psikolojik - Turc Anglais Dictionnaire

psikolojik

Sens de "psikolojik" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 5 résultat(s)

Turc Anglais
General
psikolojik psychological adj.
It has a psychological effect.
Psikolojik bir etkisi var.

More Sentences
Medical
psikolojik psychological adj.
It has a psychological effect.
Psikolojik bir etkisi var.

More Sentences
Psychology
psikolojik psychological adj.
It has a psychological effect.
Psikolojik bir etkisi var.

More Sentences
General
psikolojik moral adj.
Medical
psikolojik psychologic adj.

Sens de "psikolojik" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 298 résultat(s)

Turc Anglais
General
psikolojik testler psychological tests n.
Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
Seçilenlerin kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerden geçmesi gerekecek.

More Sentences
psikolojik savaş psychological warfare n.
Dan was an expert at psychological warfare.
Dan psikolojik savaş konusunda uzmandı.

More Sentences
psikolojik rahatsızlıklar psychological disorders n.
Psychological disorders and suicide are very common, and the average life expectancy is around 52.
Psikolojik rahatsızlıklar ve intihar çok yaygındır ve ortalama yaşam süresi 52 civarındadır.

More Sentences
psikolojik sorun psychological issue n.
Tom has some psychological issues.
Tom'un bazı psikolojik sorunları var.

More Sentences
psikolojik sorun psychological problem n.
We must treat these before we can discuss the cultural and psychological problems.
Kültürel ve psikolojik sorunları tartışmaya başlamadan önce bunları tedavi etmemiz gerekiyor.

More Sentences
psikolojik olarak psychologically adv.
And when the client insists and expresses disagreement, they break down psychologically.
Müşteri ısrarcı olduğunda ve aynı fikirde olmadığını ifade ettiğinde psikolojik olarak dağılır.

More Sentences
Medical
psikolojik travma psychological trauma n.
This accident has caused him psychological trauma.
Bu kaza onda psikolojik travmaya neden oldu.

More Sentences
Psychology
psikolojik testler psychological tests n.
Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
Seçilenlerin kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerden geçmesi gerekecek.

More Sentences
General
psikolojik savaş pyschological warfare n.
psikolojik yardım hizmeti psychological services n.
psikolojik baskı repression n.
psikolojik yönler psychological aspects n.
ingilizce psikolojik roman english psychological fiction n.
savaş sonrası yaşanan psikolojik bozuluk combat fatigue n.
psikolojik roman psychological fiction n.
psikolojik danışma psychology consulting n.
psikolojik açıdan mimari psychological aspects architecture n.
psikolojik etki psychological effect n.
grupla psikolojik danışma group counseling n.
psikolojik engel hangup n.
psikolojik problem psychological problem n.
psikolojik tedavi psychological treatment n.
psikolojik danışma ve rehberlik psychological counseling and guidance n.
psikolojik tepki psychological reaction n.
psikolojik uyum psychological adaptation n.
psikolojik destek psychological support n.
psikolojik danışmanlık psychological guidance n.
psikolojik danışmanlık psychological counseling n.
psikolojik-kültürel antropoloji psychology-culture anthropology n.
psikolojik etkiler psychological influences n.
psikolojik yıpranma psychological fatigue n.
psikolojik yıpranma psychological exhaustion n.
psikolojik durum mental state n.
psikolojik durum psychological state n.
psikolojik engeller psychological obstacles n.
psikolojik engeller psychological barriers n.
psikolojik engel psychological barrier n.
psikolojik engel mental block n.
psikolojik farkındalık/yeterlilik psychological mindedness n.
derin psikolojik izler deep psychological scars n.
psikolojik danışmanlık bilimi science in counseling psychology n.
genel olarak öğrenecek kişinin önünde, öğrenmeye engel olabilecek her türlü psikolojik bariyeri kaldırmayı amaçlayan öğretim yöntemi desuggestopedia n.
insan davranışının yalnızca bireyin genleri ve bir takım psikolojik faktörlerin etkisiyle oluştuğuna ve kontrol edildiğine inanan görüş biodeterminism n.
psikolojik açı psychological aspect n.
psikolojik sağlamlık resilience n.
psikolojik acı bale n.
psikolojik şok jolt n.
psikolojik danışman counselor n.
psikolojik danışma counseling n.
psikolojik sorun hang-up n.
ilaç vererek, işkence yaparak veya psikolojik baskı uygulayarak bir kimsenin inanç ve tutumlarını sistematik olarak değiştirme menticide n.
psikolojik yıpranma burnout n.
manipüle etmek veya küçümsemek için kullanılan psikolojik taktik head game n.
düşünce ve davranış bulanıklığı ile karakterize bir psikolojik durum muddiness n.
özel grupların psikolojik danışmanlık ve rehberlik yoluyla topluma uyum sağlaması için verilen program veya hizmet guidance n.
insan davranışının yalnızca bireyin genleri ve birtakım psikolojik faktörlerin etkisiyle oluştuğuna ve kontrol edildiğine inanan görüş biological determinism n.
psikolojik olarak zayıf kimse feeble [obsolete] n.
danışmanlık hizmeti vermek (psikolojik) give counseling v.
psikolojik baskı altında olmak be under psychological pressure v.
psikolojik sorunları olmak have psychological problems v.
psikolojik sorunlu olmak have psychological problems v.
derin psikolojik izler bırakmak leave deep psychological scars v.
psikolojik sorunları olmak have psychological issues v.
(psikolojik olarak) zayıflamak break v.
(psikolojik olarak) çökmek break v.
psikolojik olarak sarsılmış jolted adj.
psikolojik karışıklık messy adj.
psikolojik bulanıklık messy adj.
(edebi veya psikolojik olguyu) kökeni ve nedensel öncülleri ile açıklamaya çalışan genetical adj.
birden fazla belirleyici psikolojik faktörü bulunan overdetermined adj.
psikolojik olarak zayıf feeble adj.
psikolojik bakımdan psychologically adv.
Phrasals
psikolojik olarak bir şeye hazırlanmak psych up v.
(takımı vb) (psikolojik olarak) (maça vb) hazırlamak psych someone up v.
(psikolojik olarak olumsuz bir duruma) girmek/düşmek collapse into (something) v.
psikolojik olarak hazırlamak psych (someone or oneself) up v.
Colloquial
amfetamin gibi uyarıcılara benzer fiziksel ve psikolojik etkileri olan öforik bir uyarıcı flakka n.
amfetamin gibi uyarıcılara benzer fiziksel ve psikolojik etkileri olan öforik bir uyarıcı gravel n.
Idioms
bir şeyi yapmada psikolojik olarak zorluk çekmek get a mental block against something v.
bir şeyi yapmada psikolojik olarak zorluk çekmek have a mental block against something v.
daha düşük kademede/pozisyonda olanlara psikolojik şiddet uygulamak eat (one's) young v.
çok güçlü (psikolojik yönden) as tough as nails expr.
çok güçlü (psikolojik yönden) tough as nails expr.
çok güçlü (psikolojik yönden) tough as old boots expr.
çok güçlü (psikolojik yönden) as tough as old boots expr.
çok güçlü (psikolojik yönden) as tough as leather expr.
çok güçlü (psikolojik yönden) tough as leather expr.
çok güçlü (psikolojik yönden) as tough as leather expr.
Speaking
tam bir psikolojik muayeneden geçene kadar gözaltında kalacaksınız you are remanded until you have undergone a full psychological evaluation expr.
Trade/Economic
işyerinde diğer çalışanlar veya işverenler tarafından tekrarlanan saldırılar şeklinde ortaya çıkan psikolojik baskı mobbing n.
iş yerinde çalışanlar veya işverenler tarafından psikolojik veya sosyal nedenlerle devamlı olarak ya da sistematik şekilde uygulanan psikolojik taciz veya şiddet mobbing n.
işyerinde psikolojik şiddet mobbing n.
pozitif psikolojik sermaye positive psychological capital n.
psikolojik uzaklaşma psychological withdrawal n.
psikolojik ihtiyaçlar psychological needs n.
psikolojik fiyatlandırma psychological pricing n.
psikolojik belirtiler psychological signs n.
tüketicilerin psikolojik ve sosyolojik özelliklerini tanımlayan bir kavram psychographics n.
Law
mahkeme emriyle (psikolojik sorunlu veya alkol/madde bağımlısı) hastanın rızası olmadan hastaneye yatırılması involuntary commitment n.
evlilikte psikolojik şiddet mental cruelty n.
Politics
psikolojik operasyon psychological operation n.
psikolojik savaş psychological war n.
psikolojik operasyon psy-op n.
Institutes
türk psikolojik danışma ve rehberlik derneği turkish psychological counseling and guidance association n.
Tourism
sosyo-psikolojik seyahat dürtüsü socio-psychologic travel motive n.
Aeronautic
psikolojik test yöntemi psychological testing n.
psikolojik test psychological test n.
Medical
doğum sancısını psikolojik tekniklerle geçirmeyi esas alan doğal yöntem read method n.
doğum sancısını psikolojik tekniklerle geçirmeyi esas alan doğal yöntem read method of childbirth n.
anne adayının doğuma narkoz kullanılmadan, egzersizle psikolojik ve fiziksel olarak hazırlandığı bir doğum yöntemi lamaze method n.
anne adayının doğuma narkoz kullanılmadan, egzersizle psikolojik ve fiziksel olarak hazırlandığı bir doğum yöntemi lamaze method of childbirth n.
anne adayının doğuma narkoz kullanılmadan, egzersizle psikolojik ve fiziksel olarak hazırlandığı bir doğum yöntemi lamaze technique n.
özellikle psikolojik ve sosyal yönleriyle ölüm ve ölmek üzerine düzenlenen çalışma thanatology n.
ağır psikolojik stres severe psychological stress n.
hastanın sosyal psikolojik uyumu social-psychological adaptation of the patient n.
psikolojik durum psychological state n.
psikolojik baskı psychological pressure n.
psikolojik uyum psychological adaptation n.
psikolojik görüşme psychological interview n.
psikolojik destek psychological support n.
psikolojik ilaç psychological medicine n.
psikolojik stres psychological stress n.
psikolojik modeller psychological models n.
psikolojik teori psychological theory n.
psikolojik an psychological moment n.
psikolojik etki psychological effect n.
psikolojik özellik psychological feature n.
uzun süre hastanede tedavi görülmesi sonrası ortaya çıkan psikolojik rahatsızlık (genellikle çocuklarda görülür) hospitalism n.
belirli psikolojik rahatsızlıkların tedavisi için beyinden elektrik akımı geçirme electroconvulsive therapy n.
tıbbi veya psikolojik bir bozukluğun veya bu bozukluğa olan yatkınlığın varlığını gösteren özellik veya hal medical marker n.
psikolojik gebelik false pregnancy n.
fiziksel ve psikolojik özellikler constitution n.
psikolojik tedavi uygulamak therapize v.
bir kimseyi psikolojik tedaviye tabi tutmak therapize v.
anne adayının doğuma narkoz kullanılmadan psikolojik ve fiziksel olarak hazırlandığı doğum yöntemine uygun lamaze adj.
Psychology
insanın psikolojik tepkilerini inceleyen bilim dalı reactology n.
psikolojik uyarım deneylerine konu olan denek reagent n.
kabul edilemez düşünceleri bilinç seviyesine ulaşmadan bastıran psikolojik etken censor n.
zihinsel enerjinin sonuna kadar kullanılmasından kaynaklanan psikolojik bozukluk cerebropathy n.
psikolojik güdüyü etkileyen içgüdüsel unsurların analizi reduction n.
organizmayı bir hedefe yönelmeye iten psikolojik etken need n.
psikolojik deneylerde kullanılan projeksiyon makinesi t-scope n.
çocuklar için psikolojik testler psychological tests for children n.
duyguların psikolojik olarak bir başkasına yönelmesi transference n.
ilişkide olduğu çevrenin niteliğini belirlemede etkili olduğunu savunan bir psikolojik teori niche-picking n.
karşıdaki insana çeşitli oyunlar oynayarak zamanla kendisinden şüphe etmesini sağlamasına yönelik olan bir psikolojik işkence/manipülasyon yöntemi gaslighting n.
psikolojik sağlamlık resilience n.
psikolojik eğri psychological curve n.
psikolojik iyi oluş ölçeği psychological well being scale n.
psikolojik ölçüm psychological measurement n.
psikolojik tepkisellik teorisi theory of psychological reactance n.
psikolojik gerilim psychological tension n.
psikolojik araştırma psychological research n.
psikolojik durum psychological state n.
psikolojik otopsi psychological autopsy n.
psikolojik determinizm psychological determinism n.
psikolojik yıkım psychological destruction n.
psikolojik bozukluk psychological disorder n.
psikolojik tepki psychological reaction n.
psikolojik danışma psychological consultation n.
psikolojik antropoloji psychological anthropology n.
psikolojik teori psychological theory n.
psikolojik çöküntü psychological breakdown n.
psikolojik hasta psychologically ill n.
psikolojik denge psychological balance n.
psikolojik istismar psychological abuse n.
psikolojik roman psychological fiction n.
psikolojik engel psychological barrier n.
psikolojik uyum sağlama psychological adjustment n.
psikolojik uyarıcılar psychostimulants n.
psikolojik sermaye psychological capital (psycap) n.
başkalarına olan psikolojik bağımlılık anaclisis n.
deneyimlerin ve psikolojik durumların temel birimlerden oluştuğu teorisi atomism n.
psikolojik dayanıklılık psychological hardiness n.
pek çok ortak psikolojik özelliği olan bir grup birey biotype n.
ilaca karşı psikolojik bağımlılık habituation n.
manipüle etmek veya sindirmek için kullanılan bir psikolojik taktik mind game n.
bireyin mevcut düşüncelerinin benzer görüşlü bireylerle etkileşimle güçlendirildiği bilişsel veya psikolojik tecrit bölgesi bubble n.
psikolojik istikrar sağlayan inançlar mooring n.
psikolojik istikrar sağlayan inançlar moorings n.
(psikolojik test) faktörün performans skoruna oranı loading n.
hem pozitif hem de negatif duyguları ifade edip bunlarla başa çıkmak için hareket ve dansın kullanıldığı bir psikolojik tedavi yöntemi movement therapy n.
hem pozitif hem de negatif duyguları ifade edip bunlarla başa çıkmak için hareket ve dansın kullanıldığı bir psikolojik tedavi yöntemi dance therapy n.
algılanan ve psikolojik tanımlamaya yardımcı olan fiziksel unsur object n.
(psikolojik) ilaç bağımlılığı dependance n.
(psikolojik) ilaç bağımlılığı dependence n.
el yazısını tahlil ederek psikolojik veya duygusal bozukluklara ait belirtilerin tespiti graphopathology n.
kişinin kendini bir diğer kişi veya grup ile özdeşleştirdiği psikolojik süreç identification n.
psikolojik dayanıklılık psychological resilience n.
çocuklukta ortaya çıkıp dil becerisi gibi psikolojik işlevlerin gelişiminde yavaşlama ile karakterize olan rahatsızlık developmental disorder n.
travmalara karşı geliştirilen psikolojik bir savunma mekanizması dissociation n.
hakim psikolojik durum climate n.
(gestalt psikolojisinde) beyin süreciyle psikolojik tezahürünün eş olduğu varsayımsal durum isomorphism n.
bireyin normal kişiliğinin farklı bir kişilik tarafından ele geçirildiği psikolojik durum possession n.
sigmund freud'un psikolojik teorileri freudian psychology n.
çözüm odaklı kısa süreli psikolojik danışma solution-focused short-term psychological counseling n.
(psikolojik) engelleme yaşamak block v.
(psikolojik) engelleme sergilemek block v.
(düşünceleri, duyguları veya anıları) psikolojik bölmelemeye tabi tutmak compartmentalise v.
(düşünceleri, duyguları veya anıları) psikolojik bölmelemeye tabi tutmak compartmentalize v.
(düşünceleri, duyguları veya anıları) psikolojik bölmelemeye tabi tutmak compartmentalise v.
psikolojik açıdan dengeli adjusted adj.
(psikolojik bozuklukta) iyileşme sürecinde in recovery adj.
başkalarına olan psikolojik bağımlılıktan anaclitic adj.
başkalarına olan psikolojik bağımlılıkla ilgili anaclitic adj.
jung'un psikolojik teorilerini savunan jungian adj.
yalnızca psikolojik test verilerinden elde edilen blind adj.
psikolojik olarak engellenmiş blocked adj.
psikolojik olarak engelleyen blocked adj.
psikolojik mekanizmaya ait mechanistic adj.
psikolojik mekanizma ile ilişkili mechanistic adj.
psikolojik ve davranışsal süreçleri düzensiz olan disintegrative adj.
(psikolojik deneylerde) iki uyaran arası interstimulus adj.
Mental Health
psikolojik olgunluk psychological maturity n.
Pharmaceutics
güçlü fiziksel ve psikolojik etkileri olan bağımlılık yapıcı ilaç hard drug n.
Statistics
psikolojik olasılık psychological probability n.
Chemistry
psikolojik bazlı farmakinetik model physiologically based pharmacokinetic model n.
psikolojik esaslı farmakinetik model physiologically based pharmacokinetic model n.
Biology
bir türe ait belirli çevresel koşullara uyum sağlayarak davranışsal, yapısal ve psikolojik farklılıklar gösteren bir grup organizma ecotype n.
Zoology
mikroskobik hayvanlarla ilgili psikolojik ve patolojik olguları açıklayan bir teori animalculism n.
mikroskobik hayvanlarla ilgili psikolojik ve patolojik olguları açıklayan teoriyi savunan kimse animalculist n.
Social Sciences
tıbbi veya psikolojik bir bozukluğun varlığını veya bu bozukluğa yatkınlığın olduğunu gösteren bir özellik, durum, gen veya madde marker n.
bireyi etkileyen biyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel etkenler situation n.
sosyal ve psikolojik etmenlere ait sociopolitical adj.
sosyal ve psikolojik etmenler ile ilgili sociopolitical adj.
sosyal ve psikolojik etmenleri birleştiren sociopolitical adj.
Education
rehberlik ve psikolojik danışmanlık psychological counseling and guidance n.
psikolojik danışman psychological counselor n.
okul psikolojik danışmanı school counselor n.
Literature
psikolojik anlatı psychonarration n.
psikolojik anlatı psychological narration n.
Military
hedef kitlenin belli psikolojik savaş araçlarına olan savunmasızlığı receptivity n.
askeri psikolojik harp military psychological warfare n.
birleşik müşterek psikolojik harekat görev kuvveti combined joint psychological operations task force n.
istikrar psikolojik harekatı consolidation psychological operations n.
muharebe sahası psikolojik harekat battlefield psychological activities n.
operasyonel psikolojik harekat operational psychological operations n.
nüfuz edilebilirlik (psikolojik harekatta) accessibility n.
potansiyel psikolojik harekat yararları psyop assets n.
psikolojik faaliyet psychological action n.
psikolojik konu psychological theme n.
psikolojik hedefler ve temalar objectives and themes n.
psikolojik harp özel görevi psychological warfare task n.
psikolojik harekat görev kuvveti psyop task force n.
psikolojik harp konusu psychological warfare theme n.
psikolojik harekat kampanyası kontrol formu campaign control sheet n.
psikolojik harekat dağıtım bölüğü psyop dissemination company n.
psikolojik harp hedefi psychological warfare objective n.
psikolojik harekat analiz süreci psyop analysis process n.
psikolojik harbe karşı hareket tarzı psywar policy n.
psikolojik harekat kampanyası psyop campaign n.
psikolojik harekat kampanyası planlaması campaign planning n.
psikolojik vasıtalar psychological media n.
psikolojik harekat onay süreci psyop approval process n.
psikolojik harekat psychological operations n.
psikolojik harp beraberlik ve bütünlüğü psychological warfare consolidation n.
psikolojik durum psychological situation n.
psikolojik beraberlik ve bütünlük faaliyetleri psychological consolidation activities n.
psikolojik ihtiyaç psychological requirement n.
psikolojik harekat hedefi psyop objective n.
psikolojik faaliyet psychological activity n.
psikolojik harekat yaklaşımı psychological operations approach n.
psikolojik harp istihbaratı intelligence for psychological warfare n.
psikolojik harekat dağıtım taburu psyop dissemination battalion n.
psikolojik eylem psychological action n.
psikolojik harp teması psychological warfare theme n.
psikolojik çevre psychological medium n.
psikolojik harp psychological warfare n.
psikolojik eylem psychological activity n.
psikolojik ortam psychological medium n.
psikolojik beraberlik ve bütünlük psychological consolidation n.
stratejik psikolojik harp strategic psychological warfare n.
stratejik psikolojik faaliyetler strategic psychological activities n.
stratejik psikolojik harp istihbaratı strategic psychological warfare intelligence n.
stratejik askeri psikolojik harp strategic military psychological warfare n.
taktik psikolojik harp tactical psychological warfare n.
tugay psikolojik harekat destek ünitesi brigade psychological support element n.
takviye edici psikolojik harekat consolidation psychological operations n.
tümen psikolojik harekat destek ünitesi division psychological support element n.
taktik psikolojik harekat tactical psychological operations n.
taktik psikolojik harp faaliyetleri tactical psychological warfare activities n.
temel psikolojik harekat etüdü basic psychological operations study n.
müşterek psikolojik harekat görev kuvveti joint psychological operations task force (jpotf) n.
barış dönemi psikolojik harekat programı overt peacetime psychological operations programs n.
savaş harici askeri harekatlar esnasında psikolojik destek sağlamak için uygulanan program overt peacetime psychological operations programs n.
psikolojik harp psychological warfare (psywar) n.
(abd) askeri değerlendirme sonucu psikolojik yetersizlik veya olumsuz karakter özellikleri nedeniyle ordudan ihraç edime section eight n.
hedef kitlenin bazı psikolojik operasyonlara duyarlılığı susceptibility n.
Volleyball
psikolojik hazırlık psychological preparation n.
Art
(kurgu) özellikle psikolojik deneyimler olmak üzere kişisel ve özel konuları temel alan intimist adj.
Theatre
psikolojik oyun psychological play n.
Cinema
psikolojik gerilim psychological thriller n.
Slang
psikolojik olarak yıkmak mess up v.
psikolojik sorunlarla boğuşan hung up adj.
Modern Slang
topluma uyum sağlayamayan, alkol, uyuşturucu kullanan ya da psikolojik problemleri olan sanatçı a poète maudit n.
lsd kullandıktan sonrası yaşanan psikolojik problemler acid casualty n.
karşıdaki insana çeşitli oyunlar oynayarak zamanla kendisinden şüphe etmesini sağlamasına yönelik olan bir psikolojik işkence/manipülasyon yöntemi ambient abuse n.
başkalarına olan psikolojik bağımlılık üzerinden uygulanan bir psikolojik tedavi anaclitic therapy n.