| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | reddedilme | rejection n. | ||
|
Rejection of these initiatives would probably be a bad sign for change in the right direction. Bu girişimlerin reddedilmesi muhtemelen doğru yönde bir değişim için kötü bir işaret olacaktır. More Sentences |
||||
| General | reddedilme | refusal n. | ||
|
One problem is refusal to grant discharge. Sorunlardan biri tahliye talebinin reddedilmesidir. More Sentences |
||||
| Colloquial | ||||
| Colloquial | reddedilme | boot n. | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | reddedilme | the air n. | ||
| Turc | Anglais | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | evlatlıktan reddedilme | disherison n. |
| Idioms | ||
| Idioms | imla hatası nedeniyle reddedilme | death by spell check n. |
| Idioms | genelde devlet daireleri veya müşteri temsilciliklerinde esnek ve akla yatkın olmayan reddedilme/bir şeylerin kabul edilmeme durumunu belirten bir ifade | computer says no [cliché] expr. |
| Medical | ||
| Medical | organ bağışçılarının/donörlerin reddedilme kriterleri | deferral criteria of donors n. |
| Psychology | ||
| Psychology | reddedilme korkusu | fear of rejection n. |
| Logic | ||
| Logic | mantıksal bir önermenin olanaklı, olanaksız, zorunlu veya olumsal olarak öne sürülme veya reddedilme biçimi | mode n. |
