litter - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

litter

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "litter" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 40 résultat(s)

Anglais Turc
General
litter n. dağınıklık
litter n. döküntü
litter n. intizamsızlık
litter n. sedye
litter n. çöp (yere atılan)
litter n. bir defada doğan yavrular
litter n. çöp
litter n. kedi kumu
litter n. hayvanların altına serilen talaş
litter n. bir batında doğan yavrular
litter n. çerçöp
litter n. karışıklık
litter n. tahtırevan
litter n. teskere
litter n. süprüntü
litter n. kurtarma sepeti
litter n. kurtarma sedyesi
litter n. dağınıklık
litter n. düzensizlik
litter n. keşmekeş
litter n. ormanda zeminindeki çürümüş yapraklar
litter v. doğurmak (kedi vb)
litter v. saçmak
litter v. dağıtmak
litter v. hayvanları yatırmak için serilen saman veya kuru ot
litter v. doğurmak
litter v. yavrulamak
litter v. darmadağın etmek
litter v. ahırda hayvanın altına yataklık ot sermek
litter v. karıştırmak
litter v. talaş sermek
litter v. yere çöp atmak
litter v. birden çok yavru doğurmak
litter v. döküp saçmak
litter v. çöplüğe döndürmek
litter v. hayvanların altına saman veya kuru ot sermek
Forestry
litter n. ölü örtü
Environment
litter n. süprüntü
Military
litter n. hasta teskeresi
litter n. sedye

Sens de "litter" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 102 résultat(s)

Anglais Turc
General
litter bearer n. çöpçü
cat litter n. kedi kumu
litter bag n. çöp torbası
litter-lout n. yerlere çöp atan kimse
litter basket n. çöp kutusu
litter-basket n. çöp bidonu
litter basket n. çöp bidonu
litter bin n. çöp kutusu
litter pan n. (özellikle kedinin) kum kabı
litter tray n. (özellikle kedinin) kum kabı
litter pan n. kedi kumluğu
litter box n. kedi kumluğu
litter tray n. kedi kumluğu
litter box n. (özellikle kedinin) kum kabı
litter-free beach n. çöpsüz/çöp atılmamış kumsal/plaj
litter bearer n. sedyeci
litter-bearer n. sedyeci
litter tray n. kedi kumu kabı
litter pan n. kedi kumu kabı
litter box n. kedi kumu kabı
clumping cat litter n. topaklaşan kedi kumu
clumping cat litter n. topaklanan kedi kumu
dropping litter n. yere çöp atma
throwing litter n. yere çöp atma
throwing litter n. yere çöp atılması
kitty litter n. kedi kumu
kitty litter n. ev kedilerinin tuvalet için kullandığı kum
litter box n. tuvalet kabı
horse-litter n. at vagonu
horse-litter n. iki atın arasına yerleştirilen taşıma vagonu
litter up v. karmakarışık etmek
litter down v. talaş sermek
give birth to a litter v. yavrulamak
drop litter v. çöp atmak
leave litter v. çöp bırakmak
change the cat's litter v. kedinin kumunu değiştirmek
throw litter v. yere çöp atmak
not litter v. yerlere çöp atmamak
throw a litter v. (kedi, köpek) yavrulamak
Phrasals
litter something about v. ortalığa saçmak
litter something around v. ortalığa saçmak
litter (something or some place) up v. (bir şeyi/bir yeri) karmakarışık etmek
litter (something or some place) up v. (bir şeyi/bir yeri) darmadağın etmek
litter (something or some place) up v. (bir şeyi/bir yeri) dağıtmak
litter about v. ortalığa saçmak
Phrases
don't litter expr. çöp atmayın
Colloquial
runt of the litter n. ailede en küçük çocuk
runt of the litter n. ailenin en küçük çocuğu
runt of the litter n. tekne kazıntısı
Idioms
runt of the litter n. ailenin en küçüğü
runt of the litter n. ailenin en küçük çocuğu
runt of the litter n. bir batında doğan yavruların en küçüğü
pick of the litter n. bir topluluğun en iyisi
pick of the litter n. grubun en iyisi
pick of the litter n. olanların/eldekilerin en iyisi
Speaking
do not litter expr. çöplerinizi yere atmayın
do not litter expr. çöplerinizi yere atmayınız
do not litter expr. çöp atma
do not litter expr. çöpleri yere atmayınız
you mustn't drop litter expr. çöplerini atma
do not litter expr. yere çöp atmayın
do not litter expr. yerlere çöp atmayınız
do not litter expr. yerlere çöp atmayın
do not litter expr. yerlere çöp atma
it is forbidden to litter expr. yerlere çöp atmayın
it is forbidden to litter expr. yerlere çöp atmak yasaktır
do not litter expr. yerlere çöp atmayın
it is forbidden to litter expr. yere çöp atmayın
do not litter expr. yere çöp atmayınız
it is forbidden to litter expr. yere çöp atmak yasaktır
do not litter expr. yerlere çöp atmayınız
Technical
cat litter production n. kedi kumu üretimi
Medical
decontaminable litter n. dekontamine edilebilen atık
Veterinary
litter size n. batın büyüklüğü
litter size n. bir hayvanın bir batında doğurduğu yavruların tümü
Chemistry
litter decomposition n. ölü örtü ayrışması
Astronomy
space litter n. uzay çöpü
Forestry
litter layer n. ölü örtü tabakası
litter layer n. çürüntü tabakası
plant litter n. ölü örtü
plant litter n. ölü örtü dökümü
leaf litter n. ölü örtü
leaf litter n. ölü örtü dökümü
tree litter n. ölü örtü
tree litter n. ölü örtü dökümü
soil litter n. ölü örtü
soil litter n. ölü örtü dökümü
Environment
marine litter n. denizlerdeki çöpler
marine litter n. deniz çöpü
marine litter n. denizel çöp
cigarette litter n. sigara izmariti çöpü
cigarette litter n. sigara izmariti
cigarette litter n. sigara çöpü
plastic litter n. plastik atık
plant litter n. ölü bitki örtüsü
Military
litter bearer n. sedyeci er
litter bearer n. sedye taşıyıcısı
litter relay point n. sedye aktarma noktası
litter patient n. sedyelik hasta
wheeled litter n. tekerlekli hasta sedyesi
Sport
kitty litter n. (araba yarışında) parkurdan çıkan araçları yavaşlatmak için kullanılan çakıl dökülmüş geniş alan
Photography
color litter n. ışık etkilerini kontrol etmek için kullanılan renkli cam perde