Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | sızarak | by the run adv. |
General | sızarak | influxively adv. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | az az sızarak damlayan sıvı | dribble n. |
General | sızarak yerleşmek | creep n. |
Phrasals | ||
Phrasals | sızarak akmak | seep away v. |
Telecom | ||
Telecom | gizli haberleşme ağına sızarak telefon konuşmasını dinleyen kimse | tapper n. |
Geology | ||
Geology | magmanın kayaçlar arasına sızarak oluşturduğu daire veya mercek şeklindeki intrüsif volkanik kayaç kitlesi | lopolith n. |