south - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

south

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "south" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 10 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
south n. güney
General
south n. cenup
south n. lodos
south adj. güneyden esen
south adj. güneyden gelen
south adv. güneyde
south adv. güneye
Trade/Economic
south n. az gelişmiş ülkeler
south n. güney ülkeleri
Technical
south n. güney

Sens de "south" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
south sea n. büyük okyanusun güney kısmına özgü
south sea n. güney denizi
south asia n. güney asya
west by south n. güney batı
south asian americans n. güney asyalı amerikalılar
south china sea n. güney çin denizi
south american n. güney amerikalı kimse
south cyprus n. güney kıbrıs
south carolina n. güney karolina
south african n. güney afrikalı kimse
south dakota n. güney dakota
east by south n. güneydoğu
deep south n. abd'nin güneydoğu eyaletleri
the south sea islands n. büyük okyanusun güney kısmındaki adalar
south pole n. güney kutbu
south wind n. akyel
south wind n. kıble
the south pole n. güney kutbu
south american n. güney amerikalı (kimse)
south australia n. güney avustralya
true south n. dünyanın eksenine göre güney
true south n. gerçek güney
south america n. güney amerika
south african n. güney afrikalı (kimse)
south sea islands n. okyanusya
south american n. güney amerikalı
south korea n. güney kore
south africa standard time n. güney afrika standart saati
south africa n. güney afrika
south africa daylight time n. güney afrika yaz saati
new south wales n. güney doğu avustralya bölgesi
indians of south america n. güney amerika yerlileri
central south n. orta güney
south central n. merkezi güney
south central n. merkez-güney
north south direction n. kuzey güney doğrultusu
south ossetian n. güney osetyalı
south georgia and the south sandwich islands n. güney georgia ve güney sandviç adaları
south ossetia n. güney osetya
south nigeria n. güney nijerya
south/southern side n. güney tarafı
south end n. güney uç
south-end n. güney uç
south-end n. güney ucu
south end n. güney ucu
south shore n. güney kıyısı
south korean n. güney koreli
the south coast n. güney sahili
moon bag (south africa) n. bel çantası
south wind n. güney rüzgarı
south sudan n. güney sudan
south sudanese n. güney sudanlı
braai (south african) n. barbekü
braai (south african) n. ızgara
mealie (south african english) n. mısır
mealie (south african english) n. mısır koçanı
south of turkey n. türkiye'nin güneyi
café [south african] n. köşe başı dükkan, bakkal
camp [south african] n. çitle çevrili mera/tarla
regmaker [south african] n. canlandırıcı içecek
regmaker [south african] n. içki sersemliğini hafifletmek için içilen bir içecek
laat lammetjie [south african] n. diğer kardeşlerinden uzun yıllar sonra doğmuş çocuk
laat lammetjie [south african] n. tekne kazıntısı
nadors [south african] n. aşırı alkol tüketiminden kaynaklı susuzluk
nkosi [south african] n. usta
nkosi [south african] n. amir
nkosi [south african] n. üst mevkideki birine seslenme terimi
necklace [south african] n. birini yakarak öldürmek için boynuna dolanan ve benzin döküp ateşe verilen lastik
trek [south african] n. sefer
trek [south african] n. göç
trippler [south african] n. rahvan gider gibi yavaş adımlarla yürüyen at
tsotsi [south african] n. siyahi çete üyesi
amadoda [south african] n. adam
amadoda [south african] n. yetişkin erkek
south australian n. güney avustralyalı
kerel [south africa] n. dost
kerel [south africa] n. ahbap
jong [south africa] n. genç adam
jukskei [south africa] n. yere kazık atılarak oynanan eski bir güney afrika oyunu
lappie [south africa] n. paçavra
lappie [south africa] n. çaput
lappie [south africa] n. giysi
madiba [south africa] n. nelson mandela'ya verilmiş, kökeni ait olduğu xhosa klanına dayanan bir saygı unvanı
madiba generation [south africa] n. mandela'nın çok ırklı güney afrika'nın ilk başkanı olduğu 1994 yılı civarında doğan nesil
voema [south africa] n. kuvvet
voema [south africa] n. coşku
voema [south africa] n. enerji
volk [south africa] n. afrikaner halkı
volk [south africa] n. afrikaner milleti
voorkamer [south africa] n. (ev veya çiftliklerde) ön oda
vrou [south africa] n. kadın
vrou [south africa] n. eş
vrou [south africa] n. karı
vrystater [south africa] n. beyaz insan
haanepoot [south africa] n. iskenderiye misketinden yapılan bir beyaz şarap türü
boep [south africa] n. çıkık göbek
boep [south africa] n. bira göbeği
boet [south africa] n. erkek kardeş
boet [south africa] n. arkadaş
boet [south africa] n. kanka
mevrou [south africa] n. hanım
mevrou [south africa] n. bayan
mevrou [south africa] n. hanımefendi
middelmannetjie [south africa] n. tekerleklerin toprak yolda bıraktıkları izlerinin arasında yer alan kesintisiz tümsek
middelskot [south africa] n. (güney afrika'da) çiftçi kooperatifine ekin veya yün kırkma için yapılan ara ödeme
wus [dialect] [south wales] n. resmi olmayan bir hitap şekli
bossboy [south africa] n. siyahi afrikalı formen
buck [south africa] n. güney afrika randı
hijra [south asia/india] n. transseksüel kimse
hijra [south asia/india] n. cinsiyet değiştirmiş kimse
hijrah [south asia/india] n. cinsiyeti ne erkek ne de kadın olan kimse
hijrah [south asia/india] n. transseksüel kimse
hippo [south africa] n. zırhlı polis arabası
homestead [south africa] n. geniş ailenin yaşadığı birkaç evden oluşan yapı
mission [south africa] n. uzun ve zorlu süreç
gammat [south africa] n. güney afrikalı bir etnik grubun aksanı
gemclip [south africa] n. ataş
globe [australia/new zealand/south africa] n. ampul
lobola [south africa] n. başlık parası
lobolo [south africa] n. başlık parası
dwaal [south africa] n. sersemlik hali
dwaal [south africa] n. şaşırma
dwaal [south africa] n. şaşkınlık
couzin [south africa] n. arkadaş
dronklap [south africa] n. ayyaş
dronklap [south africa] n. içkici kimse
dronklap [south africa] n. içkiye düşkün kimse
dronklap [south africa] n. sarhoş kimse
dronkverdriet [south africa] n. sarhoşluk depresyonu
packet [south africa] n. plastik torba
padkos [south africa] n. yolculuk için atıştırmalıklar
pont [south africa] n. nehir feribotu
packet [south africa] n. naylon poşet
postnet [south africa] n. güney afrika'da resmi bir posta servisi
potjie [south africa] n. ayaklı döküm tencere
foefie slide [south africa] n. yamaca yerleştirilen paslanmaz çelikten makaralı halat düzeneği
does [south africa] n. ahmak kimse
does [south africa] n. adi kimse
does [south africa] n. rezil kimse
rooinek [south africa] n. (alaycı bir şekilde) ingiliz
rooinek [south africa] n. (alaycı bir şekilde) ingilizce konuşan güney afrikalı kimse
shebean [south africa] n. siyahi erkeklerin takıldığı içkili mekan
shebeen [south africa] n. siyahi erkeklerin takıldığı içkili mekan
skokiaan [south africa] n. bir siyahi afrikalı içkisi
skolly [south africa] n. siyahi holigan
skrik [south africa] n. ani korku
skrik [south africa] n. kaos
skrik [south africa] n. birden oluşan keşmekeş
slip-slop [south africa] n. kauçuk tabanlı parmak arası sandalet
smiley [south africa] n. pişmiş kuzu kelle
smouse [south africa] n. seyyar satıcı
smouse [south africa] n. tüccar
smouse [south africa] n. ticaret insanı
smouse [south africa] n. iş insanı
proto team [south africa] n. yer altı kurtarma ekibi
sorghum beer [south africa] n. sorgum birası
sorghum beer [south africa] n. darı birası
sorghum beer [south africa] n. mısır birası
sotho [south africa] n. sotho halkından kimse
sotho [south africa] n. basotho halkının bir üyesi
south-southeast n. güney-güneydoğu
south-southeast n. (pusulada) güney-güneydoğu yönü
south-southwest n. (pusulada) güney-güneybatı yönü
southwest by south n. (pusulada) güneybatı yönünün güneyi
southwest by south n. güneybatının güneyi
go south v. güneye gitmek
be heading south v. güneye doğru ilerlemek
blow from south v. güneyden esmek
necklace [south african] v. (birini) boynuna lastik geçirip lastiği ateşe vererek öldürmek
jackroll [south africa] v. (kadını) grup sekse zorlamak
jackroll [south africa] v. toplu tecavüz etmek
revert [south asia] v. yanıtlamak
revert [south asia] v. cevap vermek
revert [south asia] v. geri bildirimde bulunmak
graunch [south africa] v. (biriyle) tutkuyla öpüşüp sarılmak
chuck [south africa] v. yola çıkmak
chuck [south africa] v. (bir yerden) ayrılmak
chuck [south africa] v. zıplamak
outspan [south africa] v. boyunduruğunu çıkarmak
outspan [south africa] v. serbest bırakmak
outspan [south africa] v. çözmek
smaak [south africa] v. sevmek
smaak [south africa] v. hoşlanmak
smaak [south africa] v. düşkün olmak
south american adj. güney amerika´ya özgü
south african adj. güney afrika´ya özgü
south of adj. güneyinde
south american adj. güney amerika
south african adj. güney afrika
south african adj. güney afrikalı
south eastern adj. güneydoğu
south australian adj. güney avustralya'ya ait
south australian adj. güney avustralya'ya dair
south australian adj. güney avustralya'ya özgü
south australian adj. güney avustralyalılara ait
south australian adj. güney avustralyalılara dair
south australian adj. güney avustralyalılara özgü
harm [south] adj. saygısız
harm [south] adj. kaba
harm [south] adj. zararlı
mulatto [south] adj. kahverengi kilden oluşan
mulatto [south] adj. kahverengi kil ile karakterize
dronkverdriet [south africa] adj. içip içip ağlayan
dronkverdriet [south africa] adj. içkili ve ağlak
dronkverdriet [south africa] adj. sarhoş ve duygulanmış
south-facing adj. güneye bakan
south-facing adj. güneyi gören
south-facing adj. güney yönlü
south-southeast adj. güney-güneydoğuya bakan
south-southeast adj. güney-güneydoğu menşeli
south-southeast adj. güney-güneydoğudan gelen
south-southwest adj. güney-güneybatıya bakan
south-southwest adj. güney-güneybatı menşeli
south-southwest adj. güney-güneybatıdan gelen
southwest by south adj. güneybatının güneyine bakan
southwest by south adj. güneybatının güneyi menşeli
southwest by south adj. güneybatının güneyinden gelen
south-western adj. güneybatıdan gelen
south-western adj. güneybatılı
south-western adj. güneybatıda bulunan
due south adv. tam güneye
due south adv. tam güneye doğru
to the south adv. güneye
in the south adv. güneye doğru
in the south adv. güney yönünde
south-southeast adv. güney-güneydoğuya bakarak
south-southeast adv. güney-güneydoğudan
south-southwest adv. güney-güneybatıya bakarak
south-southwest adv. güney-güneybatıdan
south-west adv. güneybatıya doğru
south-west adv. güneybatıda
south-west adv. güneybatıya bakarak
southwest by south adv. güneybatının güneyine bakarak
southwest by south adv. güneybatının güneyinden
nooit [south african] interj. ayy
nooit [south african] interj. sürpriz belirten ünlem
nooit [south african] interj. hayranlık belirten ünlem
nooit [south african] interj. iğrenme belirten ünlem
aykhona wena [south africa] interj. aman tanrım!
voetsek [south africa] interj. kaybol!
voetsek [south africa] interj. defol!
voetsak [south africa] interj. kaybol!
voetsak [south africa] interj. defol!
voertsek [south africa] interj. kaybol!
voertsek [south africa] interj. defol!
voertsak [south africa] interj. kaybol!
voertsak [south africa] interj. defol!
bliksem [south african] interj. yok artık
bliksem [south african] interj. hasiktir
bliksem [south african] interj. öf ya
here [south africa] interj. yok artık
here [south africa] interj. vay canına
hey [south africa] interj. vurgu ünlemi
hey [south africa] interj. onay ünlemi
sharp [south africa] interj. kesinlikle
sis [south africa] interj. ıyk!
sis [south africa] interj. böğk!
sis [south africa] interj. öyk!
sis [south africa] interj. öğğ!
sis [south africa] interj. tiksinti belirten bir ünleme
sies [south africa] interj. ıyk!
sies [south africa] interj. böğk!
sies [south africa] interj. öyk!
sies [south africa] interj. öğğ!
sies [south africa] interj. tiksinti belirten bir ünleme
sjoe [south africa] interj. aaa!
sjoe [south africa] interj. pff!
sjoe [south africa] interj. vay!
sjoe [south africa] interj. fiyu!
boere- [south africa] pref. köylü tarzında anlamı veren ön ek
boere- [south africa] pref. kırsal tarzda anlamı veren ön ek
totsiens [south african] expr. görüşürüz
boertjie [south africa] expr. ahbap
boertjie [south africa] expr. arkadaş
boertjie [south africa] expr. dostum
oom [south africa] expr. (saygılı hitap şekli olarak) yaşlı adam
oom [south africa] expr. (saygılı hitap şekli olarak) amca
isit [south africa] expr. he
isit [south africa] expr. aynen ya
doer and gone [south africa] expr. uzak
dumela [south africa] exclam. merhaba
dumela [south africa] exclam. günaydın
wbs (west by south) abrev. güney batı
sebs (southeast by south) abrev. pusulanın güneydoğu ile güney arasında gösterdiği yön
sse (south-southeast) abrev. güney-güneydoğu
ssw (south-southwest) abrev. güney-güneybatı
sth (south) abrev. güney
Phrases
true as bob [south africa] expr. gerçekten
true as god [south africa] expr. gerçekten
true as bob [south africa] expr. eğriye eğri doğruya doğru
true as god [south africa] expr. eğriye eğri doğruya doğru
true as bob [south africa] expr. doğruya doğru
true as god [south africa] expr. doğruya doğru
true as bob [south africa] expr. gerçeği/doğruyu söylüyorum bak
true as god [south africa] expr. yeminle
true as god [south africa] expr. vallahi
true as god [south africa] expr. gerçeği/doğruyu söylüyorum bak
we'll love south korea forever expr. sonsuza kadar güney kore'yi seveceğiz
Colloquial
tamping (south wales dialect) n. çok sinirli
tamping mad (south wales dialect) n. çok sinirli
new south n. yeni güney galler
tickets [south african] n. son
blue code of silence [us/south africa] n. mavi sessizlik yasası
blue code of silence [us/south africa] n. polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
blue code of silence [us/south africa] n. polislerin birbirini koruması
train smash [south african] n. facia
train smash [south african] n. felaket
tronk [south african] n. hapishane
tukkie [south african] n. güney afrika'daki pretoria üniversitesi öğrencisi
amakwerekwere [South African] n. güney afrika'daki siyahların yabancı afrikalılara taktığı isim
umfazi [south african] n. evli kadın
down south n. güney doğu abd
umlungu [south africa] n. beyaz adam
umlungu [south africa] n. güney afrika'da bir hitap biçimi
bansela [south africa] n. hediye
bansela [south africa] n. ikramiye
bonsela [south africa] n. hediye
bonsela [south africa] n. ikramiye
pasela [south africa] n. hediye
pasela [south africa] n. ikramiye
zola budd [south africa] n. dolmuş taksi
kist [south africa] n. özellikle gelin çeyizi saklamak için kullanılan büyük ahşap sandık
kleinhuisie [south africa] n. binanın dışında yer alan tuvalet
jong [south africa] n. arkadaş
jong [south africa] n. ahbap
konfyt [south africa] n. bir meyve reçeli
the madam [south africa] n. evin hanımı
the madam [south africa] n. evi idare eden kadın
north and south (north and south rhyming with mouth) [uk] n. ağız
matie [south africa] n. stellenbosch üniversitesi öğrencisi
matie [south africa] n. okulunu bir spor dalında temsil eden stellenbosch üniversitesi öğrencisi
half-jack [south africa] n. cep boy şişe içki
whenwe [south africa] n. zimbabwe'den olan beyaz göçmen
witsie [south africa] n. witwatersrand üniversitesi öğrencisi
boykie [south africa] n. adam
boykie [south africa] n. kanka
bra [south africa] n. arkadaş
bra [south africa] n. kanka
broekies [south africa] n. külot
eye opener [us/canada/south africa] n. sabah gözünü açar açmaz içilen sert içki
eye opener [us/canada/south africa] n. sabah erkenden enerji vermesi için içilen sert içki
eye opener [us/canada/south africa] n. sabah gözü açılsın diye içilen sert içki
muti [south african] n. (bitkisel) ilaç
gogga [south africa] n. böcek
gogga [south africa] n. sürünen veya uçan küçük hayvan
chommie [south africa] n. arkadaş
chommie [south africa] n. dost
chommie [south africa] n. ahbap
chommie [south africa] n. kanka
chorrie [south africa] n. külüstür araba
chorrie [south africa] n. hurda araba
dinges [south africa] n. dalga
dinges [south africa] n. zamazingo
dinges [south africa] n. adı anımsanmayan veya bilinmeyen şey
graze [south africa] n. atıştırmalık
graze [south africa] n. yenilen şey
ikey [south africa] n. (özellikle bir spor dalında üniversiteyi temsil eden) cape town üniversitesi öğrencisi
oke [south africa] n. adam
indaba [south africa] n. endişe konusu
indaba [south africa] n. tartışma konusu
sammy [south africa] n. evden eve gezip sebze meyve satan hintli seyyar satıcı
scrummie [south africa/australia/new zealand] n. oyun kurucu
scrummie [south africa/australia/new zealand] n. oyun kuruculuk
skelm [south africa] n. düzenbaz
skelm [south africa] n. üçkağıtçı
skelm [south africa] n. dolandırıcı
skop, skiet en donder [south africa] n. filmde geçen şiddet ve macera sahnesi
be tickets (for someone or something) [south africa] v. biletini kesmek
be tickets (for someone or something) [south africa] v. bileti kesilmiş olmak
be tickets (for someone or something) [south africa] v. işini bitirmek
be tickets (for someone or something) [south africa] v. işi bitmiş olmak
be tickets [south africa] v. biletini kesmek
be tickets [south africa] v. bileti kesilmiş olmak
be tickets [south africa] v. işini bitirmek
be tickets [south africa] v. işi bitmiş olmak
go south v. değeri düşmek
go south v. çalışmamak (bir makinenin vb)
go south v. kalitesi düşmek
go moggy [south africa] v. çıldırmak
go moggy [south africa] v. aklını/kendini kaybetmek
go moggy [south africa] v. akli dengesini yitirmek
go moggy [south africa] v. deliye dönmek
go moggy [south africa] v. gözü dönmek
go moggy [south africa] v. aklını kaçırmak
go moggy [south africa] v. (bir şey için) heyecandan aklını yitirmek/kaçırmak
go moggy [south africa] v. (bir şeye) aklı gitmek
go moggy [south africa] v. (bir şeye) deli olmak
go moggy [south africa] v. (bir şeye) bayılmak
go moggy [south africa] v. dağıtmak
go moggy [south africa] v. kendini dağıtmak
go moggy [south africa] v. azıtmak
go moggy [south africa] v. coşmak
go moggy [south africa] v. aşırıya kaçmak
go moggy [south africa] v. sınırsızca eğlenmek
go moggy [south africa] v. kontrolü kaybetmek
go moggy [south africa] v. zıvanadan çıkmak
go moggy [south africa] v. sapıtmak
be tickets [south africa] v. sonu olmak
head south v. düşmek
head south v. azalmak
head south v. aşağı doğru hareket etmek
gone moggy [south africa] adj. tamamen bozulmuş
gone moggy [south africa] adj. alt üst olmuş
gone moggy [south africa] adj. dağılmış
gone moggy [south africa] adj. karışmış
gone moggy [south africa] adj. işlevini yitirmiş
gone moggy [south africa] adj. kullanılmaz hale gelmiş
gone moggy [south africa] adj. işi bitmiş
gone moggy [south africa] adj. hapı yutmuş
gone moggy [south africa] adj. bitik
kaal [south africa] adj. çıplak
kaal [south africa] adj. örtüsüz
kiff [south africa] adj. mükemmel
kiff [south africa] adj. klas
verkramp [south africa] adj. bağnaz
verkramp [south africa] adj. dar kafalı
verkramp [south africa] adj. dar görüşlü
verkramp [south africa] adj. kültürsüz
verlig [south africa] adj. aydın
verlig [south africa] adj. liberal
verlig [south africa] adj. serbest fikirli
verlig [south africa] adj. kültürlü
broken [south africa] adj. sarhoş
broken [south africa] adj. ayyaş
dof [south africa] adj. aptal
dof [south africa] adj. beyinsiz
dof [south africa] adj. kafasız
dof [south africa] adj. salak
snoep [south africa] adj. cimri
snoep [south africa] adj. eli sıkı
snoep [south africa] adj. pinti
snoep [south africa] adj. paragöz
snoep [south africa] adj. cebinde akrep olan
down south adv. güney doğu abd'de
down south adv. güney doğu abd'ye
check you [south african] interj. görüşürüz
check you [south african] interj. sonra görüşürüz
check you [south african] interj. hoşçakal
check you [south african] interj. görüşmek üzere
check you [south african] interj. hadi görüşürüz
check you later [south african] interj. görüşürüz
check you later [south african] interj. sonra görüşürüz
check you later [south african] interj. hoşçakal
check you later [south african] interj. görüşmek üzere
check you later [south african] interj. hadi görüşürüz
yebo [south africa] interj. evet
yebo [south africa] interj. onaylama ifade eden nida
bru [south african] interj. (hitap olarak) arkadaş
pula [south africa] interj. (selamlaşma veya şans dileme ifadesi olarak) selam
sies [south africa] interj. ıyk
sies [south africa] interj. böğk
sies [south africa] interj. öğğ
in a dwaal [south africa] expr. sersem
in a dwaal [south africa] expr. leyla
all y'all [us/south africa] exclam. siz hepiniz
all y'all [us/south africa] exclam. hepiniz
all y'all [us/south africa] exclam. buradaki herkes
all y'all [us/south africa] exclam. siz hepiniz
all y'all [us/south africa] exclam. hepiniz
all y'all [us/south africa] exclam. buradaki herkes
wits [south africa] abrev. witwatersrand üniversitesi
Idioms
a mouth full of south n. güney aksanı
a piece of old tackie [south africa] n. çocuk oyuncağı
a mouth full of south n. güney (abd) mutfağı/lezzeti
a piece of old tackie [south africa] n. çok kolay
a piece of old tackie [south africa] n. basit iş
a piece of old tackie [south africa] n. çantada keklik
christmas tree bill [us/south africa] n. yılbaşı ağacı yasa taslağı
christmas tree bill [us/south africa] n. küçük yasa değişikleri içeren yasa tasarısı
christmas tree bill [us/south africa] n. torba yasa
clay pigeon [us/south africa] n. saf
clay pigeon [us/south africa] n. safoğlan
clay pigeon [us/south africa] n. enayi
clay pigeon [us/south africa] n. keriz
clay pigeon [us/south africa] n. avanak
clay pigeon [us/south africa] n. kurban
clay pigeon [us/south africa] n. safdil
clay pigeon [us/south africa] n. ahmak
blue code of silence [us/south africa] n. polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
blue code of silence [us/south africa] n. polislerin birbirini koruması
cold check [us/south africa] n. sahte çek
cold check [us/south africa] n. karşılıksız çek
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa] n. olası tehlike
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa] n. gizli tehlike
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa] n. pusuda bekleme
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa] n. pusuya yatma
cat in the meal-tub [obsolete] [us/south africa] n. arkasından iş çevirme
activist judge [us/south africa] n. kendine yargıç
activist judge [us/south africa] n. kendine adalet
activist judge [us/south africa] n. hükümlerini yazılı kanunlardan ziyade kişisel ideolojilerine göre veren yargıç/yargı
drugstore cowboy [us/south africa] n. eczane kovboyu
drugstore cowboy [us/south africa] n. (güney afrika'da) bütün gün eczane köşeleri ya da diğer umuma açık alanlarda dolaşıp genç kadınları etkilemeye çalışan genç erkek
drugstore cowboy [us/south africa] n. kovboy gibi davranan ama aslında hiçbir marifeti ya da deneyimi olmayan kişi
drugstore cowboy [us/south africa] n. çakma kovboy
drugstore cowboy [us/south africa] n. İlaç satan, çalan ya da ilaçlarla kafa bulan kişi
carry the mail (for someone) [us/south africa] v. harıl harıl çalışmak
carry the mail (for someone) [us/south africa] v. geceli gündüzlü çalışmak
carry the mail (for someone) [us/south africa] v. koşturarak çalışmak
give (someone) the chair [us/south africa] v. elektrikli sandalyede idam etmek
give (someone) the chair [us/south africa] v. elektrikli sandalye ile idam etmek