Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Politics | kendine kendine yeterlilik | self-sufficiency n. | ||
This distinction is not based on biological age but rather on the degree of self-sufficiency of an elderly person. Bu ayrım biyolojik yaşa değil, yaşlı bir kişinin kendi kendine yeterlilik derecesine dayanmaktadır. More Sentences |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | iktisadi bakımdan kendi kendine yeterlilik | economic self-sufficiency n. |
Law | ||
Law | kendi kendine yeterlilik | self reliance n. |
Politics | ||
Politics | kendine yeterlilik | self sufficiency n. |
Politics | ulusal kendi kendine yeterlilik | national self-sufficiency n. |