sorunu çözmek - Turc Anglais Dictionnaire

sorunu çözmek

Sens de "sorunu çözmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

Turc Anglais
General
sorunu çözmek resolve the problem v.
We have paid lip service to it but have not been able to resolve the problem.
Buna sözde hizmet ettik ama sorunu çözemedik.

More Sentences
sorunu çözmek settle the matter v.
sorunu çözmek treat a question v.
Colloquial
sorunu çözmek make it up v.
Idioms
sorunu çözmek cut the gordian knot v.
sorunu çözmek untie the gordian knot v.
sorunu çözmek cut/untie the gordian knot v.

Sens de "sorunu çözmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 32 résultat(s)

Turc Anglais
General
çözmek (problemi/sorunu) work out v.
If I had the time, I could work out what emissions trading might mean in the future for Latin America.
Zamanım olsaydı, emisyon ticaretinin gelecekte Latin Amerika için ne anlama gelebileceğini çözebilirdim.

More Sentences
bir sorunu çözmek için minimum kaynağı veya en basit açıklamayı kullanma ilkesi parsimony n.
bir sorunu çözmek sort something out v.
sorunu tartışarak çözmek argue one's way out of something v.
sorunu tartışarak çözmek argue one's way out v.
bir sorunu geçici olarak çözmek solve a problem temporarily v.
Phrasals
(iki veya daha çok taraf arasındaki) sorunu gidermek/çözmek arbitrate between v.
(iki taraf arasındaki) sorunu gidermek/çözmek arbitrate between (someone and someone else) v.
bir sorunu yok sayarak/ortadan kalkmasını dileyerek çözmek wish away v.
Idioms
sorunu çözmek için yaratıcı düşünme thinking way out of the box n.
bir sorunu ya da gizemi çözmek crack the code v.
aradaki sorunu çözmek make one's peace with v.
bir sorunu geçici olarak çözmek paper over something v.
bir sorunu çözmek cut the gordian knot v.
bir sorunu kendi çözmek take matters into own hands v.
bir sorunu geçici olarak çözmek paper something over v.
sorunu/problemi çözmek/halletmek get the kinks ironed out v.
sorunu/problemi çözmek/halletmek get the kinks out v.
sorunu çözmeye çalışmak/çözmek için uğraşmak work the problem v.
(sorunu çözmek için) masaya oturmak come to the table v.
zor bir sorunu çözmek crack the code v.
bir sorunu çözmek için belli bir miktar parayı harcamaktan kaçınırken uzun vadede problem büyüdüğünde daha fazla para harcamak zorunda kalmak be penny-wise and dollar-foolish v.
(sorunu/problemi) çözmek/halletmek get (something) ironed out v.
(biriyle/bir şeyle) aradaki sorunu çözmek make (one's) peace with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aradaki sorunu çözmek make peace with (someone or something) v.
biriyle aradaki sorunu çözmek make peace with somebody v.
bir sorunu kendi çözmek take matters into (one's) own hands v.
bir sorunu kendi çözmek take matters into your own hands v.
bir konuyu/sorunu yavaş yavaş çözmek take things one day at a time v.
Speaking
bu sorunu çözmek benim için bir zevk it is my pleasure to solve this problem expr.
Computer
program veya sistemdeki sorunu çözmek için kullanılan teknik workaround n.
Slang
sorunu meditasyon ile çözmek zen v.