olgunlaşan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

olgunlaşan



Sens de "olgunlaşan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

Turc Anglais
General
olgunlaşan maturing adj.
olgunlaşan efflorescent adj.
olgunlaşan ripened adj.
olgunlaşan rising adj.
olgunlaşan rising adj.
olgunlaşan coming adj.
Biology
olgunlaşan maturational adj.

Sens de "olgunlaşan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 51 résultat(s)

Turc Anglais
General
erken olgunlaşan meyve ya da çiçek early n.
olgunlaşan kimse bloomer n.
erken olgunlaşan meyve hasting n.
erken olgunlaşan sebze hasting n.
erken olgunlaşan meyveler hastings [dialect] [uk] n.
erken olgunlaşan sebzeler hastings [dialect] [uk] n.
erken olgunlaşan (meyve) hastive [obsolete] adj.
birbirinden farklı birden fazla çiçeğin olgunlaşan yumurtalıklarının kaynaşmasıyla geliştirilen multiple adj.
Psychology
erken olgunlaşan precocial adj.
geç olgunlaşan altricial adj.
Gastronomy
erken olgunlaşan ve birinci kalite olan büyük ve koyu kırmızı kiraz mayduke n.
erken olgunlaşan ve birinci kalite olan büyük ve koyu kırmızı kiraz mayduke cherry n.
Biology
yaz sonunda olgunlaşan serotine adj.
yaz sonunda olgunlaşan serotinous adj.
Botanic
erken olgunlaşan meyve veya sebze rathripe n.
geç olgunlaşan late bloomer n.
yeraltında olgunlaşan baklalı bir bitki cinsi arachis n.
yeraltında olgunlaşan baklalı bir bitki cinsi genus arachis n.
amerika'nın tropikal ve ılık bölgelerinde yaygın yetiştirilen, tohumları yeraltında olgunlaşan bir bitki peanut vine (arachis hypogaea) n.
amerika'nın tropikal ve ılık bölgelerinde yaygın yetiştirilen, tohumları yeraltında olgunlaşan bir bitki peanut n.
amerika'nın tropikal ve ılık bölgelerinde yaygın yetiştirilen, tohumları yeraltında olgunlaşan bir bitki groundnut n.
amerika'nın tropikal ve ılık bölgelerinde yaygın yetiştirilen, tohumları yeraltında olgunlaşan bir bitki goober n.
amerika'nın tropikal ve ılık bölgelerinde yaygın yetiştirilen, tohumları yeraltında olgunlaşan bir bitki pindar n.
amerika'nın tropikal ve ılık bölgelerinde yaygın yetiştirilen, tohumları yeraltında olgunlaşan bir bitki monkey nut n.
erken olgunlaşan bir elma türü jenneting n.
aziz yuhanna günü zamanında olgunlaşan bir elma çeşidi john-apple n.
aziz yuhanna günü zamanında olgunlaşan bir elma çeşidi apple-john. n.
geç olgunlaşan çok çeşitli şeftaliye verilen ad malacatune [obsolete] n.
geç olgunlaşan çok çeşitli şeftaliye verilen ad melocoton [obsolete] n.
geç olgunlaşan çok çeşitli şeftaliye verilen ad melicotton [obsolete] n.
geç olgunlaşan çok çeşitli şeftaliye verilen ad melocotoon [obsolete] n.
geç olgunlaşan çok çeşitli şeftaliye verilen ad malacotoon [obsolete] n.
kabakgiller familyasından olup sonbaharda olgunlaşan yenilebilir sarı-turuncu etli çeşitli meyveler winter squash n.
kestane kabağı ve bal kabağı türlerinden olup sonbaharda olgunlaşan sert kabuklu çeşitli kabaklar winter squash plant n.
geç olgunlaşan büyük şeftali melicotoon [obsolete] n.
eş zamanlı olgunlaşan organ ve pistillere sahip olma homogamy n.
çok erken olgunlaşan bir elma geniting n.
bekletilen elma ve armutların olgunlaşan dokularının yaydığı uçucu maddeler sebebiyle renklerinin bozulması scalding n.
sonbaharda olgunlaşan (bitki) late-ripening adj.
organ ve pistilleri eş zamanlı olgunlaşan homogamous adj.
erkek ve dişi üreme organları farklı zamanlarda olgunlaşan (bitki) dichogamous adj.
erken olgunlaşan precocious adj.
stamenleri pistilden önce olgunlaşan proterandrous adj.
(çiçek) erkek organ ve tepecikleri aynı anda olgunlaşan synanthetic adj.
Agriculture
erken olgunlaşan meyve veya sebze rareripe n.
sonbaharda veya kış başında olgunlaşan, amerika'ya özgü, kırmızı şeritli elma çeşidi northern spy n.
erken olgunlaşan rareripe adj.
erken olgunlaşan rathripe [dialect] adj.
zamanından önce olgunlaşan rathripe [dialect] adj.
sonbaharda olgunlaşan autumnal adj.
Cinema
bir filmin, romanın veya oyunun, bir konu çevresinde gelişen, olgunlaşan, biçimlenen kuruluşu dramatic structure n.