Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
olması halinde
Sens de
"olması halinde"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
olması halinde
in the case that
conj.
Phrases
2
Phrases
olması halinde
if and when
expr.
Sens de
"olması halinde"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 21 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
alabora olması halinde otomatik olarak düzgün duruma gelen küçük bot
self-righting
n.
2
General
asıl mirasçının erginlik çağına girmemiş olması halinde yedek varis atama
substitution
n.
Idioms
3
Idioms
bir belirti olması halinde almak üzere ilacını cebinde taşıma
pill-in-the-pocket
n.
Trade/Economic
4
Trade/Economic
belirli koşulların belirtilen parametreler dahilinde olması halinde olası bir finansal sonucun matematiksel temsili
modeling
n.
Law
5
Law
başka mirasçı olmaması halinde devletin mirasçı olması
escheat
n.
6
Law
bir davada davalının yargılama neticesinde mahkum olması halinde mahkeme masraflarını ve mahkum olduğu ücreti ödeyeceğini aksi takdirde onun yerine ödemede bulunacağına dair kefalette bulunan kimse
bail above
n.
7
Law
karısı henüz yaşarken çocukları olması halinde kocanın karısının malları üzerinde sahip olduğu beklenen ayni hak
curtesy initiate
n.
Insurance
8
Insurance
sigortalı araçların çarpışmasıyla sonuçlanan bir zarar halinde sigortalıların karşılıklı hukuki sorumluluğuna bakılmaksızın her iki sigortacının kendi hasarından sorumlu olması
knock-for-knock agreement
n.
9
Insurance
sigortalının teminat kaybı olmadan prim ödemesini durdurmasına ve kalıcı olarak engelli olması halinde emekli maaşı veya tazminat almasını sağlayan bir madde
disability clause
n.
Computer
10
Computer
ilk önermenin doğru olması halinde ikinci önermenin de doğruluğunun kabul edilmesi
inclusion
n.
Mechanic
11
Mechanic
dişlilerin temas halinde olması
mesh
n.
Railway
12
Railway
sinyalde sorun olması halinde treni durdurmak için otomatik olarak freni devreye sokan cihaz
train stop
n.
Medical
13
Medical
kasın devamlı kasılma halinde olması
contracture
n.
Logic
14
Logic
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan
conjunct
n.
15
Logic
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan
conjunction
n.
16
Logic
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan
joint assertion
n.
17
Logic
bileşenlerinin her ikisinin de doğru olması halinde doğruluğu kabul edilen beyan
conjunctive
n.
Literature
18
Literature
hikayede bir karakterin anlatıcı rolünde olması veya anlatımın içine parçalar halinde açıklama eklenmesi tekniği
narratage
n.
Religious
19
Religious
ahlaki meselelerde şüphe olması halinde her zaman daha sıkı olanın uygulanması gerektiği doktrini
rigorism
n.
20
Religious
ahlaki meselelerde şüphe olması halinde daha sıkı olanı uygulayan kimse
rigorist
n.
Latin
21
Latin
şartların aynı olması halinde
in pari causa
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of olması halinde
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy