Anglais | Turc | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Common Usage | sidle v. | sokulmak |
General | ||
General | sidle n. | belli belirsiz ilerleme |
General | sidle n. | dikkat çekmeyen artış |
General | sidle n. | göze batmayan gelişim |
General | sidle n. | yan yan gitme |
General | sidle n. | yanal hareket |
General | sidle v. | yan yan getirmek |
General | sidle v. | yanaşmak |
General | sidle v. | yan yana gitmek |
General | sidle v. | yan yan gitmek |
General | sidle v. | tereddütlü yürümek |
General | sidle v. | yanaştırmak (gemiyi) |
General | sidle v. | yanlamak |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | sidle up to v. | sokulmak | ||
General | sidle up to v. | birine yanaşmak | ||
General | sidle up to v. | birinin yanına yaklaşmak | ||
General | sidle away v. | sıvışmak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | sidle away from v. | çekinerek yana doğru hareket etmek | ||
Phrasals | sidle away (from someone or something) v. | (birinden/bir şeyden) giderek/yavaş yavaş uzaklaşmak | ||
Phrasals | sidle away (from someone or something) v. | (birinden/bir şeyden) sıvışmak | ||
Phrasals | sidle up v. | dikkat çekmeden ilerlemek/yaklaşmak | ||
Phrasals | sidle up v. | sinsi sinsi ilerlemek/yaklaşmak | ||
Phrasals | sidle up v. | çaktırmadan ilerlemek/yaklaşmak | ||
Phrasals | sidle up (from someone or something) v. | dikkat çekmeden (birine/bir şeye doğru) ilerlemek/yaklaşmak | ||
Phrasals | sidle up (from someone or something) v. | sinsi sinsi (birine/bir şeye doğru) ilerlemek/yaklaşmak | ||
Phrasals | sidle up (from someone or something) v. | (birine/bir şeye doğru) çaktırmadan ilerlemek/yaklaşmak |