamorfik kayaç oluşumu mélange n.
kayaç gibi minerallerde yeni kayaç veya minerallerin oluşumu ile sonuçlanan kimyasal değişiklik metasomatosis n.
kalsiyum yerine karamika içeren diyorite benzer bir püskürük kayaç mica diorite n.
kompozisyon ve mineral içeriği bakımından granitin aynısı olup daha ince dokuya sahip bir püskürük kayaç microgranite n.
büyük olivin ve amfibolün kristallerinden oluşup analsit tabakasında bulunan bir kayaç türü monchiquite n.
monoklinal kayaç kıvrımı monocline n.
temelde olivin ve ortopiroksenden oluşan peridotit kayaç mountain soap n.
geç triyas dönemi'ne tarihlenen bir dizi kayaç oluşumu rhaetic n.
geç triyas dönemi'ne tarihlenen bir dizi kayaç oluşumu rhetic n.
yumuşak kayaç loose n.
gevşek kayaç loose n.
kolayca yumuşatılabilen kayaç loose n.
kolayca gevşetilebilen kayaç loose n.
magmanın kayaçlar arasına sızarak oluşturduğu daire veya mercek şeklindeki intrüsif volkanik kayaç kitlesi lopolith n.
kayaç döngüsü geological cycle n.
bir yerde doğal kayaç oluşumu occurrence n.
granitik bir tür kayaç china stone n.
klastik kayaç clastic n.
kırıntılı kayaç clastic n.
detritik kayaç clastic n.
new york'ta bulunan bir silüryen dönemi kayaç grubu delthyris n.
new york'ta bulunan bir silüryen dönemi kayaç grubu delthyris limestone n.
ardışık bir dizi yatak veya magmatik kayaç topluluğu group n.
jips bakımından zengin kayaç gyprock n.
iri taneli malzemeden oluşan tortul kayaç rudaceous rock n.
bol miktarda trakit içeren kayaç ciminite n.
britanya ve kuzeybatı avrupa'da devoniyen dönemde oluşmuş kalın bir tortul kayaç tabakası old red sandstone n.
oligosen kayaç serisi oligocene n.
tek bir kayaç bölgesindeki çeşitli kayaçlar arasındaki uzamsal, kronolojik ve bileşimsel ilişki consanguinity n.
gabro içeren ofitik dokuya sahip hipabisal kayaç diabase n.
yüksek oranda demir içeren damarlı kayaç bar n.
yüksek oranda demir içeren damarlı kayaç jasper bar n.
metamorfik kayaç metamorphic n.
ısı ve/veya basınca maruz kalarak asıl formu değişmiş kayaç metamorphic n.
bir volkanik kayaç türü ditroite n.
daha eski bir kayacın içine sokulmuş dikey volkanik kayaç kitlesi dyke n.
çökelti üzerindeki örtü veya örtü kayaç cover n.
ingiltere'nin bazı bölgelerinde bulunan bir tortul kayaç crag n.
çeşitli kayaç türlerinin ortak magmadan farklılaşma süreci differentiation n.
fay hattına bitişik kayaç tabakasının kıvrılması drag n.
kayaç ailesi family n.
heterojen kayaç parçaları içeren bir tür konglomera fanglomerate n.
kayaç ve damarlarda birlikte gelişen minerallerin oluşturduğu düzen paragenesis n.
belirli bir kayaç veya cevher yatağında görülen mineral topluluğu paragenesia n.
iri taneli volkanik bir kayaç türü picrite n.
feldspat ve kuvarstan oluşan ince taneli açık renkli bir kayaç felstone n.
iç püskürük kayaç intrusive n.
kum, cüruf gibi malzemelerin kaynaşmasıyla oluşmuş volkanik kayaç peperine n.
volkanik kül, kum gibi malzemelerden oluşan kahverengi veya gri kayaç peperino n.
kayaca veya kayaç tabakasına ait gözeneklilik hacmi oranı porosity n.
iri taneli kayaç dokusu porphyre n.
porfiritik dokulu kayaç porphyritic rock n.
kristalli volkanik kayaç porphyritic rock n.
birbirine yapışmış kumlardan meydana gelen kayaç sand rock n.
bir tür peridotit kayaç saxonite n.
tümü neredeyse aynı eğimde olan tortul kayaç tabakasında genellikle erozyon nedeniyle kırılma disconformity n.
kayaç kütleleri arasındaki ayrılma düzlemleri divisional planes n.
döşemelik yassı taşlara ayrılabilen sert kayaç flagstone n.
kayaç oluşturan feldispata benzer bir mineral foid n.
kayaç tabakasında büklüm fold n.
foliasyon sergileyen kayaç foliate n.
ordovisyen kayaç sistemi ordovician n.
orojenezle deforme olmuş kayaç orogen n.
feldispat kayaç orthophyre n.
çoğunlukla feldspat ve kuvars taşlarından oluşan bir kayaç türü petrosilex n.
mercek biçimli magmatik bir kayaç türü phacolith n.
iri taneli dokusu olan bir kayaç türü phanerite n.
faneretik dokulu kayaç phanerite n.
faneritik dokulu kayaç phanerite n.
yer kabuğunun en üst katmanını oluşturan en dış kayaç phanerite series n.
(kristal veya kayaç) önceki büyüme evrelerini gösteren tabakalı dış hat phantom n.
kolonsu entrüsiv volkanik kayaç plug n.
alt mantoda meydana gelen ve levha hareketlerine sebep olduğu düşünülen erimiş dikey kayaç kitleleri plume n.
yerkabuğunun alt katmanlarında katılaşmış volkanik kayaç kitlesi pluton n.
bazı tüf ve lavların kesilmesi ile oluşan kayrak benzeri bir kayaç schalstein n.
tortul kayaç sedimentary n.
(hızlı soğuma nedeniyle) camsı görünümdeki magmatik kayaç kenarı selvage n.
kayaç yapısındaki büyük unsurları ayıran dar tabaka septum n.
tortul kayaç serisi series n.
sedimanter kayaç serisi series n.
serpantin kayaç aşınması sonucu oluşan toprak serpentine n.
serpantin kayaç aşınması sonucu oluşan toprak serpentine soil n.
kayaç yarığı shake n.
yoğun şok ile oluşan çizgili kayaç yapısı shatter cone n.
prekambriyen çağ'a ait, etrafında genç tortul kayaç biriken kıta ana bölümü shield n.
yaprak kayaç shist n.
silisyumlu magmatik kayaç sial n.
asitli magmatik kayaç sial n.
hornblent ve feldspat içeren magmatik bir kayaç türü sienite n.
eriyik haldeyken tortul kayaçların, volkanik yatakların veya başkalaşım kayaçlarının foliasyonlarının arasına dolan yassı volkanik kayaç kitlesi sill n.
silüriyen kayaç sistemi silurian n.
enkrinit kayaç eklemleri fossil buttonmolds n.
demir bakımından zengin olan kontak metamorfik bir kayaç çeşidi skarn n.
belirli boyuttaki küçük elek gözlerinden geçen kömür, maden veya maden içeren kayaç small n.
proterozoik dönem kayaç sistemi proterozoic n.
piroklastlardan oluşan volkanik kayaç pyroclastic n.
killi şistin genellikle diyabaz ile kontak metamorfizması sonucu oluşan benekli şistli bir kayaç spilosite n.
volkanik kayaç parçacığı stock n.
(kayaç veya çökeltide) yassı partikül birikimi strike n.
(kayaç veya çökeltide) yassı çizgilenme strike n.
en alt tortul kayaç tabakasının en yaşlı olduğunu öne süren bir jeoloji ilkesi superposition n.
mostra vermek (kayaç vb gibi oluşumlar) crop out v.
mostra vermek (kayaç vb gibi oluşumlar) outcrop v.
(kayaç kütlesi) basınç uygulamak overthrust v.
(kayaç kütlesi) kuvvet uygulamak overthrust v.
(kayaç kütlesi) aşırı zorlamak overthrust v.
(kayaç kütlesi) üst üste binmek overthrust v.
(kayaç) doğa olaylarının etkisiyle parçacıklı hale gelmek disintegrate v.
(kayaç tabakasında) büklümler oluşturmak fold v.
soğuduktan veya katılaştıktan sonra manyetik alana sahip olan (kayaç) thermoremanent adj.
kuzey amerika silsilesinden olan (kayaç) timiskaming adj.
paralel dizili kristallerden oluşan (magmatik kayaç) trachytic adj.
volkanik kayaç ile ilgili trappean adj.
püskürük (kayaç) extrusive adj.
tabakaları düz ve ince plaka şeklinde olan (kayaç veya kumtaşı) flaggy adj.
uyumsuz (kayaç katmanı) unconformable adj.
silikası az olan (volkanik kayaç) undersaturated adj.
az silikalı (volkanik kayaç) undersaturated adj.
kum, çakmaktaşı, kuvars, silis gibi silisyumun oksijenli bileşimleri az olan (volkanik kayaç) undersaturated adj.
iç yapısı veya katmanları olmayan (kayaç) massive adj.
homojen yapılı (kayaç) massive adj.
neredeyse eşit miktarda koyu ve açık renk mineral içeren (volkanik kayaç) mesocratic adj.
ferromagnezyen mineral oranı yüzde 30 ile 60 arasında değişen (volkanik kayaç) mesocratic adj.
içerisinde kristallerin çıkıntı yaptığı düzensiz boşlukları olan (volkanik kayaç) miarolitic adj.
yüksek sıcaklık koşulları altında derinlerde oluşan (kayaç, mineral) hypothermal adj.
buzul faaliyetleri sonucu koyun sırtına benzer bir şekilde yuvarlaklaşmış (kayaç) moutonnée adj.
geç triyas dönemi'ne tarihlenen bir dizi kayaç oluşumuna ait rhaetic adj.
geç triyas dönemi'ne tarihlenen bir dizi kayaç oluşumu ile ilişkili rhaetic adj.
geç triyas dönemi'ne tarihlenen bir dizi kayaç oluşumuna ait rhetic adj.
geç triyas dönemi'ne tarihlenen bir dizi kayaç oluşumu ile ilişkili rhetic adj.
kayaç veya benzeri bir maddenin uyguladığı basınçla ilgili geostatic adj.
kayaç veya benzeri bir maddenin uyguladığı basınçla ilgili lithostatic adj.
(kayaç) kırıntılı clastic adj.
(kayaç) detritik clastic adj.
(volkanik kayaç) aşırı silikalı oversaturated adj.
(volkanik kayaç) fazla silika içeren oversaturated adj.
(toprak, kayaç) verimli rotten adj.
iri taneli malzemeden oluşan (çakıl kayaç, breş) rudaceous adj.
deniz kabuğu içeren (kayaç) conchiferous adj.
deniz kabuklarından oluşan (kayaç) conchitic adj.
çok sayıda deniz kabuğu içeren (kayaç) conchitic adj.
ara malzemesi cam veya kristalimsi dokuda olan (kayaç) intersertal adj.
(volkanik kayaç) iç püskürük yoluyla oluşmuş intrusive adj.
(volkanik kayaç) intrüsiv irruptive adj.
iri taneli (kayaç dokusu) porphyrous adj.
(mineral veya kayaç) silikaya doygun saturated adj.
ikincil kökenli (kayaç) deuterogenic adj.
daha eski kayaçlardan mekanik etkilerle türeyerek oluşmuş (kayaç) deuterogenic adj.
kolayca ayrılabilen ince tabakalardan oluşan (kayaç veya mineraller) foliated adj.
canlı organizmalardan oluşmuş (kaya, kayaç) organogenic adj.
yeni kayaç oluşumuna ait petrogenetic adj.
yeni kayaç oluşumu ile ilgili petrogenetic adj.
(taş veya kayaç) çekiç veya keski darbesiyle konkoidal şekilde kırılan plucky adj.
(kayaç) kısmen kristal yapılı semicrystallic adj.
(kayaç) mikroskobik partiküllerden meydana gelen cryptoclastic adj.
(kayaç) kriptokristalli cryptocrystalline adj.
(kayaç) gözle görülemeyecek kristallerden oluşan cryptocrystalline adj.
yağmur, rüzgar veya don gibi toprak üstü faktörler tarafından değişime uğramamış (kayaç) fresh adj.
(kayaç) cilalı slickensided adj.
(kayaç) parlak slickensided adj.
(tortul kayaç) eşit büyüklükte partiküllerden oluşan sorted adj.
altta yatan zayıf kayaç tabakası üzerinde gelişen subsequent adj.
(ortak bir düzlemde sıralanan) kıvrımlı kayaç yapısına sahip synclinal adj.
(ortak bir düzlemde sıralanan) kıvrımlı kayaç yapısı ile ilgili synclinal adj.
belirli bir kayaç dilinim tipi anlamına gelen son ek -clase suf.
kırıntılı kayaç anlamına gelen son ek -clast suf.
detritik kayaç anlamına gelen son ek -clast suf.
(kayaç) kırıntılı anlamına gelen son ek -clastic suf.
(kayaç) detritik anlamına gelen son ek -clastic suf.
Paleontology
hangi jeolojik dönemde yaşadığı bilindiğinden içinde bulunduğu kayaç katmanının tarihlenmesinde kullanılabilen fosil guide fossil n.
mezozoik zamanda jura ve üst kretase bölümleri arasındaki dönemde oluşan (kayaç sistemi) comanche adj.
mezozoik zamanda jura ve üst kretase bölümleri arasındaki dönemde oluşan (kayaç sistemi) comanchean adj.