Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | tahran | teheran n. | ||
Not until this month did European and Iranian human rights experts meet for a series of exploratory talks in Teheran. Bu aya kadar Avrupalı ve İranlı insan hakları uzmanları Tahran'da bir dizi keşif görüşmesi için bir araya gelmemişlerdi. More Sentences |
||||
General | tahran | tehran n. | ||
I have raised it in Tehran, as well as at meetings outside Tehran. Bu konuyu hem Tahran'da hem de Tahran dışındaki toplantılarda gündeme getirdim. More Sentences |
||||
Geography | ||||
Geography | tahran | capital of ıran n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Technical | ||
Technical | genellikle tahran'da bulunan bir açık drenaj kanalı | jube n. |
History | ||
History | modern tahran'ın güneydoğusunda yer alan bir med imparatorluğu kenti | rhagae n. |
Geography | ||
Geography | tahran'a yakın bir dağ | damavand n. |
Geography | tahran'ın kuzeybatısında bir iran şehri | kazvin n. |
Geography | tahran'ın güneydoğusunda bir iran şehri | kerman n. |