to back - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

to back



Sens de "to back" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 2 résultat(s)

Anglais Turc
Slang
to back adj. aşırı sarhoş
to back adj. çok fena akşamdan kalma

Sens de "to back" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
back to africa movement n. afrika geri dönüş hareketleri
twin back-to-back seats n. ikili duvar oturma yeri
back to basics n. köklere dönüş
back to basics n. özüne dönme
returning back to school n. okula dönme
relaxation back to the ground state n. elektronun temel enerji düzeyine geri dönmesi
back-to-back n. terasları ve bahçeleri birbirine bitişik olan evler
come back to v. geri gelmek
take back to v. geçmişe götürmek
talk back to v. karşı gelmek
go back to square one v. sıfırdan başlamak
talk back to v. sert karşılık vermek
put something back to v. tarihini öne almak (toplantı/randevu vb)
take back to v. götürmek (geçmişte bir zamana)
hark back to v. önceki konuya dönmek
put something back to v. saatini öne almak (toplantı/randevu vb)
hark back to v. geçmişten söz etmek
come back to one's memory v. aklına gelmek
bring back to life v. hayata döndürmek
not to give back v. üstüne yatmak
hark back to v. eski olaylardan söz etmek
go back to work v. işbaşı yapmak
come back to his memory v. aklına gelmek
go back to v. kadar uzanmak
come back to somebody v. aklına gelmek
call back to mind v. aklına getirmek
cause to go back v. geriletmek
stand back to back v. sırt sırta vermek
call back to mind v. hatırına getirmek
get back to the stage v. sahneye geri dönmek
get back to someone v. daha sonra aramak
go back to one's place v. yerine dönmek
back to health v. sağlığına kavuşmak
grow back to one's natural colour v. doğal rengini geri kazanmak
get back to the subject v. konuya dönmek
get back to the subject v. konuya geri dönmek
back to square one v. beyaz sayfa açmak
back to square one v. beyaz bir sayfa açmak
get one's life back (to normal) v. hayatını rayına oturtmak
get one's life back (to normal) v. hayatını yeniden rayına oturtmak
(memories) to come flooding back v. hatıralar canlanmak
(memories) to flood back v. hatıralar canlanmak
come back to a subject v. konuya dönmek
go back to one's ex-gf/bf v. eski sevgiliye geri dönmek
go back to one's ex-gf/bf v. eski sevgilisine geri dönmek
date back to old times v. eskiye dayanmak
back to track v. eski seyrini kazanmak
back to track v. yoluna girmek
go back to the beginning v. başa dönmek
go back to beginning v. başa dönmek
go back to one's childhood v. çocukluğuna inmek
date back to v. eskiye dayanmak
date back to v. geçmişe dayanmak
date back to old times v. geçmişe dayanmak
get back to sleep v. tekrar uykuya dalmak
answer back to someone v. (sözle vb.) karşılık vermek
get back to painting v. resim yapmaya dönmek
be too far gone to go back now v. geri dönemeyecek kadar yol almış olmak
go back to work v. işe geri dönmek
get back to camp v. kampa geri dönmek
get back to v. -a dönmek
get back to v. -e geri dönmek
get back to the country v. ülkeye dönmek
come back to work v. işe dönmek
hand something back to someone v. birine bir şeyi elden geri vermek
get back to reality v. gerçeğe geri dönmek
run back to the car v. arabaya geri koşmak
run back to the car v. geri arabaya koşmak
make some sort of deal to get it back v. geri almak için bir çeşit anlaşma yapmak
bring the dead back to life v. ölüleri hayata döndürmek
go back to the hotel v. otele dönmek
come back to work v. işe geri dönmek
go back to prison v. hapishaneye dönmek
check back to the ball v. topa doğru koşmak/hamle yapmak
bring everything back to sex v. her konuyu sekse getirmek
send it back to the publisher v. yayınevine geri göndermek
need a career to fall back on v. sırtını dayayacağı bir kariyere ihtiyaç duymak
be en route back to v. geri dönüş yolunda olmak
get the jumper/sweater on back to front v. kazağın önünü arkasına giymek
wear a sweater back-to-front v. kazağın önünü arkasına giymek
come back to the earth v. dünyaya dönmek
wear back to front v. bir şeyi ters giymek
hark back to v. (kökeni) bir şeye dayanmak
hark back to v. hatırlatmak
hark back to v. anımsatmak
back-to-back adj. terasları ve bahçeleri birbirine bitişik
back to england adj. ingiltere'ye dönmüş
back to england adj. ingiltere'ye geri dönmüş
back to back adv. arka arkaya
Phrasals
throw something back to someone v. birine bir şeyi geri atmak
lead someone back to somewhere v. bir yere dönmesinde birine rehberlik etmek
see someone back (to something) v. birine (bir yere dönüşünde) refakat etmek
throw something back to someone v. bir sorunu birine iade etmek
lead back to some place v. bir yerin dönüş yolu olmak
read something back (to someone) v. bir şeyi birine tekrar okumak
help someone back to something v. birinin bir yere dönmesine yardımcı olmak
trace back to v. geriye doğru takip etmek
trace back to v. geriye doğru izini sürmek
carry someone back to some time v. geçmişte bir zamana götürmek
head back to v. geri yönelmek
carry someone back to some time v. geçmişe götürmek
pass back to someone v. iade etmek
go back to v. tarihin derinliklerinden kaynaklanmak
go back to v. -den beri var olmak
trace back to v. -ye kadar izini sürmek/kökenini bulmak
go back to v. -e kadar uzanmak
go back to v. zamanın derinliklerine kadar uzanmak
cut back to someone or something v. film veya televizyonda bir sahneye geri dönmek
cut back to someone or something v. çekime geri dönmek
drift back (to someone or something) v. suyun üstünde yavaşça (birine/bir şeye doğru) sürüklenmek
drift back (to someone or something) v. suyun üstünde sürüklenerek bir yere yaklaşmak
drive (one) back to (someone) v. (birini başka birine, eski sevgilisine) geri döndürmek
drive (one) back to (someone) v. (birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive (one) back to (someone) v. (birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) barıştırmak
drive (one) back to (someone) v. (birini başka birine, eski sevgilisine) tekrar itmek/çekmek
drive (one) back to (someone) v. (birinin başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar arasını düzeltmek
drive someone back to someone v. birini başka birine (eski sevgilisi, annesi, babası) geri döndürmek
drive someone back to someone v. birini başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive someone back to someone v. birini başka birine (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar itmek/çekmek
drive someone back to someone v. birinin başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) arasını düzeltmek
get back (to someone) (on something) v. (birine/bir şeye) dönmek
get back (to someone) (on something) v. (birine/bir şeye) geri dönmek
get back (to someone) (on something) v. (birine/bir şeye) geri dönüş yapmak
get back (to someone) (on something) v. sonradan (biriyle) konuşmaya devam etmek
get back (to someone) (on something) v. (birine) bir bilgiyle geri dönmek
get back (to someone) (on something) v. (birine) bir bilgiyle dönüş yapmak
cut back to (someone or something) v. (birinin veya bir olayın yer aldığı) sahneye geri dönmek
refer back to (someone or something) v. önceye ait bir bilgiye dönüp bakmak
refer back to (someone or something) v. önceye ait bir bilgiyi dönüp incelemek
refer back to (someone or something) v. (birine) bir daha danışmak
refer back to (someone or something) v. önceki bir şeyle ilinti kurmak
refer back to (someone or something) v. önceki bir şeye gönderme yapmak
refer back to (someone or something) v. önceki bir şeye atıfta bulunmak
refer back to (someone or something) v. (bir konuyu incelenmesi/karar verilmesi için birine) yeniden yöneltmek
refer back to (someone or something) v. (bir şeyi incelenmesi/karar verilmesi için birine) geri göndermek
refer back to (someone or something) v. (birini) tekrar (birine) yönlendirmek
sweep back to (something) v. hızla (bir duruma) geri dönmek
sweep back to (something) v. hızla tekrar (bir duruma) gelmek
sweep back to (something) v. kesin olarak (bir konuma) geri dönmek
sweep back to (something) v. hızla (bir duruma) geri döndürmek
sweep back to (something) v. hızla tekrar (bir duruma) getirmek
sweep back to (something) v. kesin olarak (bir konuma) geri döndürmek
sweep back to (something) v. (bir şey) anımsatmak
sweep back to (something) v. birden (bir şeye/hatıraya) geri götürmek
sweep back to (something) v. (bir şeyi/anıyı) anımsatmak
sweep back to (something) v. (bir şeyi/hatırayı) tekrar yaşatmak
take (someone or something) back to (someone or some place) v. (birini/bir şeyi bir şeye/yere) geri götürmek
take (something) back to (someone) v. (birine bir şey/mesaj) götürmek
take (something) back to (someone) v. (birine bir şey/mesaj) iletmek
take something back to someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye götürmek
take something back to someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye iletmek
take something back to someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye taşımak
take something back to someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak
run back (to someone or something) v. koşarak (birine/bir şeye/bir yere) geri dönmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) hemen geri dönmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) hızla geri dönmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) iade etmek
run back (to someone or something) v. (birine/bir şeye/bir yere) geri vermek
answer back to (one) v. (birine) cevap vermek (kaba şekilde)
answer back to (one) v. (birinin) sözüne karşılık vermek
answer back to (one) v. (birine) karşı cevap vermek
back up (to something) v. (söylenen bir şeye) geri dönmek
back up (to something) v. (bir şeye) geri sarmak
back (someone or something) up to (something) v. (bir şeye) yaslanmak
back (someone or something) up to (something) v. (bir şeye) dayanmak
back (someone or something) up to (something) v. arkası (bir şeyle) bitişik olmak
back (someone or something) up to (something) v. arkası (bir şeye) bakmak
back (someone or something) up to (something) v. arka tarafta (bir şeye) sınırı olmak
back (someone or something) up to (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye) itmek
back (someone or something) up to (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye) doğru hareket ettirmek
back (someone or something) up to (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye) doğru geri sürmek
back someone or something up to someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye itmek
back someone or something up to someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru hareket ettirmek
back someone or something up to someone or something v. birini/bir şeyi geri birine/bir şeye doğru sürmek
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için göbeği çatlamak
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için büyük çaba sarf etmek
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için kendini paralamak
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için canını dişine takmak
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak
break (one's) back to (do something) v. (bir şeyi yapmak) için kıçını yırtmak
bring (someone or something) back to life v. (birini/bir şeyi) hayata döndürmek
bring (someone) back to life v. (birine) canlılık kazandırmak
bring (someone) back to life v. (birine) enerji vermek
bring (someone) back to life v. (birini) canlandırmak
bring (someone) back to life v. (birini) hayata döndürmek
bring (someone) back to life v. (birini) kendine getirmek
bring (someone) back to life v. (birini) diriltmek
bring (someone) back to life v. (birinin) canını üstüne getirmek
bring (something) back to life v. (bir şeye) hayat vermek
bring (something) back to life v. (bir şeyi) canlandırmak
bring (something) back to life v. (bir şeyi) kendine getirmek
bring (something) back to life v. (bir şeyi) diriltmek
bring someone (or an animal) back to life v. birini (bir hayvanı) hayata döndürmek
bring someone (or an animal) back to life v. birini (bir hayvanı) geri getirmek
bring something back (to someone) v. (birine) bir şeyi hatırlatmak
bring something back (to someone) v. (birine) bir şeyi anımsatmak
start back (to some place) v. (bir yere geri dönmek için) yola çıkmak
come back (to someone or something) v. (birine/bir şeye) geri dönmek
come back (to someone or something) v. (birine/bir şeye) geri dönmek
crawl back to v. geri gelip ayaklarına kapanmak
crawl back to v. pişman olarak dönmek
crawl back to (one) v. geri gelip (birinin) ayaklarına kapanmak
crawl back to (one) v. pişman olup (birine) geri dönmek
cut back to v. bir sahneye geri dönmek
cut back to v. çekime geri dönmek
date back (to someone or some time) v. tarihi/geçmişi (birine/bir şeye) dayanmak
drive back to v. -e geri döndürmek
drive back to v. ile tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive back to v. ile barıştırmak
drive back to v. ile tekrar arasını düzeltmek
drive back to v. -e tekrar itmek/çekmek
echo back to v. -i çağrıştırmak/hatırlatmak
echo back to v. -i anımsatmak
feed back to v. -e geri vermek
feed back to v. -e geri teslim etmek
feed something back to someone v. bir şeyi birine geri vermek
feed something back to someone v. bir şeyi birine geri teslim etmek
fight (one's) way back to (something or some place) v. (bir şeye/yere) itiş kakış geri dönmeye çalışmak
fight (one's) way back to (something or some place) v. (bir şeye/yere kalabalığı) yararak geri dönmeye çalışmak
fight (one's) way back to (something or some place) v. (bir duruma/konuma) geri dönmeye çalışmak
fire something back (to someone or something) v. (birine/bir şeye) bir şeyi geri yollamak
fire something back (to someone or something) v. (birine/bir şeye) bir şeyi geri göndermek
fire something back (to someone or something) v. (birine/bir şeye) bir şeyi geri postalamak
fire back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) hemen karşılık vermek
fire back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak
flash back (to someone or something) v. (geçmişten birine/bir şeye) dönmek/gitmek
flash back (to someone or something) v. (geçmişten birini/bir şeyi) hatırlamak/anımsamak
go back (to) v. kökenleri (belirli bir yere) dayanmak
get back to something v. bir şeye geri dönmek
get back to something v. bir şeye kaldığı yerden devam etmek
get back to (doing) (something) v. (bir şey yapmaya) geri dönmek
get back to (doing) (something) v. (bir şey yapmaya) kaldığı yerden devam etmek
give someone or something back (to someone or something) v. birini/bir şeyi (birine/bir şeye) geri vermek
give someone or something back (to someone or something) v. birini/bir şeyi (birine/bir şeye) iade etmek
go back to someone or something v. birine/bir şeye geri dönmek
hand back to (someone) v. (birine bir şeyi) elden geri vermek
hearken back to (something) v. (önceki konuya) geri dönmek
help someone back (to something) v. birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek
help someone back (to something) v. birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek
help (someone) back (to some place) v. birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek
help (someone) back (to some place) v. birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek
hurry back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) hemen/çabucak dönmek
hurry back to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin yanına/bir yere) hızlıca dönmek
put (one's) back to (something) v. (bir şeye) omuz vermek
put (one's) back to (something) v. (bir şeyi) sırtlanmak
put (one's) back to (something) v. (bir şeye) yüklenmek
put (one's) back to (something) v. (bir şey) için çabalamak
put (one's) back to (something) v. (bir şey) için elinden geleni yapmak
put (one's) back to (something) v. (bir şey) için kıçını yırtmak
put (one's) back to (something) v. (bir şey) için canını dişine takmak
put back to v. saatini öne almak (toplantı/randevu)
put back to v. tarihini öne almak (toplantı/randevu)
reach back to v. -e dayanmak
reach back to v. -e gönderme yapmak
reach back to v. -den öğeler taşımak
reach back to v. -den ilham almak
reach back to (some point in time) v. (tarihte bir zamana) dayanmak
reach back to (some point in time) v. (tarihte bir zamandan) gelmek
reach back to (some point in time) v. (tarihte bir zamana) gönderme yapmak
reach back to (some point in time) v. (tarihte bir zamandan) ilham almak
reach back to (some point in time) v. (önceki bir şeyden/zamandan) öğeler taşımak
refer back to v. önceye ait bir bilgiye dönüp bakmak
refer back to v. önceye ait bir bilgiyi dönüp incelemek
refer back to v. -e bir daha danışmak
refer back to v. önceki bir şeyle ilinti kurmak
refer back to v. önceki bir şeye gönderme yapmak
refer back to v. önceki bir şeye atıfta bulunmak
run back to v. -e geri koşmak
run back to v. -e koşarak geri dönmek
run back to v. -e hemen/hızla geri dönmek
run back to v. -e iade etmek/geri vermek
see (one) back (to something or some place) v. (birine bir şeye/bir yere) dönerken eşlik etmek
see (one) back (to something or some place) v. (birine bir şeye/bir yere) dönerken refakat etmek
see (one) back (to something or some place) v. (birini bir şeye/bir yere) geri bırakmak
send (someone) back (to some place) for (something) v. (birini bir şey) için (bir yere) geri göndermek
send (something) back (to some place) for (something) v. (bir şeyi) bir şeyden dolayı (bir yere) geri göndermek
talk back (to one) v. (birine) karşı gelmek
talk back (to one) v. (birine) sert/kaba bir şekilde karşılık vermek
talk back (to one) v. (birine) saygısızca cevap/karşılık vermek
talk back (to one) v. (birine) terbiyesizce/küstahça cevap/karşılık vermek
throw back to v. (birine) iade etmek
throw back to v. (birine) geri atmak
wire back to (one) v. (birine) elektronik transfer yoluyla geri göndermek
wire back to (one) v. (birine) geri transfer etmek
write back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) cevap yazmak
write back to (someone or something) v. (birine/bir şeye) cevaben bir mektup, e-posta yazmak
Phrases
on our way back to the airport expr. havaalanına dönerken
back-to-back-to-back expr. arka arkaya üç
back-to-back-to-back expr. peş peşe üç (şampiyonluk vb.)
back-to-back-to-back expr. art arda üç (yenilgi vb.)
back-to-back expr. sırt sırta
back-to-back expr. art arda
back-to-back expr. peş peşe
Colloquial
go back to camp v. kampa geri dönmek
be glad to see the back of (someone) v. (birinin) gitmesine memnun olmak
be glad to see the back of (someone) v. (birinin) gitmesine sevinmek
be glad to see the back of (someone) v. (birinin) gitmesinden mutluluk duymak
be glad to see the back of (someone) v. (birinden) kurtulduğuna sevinmek
be glad to see the back of (something) v. (bir şeyin) bitmesine memnun olmak
be glad to see the back of (something) v. (bir şeyin) bitmesine sevinmek
be glad to see the back of (something) v. (bir şeyin) bitmesinden mutluluk duymak
be glad to see the back of (something) v. (bir şeyden) kurtulduğuna sevinmek
be glad to see the back of someone or something [uk] v. birinin/bir şeyin gitmesine memnun olmak
be glad to see the back of someone or something [uk] v. birinin/bir şeyin gitmesine sevinmek
be glad to see the back of someone or something [uk] v. birinin/bir şeyin gitmesinden mutluluk duymak
be glad to see the back of someone or something [uk] v. birinden/bir şeyden kurtulduğuna sevinmek
go back to your room expr. odana dön
come back to bite you/someone expr. kötü bir davranışın yapan kişiye ileride bazı olumsuz sonuçlar getireceğini belirten bir söz
now back to business expr. şimdi işe geri dönelim
get back to your bed expr. yatağına geri dön
go back to sleep expr. uykuna devam et
get back to bed expr. yatağına dön
I'll get back to (someone) expr. (birine) geri döneceğim
I'll get back to (someone) expr. (birini) daha sonra arayacağım
I'll get back to (someone) expr. (birine) döneceğim
I'll get back to (someone) expr. (birine) geri dönüş yapacağım
I'll get back to (someone) expr. (birine) dönüş yapacağım
I'll get back to you expr. sana geri döneceğim
I'll get back to you expr. seni daha sonra arayacağım
I'll get back to you expr. sana döneceğim
I'll get back to you expr. sana geri dönüş yapacağım
I'll get back to you expr. sana dönüş yapacağım
Idioms
back to the salt mines n. kürkçü dükkanına dönme
carry someone back (to some time) v. eski bir zamanı hatırlatmak
carry someone back (to some time) v. eskiye götürmek
carry someone back (to some time) v. geçmiş bir zamana götürmek
come back to earth with a bang/bump/jolt v. ayakları (tekrardan/yeniden) yere basmak
come back to earth v. ayakları yere basmak
drop back to earth v. ayakları yere basmak
bring someone back to reality v. birini gerçeğe döndürmek
echo back to something v. bir şeyleri çağrıştırmak/hatırlatmak
go back to square one v. baştan başlamak
nurse someone back to health v. birisine bakıcılık yapmak
be (glad/happy/pleased) to see the back of somebody v. birinin gitmesine sevinmek
go back to square one v. başladığı yere dönmek
be sick to the back teeth v. canına tak etmek
be fed up to the back teeth v. canına tak etmek
bring back to life v. canlılık kazandırmak
come back to haunt one v. daha sonra sorun yaratmak
bring back to life v. canlandırmak
come back to the fold v. dönüp dolaşıp aynı yere gelmek
fire something back to someone v. geri postalamak
come back to earth with a bang/bump/jolt v. gündelik hayata dönüş yapmak
come back to earth with a bang/bump/jolt v. gerçeğe dönmek
crawl back to someone v. geri gelip ayaklarına kapanmak
harken back to something v. geçmişi anımsatmak
bring back to life v. hayata döndürmek
echo back to something v. geçmişteki bir şeyi anımsatmak/çağrıştırmak/hatırlatmak
fire something back to someone v. geri yollamak
give back (to) v. geri getirmek
go back to the drawing board v. en başa dönmek
drop back to earth v. gerçeklerle yüzleşmek
give back to v. geri vermek
fire something back to someone v. geri göndermek
drop back to earth v. gerçekleri kabul etmek
bring back to reality v. gerçeklere dönmek
go back to the drawing board v. en başından başlamak
harken back to something v. geçmişe götürmek
come back to earth v. gerçeklerle yüzleşmek
give back (to) v. geri vermek
come back to earth v. gerçekleri kabul etmek
harken back to something v. eskiyi anımsamak
back to square one v. en başa dönmek
back to the grind v. işe/okula geri dönmek
get back to the harness v. işine dönmek
give back to v. iade etmek
go back to the salt mines v. işine dönmek
back to the grind v. işe geri dönmek
be back to the harness v. işine dönmek
get back to the grindstone v. İstemeye istemeye işine dönmek
back to the grind v. işe güce geri dönmek
have one's back to the wall v. kendini güvene almak
have one's back to the wall v. kendini güvenceye almak
come back to the fold v. kürkçü dükkanına geri dönmek
have one's back to the wall v. kuyruğu kapana kısılmak
bring back to life v. moralini düzeltmek
have one's back to the wall v. köşeye sıkışmak
get back to the grindstone v. kürkçü dükkanına dönmek
have one's back to the wall v. savunmaya geçmek
give back to v. sahibine geri vermek
bring back to life v. renklendirmek
crawl back to someone v. pişman olarak dönmek
come back to the fold v. sürüye geri dönmek
go back to the drawing board v. sil baştan başlamak
be up stumps and back to the pavilion v. tası tarağı toplayıp gider/gidelim/gitmek
come back to haunt one v. tekrar ortaya çıkıp ensesine yapışmak
bring back to life v. yaşama sevinci vermek
make one's way back to something v. (dönüş) yolunu bulmak
nurse someone back to health v. (yeniden sağlığına kavuşana kadar) birine bakmak
bring back to life v. (birini) canlandırmak
come back to haunt one v. (sorun olarak) sonradan karşısına çıkmak
get back to basics v. temeline dönmek/inmek
get back to basics v. köküne dönmek/inmek
get back to basics v. özüne dönmek/inmek
go back to basics v. temeline dönmek/inmek
go back to basics v. köküne dönmek/inmek
go back to basics v. özüne dönmek/inmek
get back to nature v. doğaya dönmek
get back to nature v. doğaya daha yakın bir hayat yaşamak
get back to nature v. şehirden daha uzak bir hayat yaşamak
get back to nature v. doğayla daha uyumlu bir yaşama dönmek
get back to nature v. daha basit ve doğal bir yaşama dönmek
go back to nature v. doğaya dönmek
go back to nature v. doğaya daha yakın bir hayat yaşamak
go back to nature v. şehirden daha uzak bir hayat yaşamak
go back to nature v. doğayla daha uyumlu bir yaşama dönmek
go back to nature v. daha basit ve doğal bir yaşama dönmek
go to hell and back v. ölüp ölüp dirilmek
go to hell and back v. çok zor günler yaşamak
go to hell and back v. çok sıkıntı çekmek
push (something) to the back of (one's) mind v. (bir şeyi) aklından çıkarmak
push (something) to the back of (one's) mind v. (bir şeyi) aklının köşesinden bile geçirmemek
push (something) to the back of (one's) mind v. (bir şeye) takılmamak
push (something) to the back of (one's) mind v. (bir şeyi) aklının bir köşesine itmek
wire something back to someone v. (para veya cevap) tellemek
wire something back to someone v. telgrafla cevap göndermek
wire something back to someone v. telgrafla para yollamak
come back to haunt (one) v. (birine) musallat olmak
come back to haunt (one) v. (birini) rahat bırakmamak (doğa üstü varlıklar)
come back to haunt (one) v. (birinin) peşini bırakmamak (doğa üstü varlıklar)
come back to haunt (one) v. (birini) lanetlemek
come back to haunt (one) v. dönüp dolaşıp (kendini) bulmak
come back to haunt (one) v. tekrar gelip (kendini) bulmak
come back to haunt (one) v. (birinin) zihnine musallat olmak
come back to haunt (one) v. (birinin) bilinç altını ele geçirmek
come back to haunt (one) v. (birinin) sürekli aklına gelip rahatsız etmek
come back to haunt (one) v. (birinin) akından çıkmamak
come back to haunt (one) v. (birinin) aklına takılmak
come back to haunt (one) v. (birinin) gözünün önünden gitmemek
juice (someone or something) back to life v. (birine/bir şeye) yaşam enerjisi vermek
juice (someone or something) back to life v. (birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek
juice (someone or something) back to life v. (birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek
juice (someone or something) back to life v. (birine/bir şeye) yaşam enerjisini/gücünü yeniden kazandırmak
juice (someone or something) back to life v. (birini/bir şeyi) tekrar canlandırmak
juice (someone or something) back to life v. (birini/bir şeyi) hayata döndürmek
go to hell and back v. cehennemi yaşamak
go to hell and back v. öbür tarafa gidip gelmek
go to hell and back v. ölüp ölüp dirilmek
go to hell and back v. çok zor günler yaşamak
go to hell and back v. çok sıkıntı çekmek
go to hell and back v. çok zor/kötü bir duruma dayanmak/göğüs germek
go to hell and back v. badirelere göğüs germek
be back to square one v. baştan başlamak
be back to square one v. sıfırdan başlamak
be back to square one v. başladığı yere dönmek
be back to square one v. başa dönmek
be back to square one v. tekrar baştan/sıfırdan başlamak
go back to square one v. baştan başlamak
go back to square one v. sıfırdan başlamak
go back to square one v. başladığı yere dönmek
go back to square one v. başa dönmek
go back to square one v. tekrar baştan/sıfırdan başlamak
bring (one) back (down) to earth v. (birini) gerçeklerle tekrar yüzleştirmek
bring (one) back (down) to earth v. (birinin) ayaklarını tekrar yere bastırmak
bring (one) back (down) to earth v. (birini) hayal aleminden uyandırmak
bring (one) back (down) to earth v. (birini) gerçek dünyaya döndürmek
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. gerçeklerle tekrar yüzleşmek (birini gerçeklerle tekrar yüzleştirmek)
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. ayakları tekrar yere basmak (birinin ayaklarını tekrar yere bastırmak)
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. hayal aleminden uyanmak (birini hayal aleminden uyandırmak)
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. gerçek dünyaya dönmek (birini gerçek dünyaya döndürmek)
bring (one) back to reality v. (birini) gerçeğe döndürmek
bring (one) back to reality v. (birini) hayal aleminden uyandırmak
bring something back to life v. bir şeyi canlandırmak
bring something back to life v. bir şeye hareket katmak
bring something back to life v. bir şeye canlılık katmak
bring something back to life v. bir şeyi diriltmek
bring something back to life v. bir şeyi hareketlendirmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. gerçekler birinin yüzüne tokat gibi inmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. (bir anda) gerçeklerle yüzleşmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. eşekten düşmüşe dönmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. (bir anda) gerçeğe dönmek
cast your mind back to something v. bir şeyi anımsamaya/hatırlamaya çalışmak
cast your mind back to something v. geçmişteki bir şeyi anımsamak/düşünmek
cast your mind back to something v. zihninde geçmişteki bir şeye gitmek
cast your mind back to something v. geçmişteki bir şeyi aklına getirmek
come back (down) to earth v. dünyaya geri dönmek
come back (down) to earth v. rüyadan uyanmak
come back (down) to earth v. hayal dünyasından çıkıp gerçek dünyaya geri dönmek
come back (down) to earth v. dünyaya geri dönmek
come back (down) to earth v. rüyadan uyanmak
come back (down) to earth v. hayal dünyasından çıkıp gerçek dünyaya geri dönmek
come back (down) to earth v. bir anda tekrar gerçeklerle yüzleşmek
bring someone back (down) to earth v. birini dünyaya geri döndürmek
bring someone back (down) to earth v. birini rüyadan uyandırmak
bring someone back (down) to earth v. birini hayal dünyasından çıkarıp gerçek dünyaya geri döndürmek
bring someone back (down) to earth v. birini bir anda tekrar gerçeklerle yüzleştirmek
get/go back to basics v. öze dönüş yapmak
get/go back to basics v. temeline dönmek/inmek
get/go back to basics v. köküne dönmek/inmek
get/go back to basics v. özüne dönmek/inmek
give (something) back (to someone) with interest v. (birine bir şeyi) faiziyle geri vermek/ödemek
have back to the wall v. kendini güvenceye almak
have back to the wall v. kendini güvene almak
have back to the wall v. kuyruğu kapana kısılmak
have back to the wall v. köşeye sıkışmak
have back to the wall v. savunmaya geçmek
have your back to the wall v. kuyruğu kapana kısılmak
have your back to the wall v. köşeye sıkışmak
have your back to the wall v. zor durumda olmak
make (one's) way back (to something or some place) v. yavaş yavaş (bir şeye/bir yere) dönmek