Historique

tıkalı

Sens de "tıkalı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	tıkalı	engorged adj.
2	General	tıkalı	stuffy adj.
3	General	tıkalı	stuffed up adj.
4	General	tıkalı	plugged adj.
5	General	tıkalı	stopped up adj.
6	General	tıkalı	congested adj.
7	General	tıkalı	blocked adj.
8	General	tıkalı	airless adj.
9	General	tıkalı	impedite [obsolete] adj.
10	General	tıkalı	foul adj.
11	General	tıkalı	sticky adj.
Colloquial
12	Colloquial	tıkalı	bunged up adj.
Technical
13	Technical	tıkalı	blocked adj.
14	Technical	tıkalı	clogged adj.
15	Technical	tıkalı	fouled adj.
Automotive
16	Automotive	tıkalı	plugged adj.
17	Automotive	tıkalı	clogged adj.
Traffic
18	Traffic	tıkalı	congested adj.
Medical
19	Medical	tıkalı	occluded adj.
Slang
20	Slang	tıkalı	jammed (up) adj.

Sens de "tıkalı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 39 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	tıkalı bölge	congested district n.
2	General	boğazı tıkalı	a frog in the throat n.
3	General	tıkalı burun	congested nose n.
4	General	tıkalı burun	blocked nose n.
5	General	tıkalı boruları açma topu	mouse n.
6	General	tıkalı tuvalet	clogged toilet n.
7	General	tıkalı burun	bunged up nose n.
8	General	tıkalı burun	stuffy nose n.
9	General	tıkalı olma	clogginess n.
10	General	tıkalı olma	cloister n.
11	General	ağzı tıkalı	gagged adj.
12	General	tıkalı (burun)	stuffy adj.
13	General	tıkalı (yol)	choked adj.
14	General	tıkalı (yol)	clogged adj.
15	General	tam tıkalı	fully blocked adj.
16	General	bağırsakları tıkalı	bound adj.
17	General	üstü tıkalı	closed adj.
18	General	içi tıkalı	closed adj.
19	General	kütükler ile tıkalı	snaggy adj.
20	General	tıkalı bir şekilde	stuffily adv.
Idioms
21	Idioms	tıkalı kulaklara konuşmak	preach to deaf ears v.
Speaking
22	Speaking	burnum tıkalı	my nose is all stuffed expr.
23	Speaking	giderler tıkalı	drains are clogged up expr.
Technical
24	Technical	filtre tıkalı lambası	filter clogging light n.
25	Technical	tıkalı hava filtresi	air cleaner is blocked n.
26	Technical	tıkalı damarı ameliyatla açma	embolectomy n.
27	Technical	tıkalı hava filtresi	restricted air filter n.
28	Technical	tıkalı kulak simülatörü	occluded-ear simulator n.
29	Technical	tıkalı kovuk	filled cavity n.
Computer
30	Computer	daha fazla kaynak harcamamak için (tıkalı parçayı) çıkarmak	clip v.
Telecom
31	Telecom	tıkalı çağrı	blocked call n.
Traffic
32	Traffic	tıkalı trafik	congested traffic n.
Medical
33	Medical	tıkalı safra kanalları	acholia n.
34	Medical	tabii kanalların deliklerinin doğuştan tıkalı olması	atresia n.
35	Medical	tıkalı safra kanalları	cholestasis n.
36	Medical	tıkalı damar	blocked vein n.
37	Medical	tıkalı damar	clogged vein n.
38	Medical	tıkalı süt kanalları ve mastit	blocked duct and mastitis n.
Pathology
39	Pathology	kısmen ya da tümüyle tıkalı (solunum yolu)	tight adj.