tooth - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

tooth

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "tooth" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 29 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
tooth n. diş
General
tooth n. damak zevki
tooth n. tırtık
tooth n. pütür
tooth n. sert yüzey (kağıt)
tooth n. diş
tooth n. tarağın dişi
tooth n. testerenin dişi
tooth n. tırmığın dişi
tooth n. deler gibi acıtan şey
tooth n. batma hissi veren şey
tooth v. dişle kaplamak
tooth v. pütürlü yapmak (kumaş )
tooth v. dişlemek
tooth v. diş açmak
tooth v. kilitlenmek
tooth v. diş takmak
Technical
tooth n. bileyi taşının sert yüzeyi
tooth n. zımpara taşının sert yüzeyi
tooth n. diş
tooth v. çentik yapmak
Mechanic
tooth v. dişlileri birbirine geçirmek
Dyeing
tooth n. bir sonraki katın sabitlenmesi için yapılan pütürlü boya astarı
Automotive
tooth n. diş
Medical
tooth n. dent
Dentistry
tooth n. diş
Botanic
tooth n. yaprağın kenarında oluşan küçük girintiler
Photography
tooth n. negatif film üzerindeki mat yüzey
tooth n. rötuşta kalemle çalışılabilmesini sağlayan ince vernik kaplama

Sens de "tooth" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 458 résultat(s)

Anglais Turc
General
tooth powder n. diş tozu
molar tooth n. azı
tooth of a comb n. tarak dişi
baby tooth n. sütdişi
the last tooth of a decrepit n. peynirdişi
canine tooth n. köpekdişi
carious tooth n. çürük
impacted tooth n. çene kemiğine kaynamış diş
baby tooth n. kuzudişi
milk tooth n. sütdişi
wisdom tooth n. yirmi yaş dişi
milk tooth n. süt dişi
canine tooth n. köpek dişi
tooth decay n. diş çürümesi
tooth fairy n. diş perisi
tooth decay n. çürük
wisdom tooth n. akıldişi
molar tooth n. azıdişi
milk tooth n. kuzudişi
bleeding tooth n. diş kanaması
pivot tooth n. takma diş
tooth decay n. diş çürüğü
wisdom tooth n. akıl dişi
wisdom tooth n. yirmilik diş
molar tooth n. azı dişi
grinder tooth n. azı dişi
back tooth n. azı dişi
decayed tooth n. çürük diş
deciduous tooth n. sütdişi
eye tooth n. köpek dişi
eye tooth n. göz dişi
dog tooth n. köpek dişi
dog tooth n. göz dişi
canine tooth n. göz dişi
molar tooth n. öğütücü diş
broken tooth n. kırık diş
wobbly tooth n. sallanan diş
dangling tooth n. sallanan diş
loose tooth n. sallanan diş
tooth brush with removable head n. üstü açılabilir kapaklı diş fırçası
stomach tooth n. alt azı dişi
sharp tooth n. sivri/keskin diş
wisdom tooth n. 20 yaş dişi
sore tooth n. diş ağrısı
alligator tooth n. timsah dişi
sweet tooth n. tatlıya düşkünlük
dog tooth n. yaprak biçiminde süs
eye-tooth n. göz dişi
eye-tooth n. köpek dişi
eye-tooth n. köpekdişi
eye-tooth n. gözdişi
decayed tooth n. çürümüş diş
wisdom tooth n. 20'lik diş
tooth brush with removable head n. çıkarılabilir başlıklı diş fırçası
chaw tooth n. öğütücü
chaw tooth n. öğütme makinesi
chaw tooth n. öğütme makinesi
pointy tooth n. sivri diş
tooth edge n. diş kamaşması
mill tooth [obsolete] n. molar
mill tooth [obsolete] n. azı dişi
mill tooth [obsolete] n. öğütücü diş
mill tooth n. dik ön kenarı ve kavisli arka kenarı olan testere dişi
bad tooth n. çürük diş
colt's tooth n. lakaytlık
colt's tooth n. şehvetli arzu
fine-tooth comb n. kapsamlı araştırma sistemi
snag tooth n. yamuk diş
snag tooth n. kırık diş
go over something with a fine tooth comb   v. ince eleyip sık dokumak  
pull out a tooth v. diş çekmek
fill a tooth v. diş dolgusu yapmak
have a tooth out v. diş çektirmek
pull a tooth v. diş çekmek
stop a tooth v. dolgu yapmak
cut a tooth v. diş çıkarmak
work tooth and nail v. dişini tırnağına takmak
fill a tooth v. dolgu yapmak
cut a tooth v. çocuk diş çıkarmak
break one's tooth v. dişi kırılmak
have a tooth pulled v. diş çektirmek
have out tooth v. dişini çektirmek
have out tooth v. diş çektirmek
have a tooth pulled v. dişini çektirmek
have a tooth filled v. dolgu yaptırmak
saw-tooth-shaped adj. testere dişi şekilli
fine-tooth adj. ince ve sık dişli
tooth and nail adv. diş tırnak gibi
Phrases
this tooth hurts expr. bu dişim ağrıyor
no more tooth decay expr. diş çürüğüne son
no more tooth decay expr. (diş) çürüklere son
an eye for an eye, a tooth for a tooth expr. kısasa kısas
an eye for an eye, a tooth for a tooth expr. göze göz, dişe diş
an eye for an eye, a tooth for a tooth expr. kana kan, dişe diş
an eye for an eye, a tooth for a tooth expr. kısasa kısas
an eye for an eye, a tooth for a tooth expr. göze göz, dişe diş
an eye for an eye, a tooth for a tooth expr. kana kan, dişe diş
Idioms
red in tooth and claw n. bir çatışma ya da rekabet sırasında acımasız ve zalim taktiklere başvurma
red in tooth and claw n. kurt kanunu
red in tooth and claw n. kurtlar sofrası
red in tooth and claw n. göze göz dişe diş mücadele
red in tooth and claw n. dişe diş kana kan mücadele
love-tooth in the head n. sürekli sevgiye ihtiyaç duyma
love-tooth in the head n. sürekli sevgi isteme
a fine-tooth comb n. ince eleyip sık dokuma
a fine-tooth comb n. altını üstüne getirme
a fine-tooth comb n. bir şeyi çok dikkatli bir şekilde yapma
a fine-tooth comb n. bir şeyi derinlemesine yapma
a fine-tooth comb n. bir şeyi titizlikle yapma
a fine-tooth comb n. didik didik etme
a fine-tooth comb n. ıcığını cıcığını çıkarma
a sweet tooth n. şekerli şeylere düşkün olma
a sweet tooth n. tatlıya düşkün olma
a sweet tooth n. tatlı/şekerli şeyler yemeyi sevme
a sweet tooth n. tatlı/şeker düşkünlüğü
a sweet tooth n. tatlyla/şekerli şeylerle arası iyi olma
fine-tooth comb n. en ince ayrıntısına kadar araştırma
fine-tooth comb n. altını üstüne getirme
fine-tooth comb n. ince eleyip sık dokuma
fine-tooth comb n. didik didik etme
cast one's colt's tooth v. gençliğe özgü amaçsızlığa son vermek
have a colt's tooth v. ahlaksız olmak
take the bear by the tooth v. başını belaya sokmak
take the bear by the tooth v. belanın içine dalmak/atlamak
take the bear by the tooth v. (göz göre göre) kendini tehlikeye atmak
take the bear by the tooth v. (göz göre göre) tehlikeye atılmak
take the bear by the tooth v. elini ateşe sokmak
take the bear by the tooth v. ayıyı ağzından/dişinden yakalamak/tutmak
take the bear by the tooth v. kendini tehlikeye/sıkıntılı bir duruma atmak
go over something with a fine-tooth comb v. altını üstüne getirmek
go through something with a fine-tooth comb v. altını üstüne getirmek
search something with a fine-tooth comb v. altını üstüne getirmek
fight tooth and claw v. bir şeyi elde etmek için dişini tırnağına takmak
go at one another tooth and nail v. birbirleriyle kavga etmek
fight tooth and nail v. birbirine girmek (kavga)
fight tooth and claw v. birbirine girmek (kavga)
go at one another tooth and nail v. birbirlerine girmek
fight tooth and nail v. bir şeyi elde etmek için dişini tırnağına takmak
go through something with a fine-tooth comb v. didik didik aramak
go through with a fine-tooth comb v. derinlemesine araştırmak
be long in the tooth v. çok yaşlanmak
go over with a fine-tooth comb v. derinlemesine araştırmak
search something with a fine-tooth comb v. didik didik etmek
fight tooth and nail v. dişiyle tırnağıyla çabalamak
be long in the tooth v. çok yaşlı olmak
fight tooth and claw v. dişiyle tırnağıyla çabalamak
search something with a fine-tooth comb v. didik didik aramak
go over something with a fine-tooth comb v. didik didik aramak
go over with a fine-tooth comb v. didik didik etmek
fight tooth and nail v. canını dişine takarak mücadele etmek
go through something with a fine-tooth comb v. didik didik etmek
go over something with a fine-tooth comb v. didik didik etmek
go through with a fine-tooth comb v. didik didik etmek
fight tooth and nail v. dişini tırnağına takmak
go over with a fine-tooth comb v. ince eleyip sık dokumak
go through something with a fine-tooth comb v. ıcığını cıcığını çıkarmak
go through with a fine-tooth comb v. ıcığını cıcığını çıkarmak
search something with a fine-tooth comb v. ıcığını cıcığını çıkarmak
fight tooth and nail v. kıran kırana mücadele etmek
go at one another tooth and nail v. kedi köpek gibi kavga etmek
fight someone tooth and nail v. saç saça başa kavga etmek
go at it tooth and nail v. saç saça başa kavga etmek
fight someone or something tooth and nail v. saç saça başa birbirine girmek
go at it tooth and nail v. saç saça başa birbirine girmek
have a sweet tooth v. şekere/tatlıya zaafı olmak
fight tooth and nail v. şiddetle kavga etmek
fight someone tooth and nail v. şiddetle kavga etmek
fight someone or something tooth and nail v. son derece çetin bir mücadele vermek
have a sweet tooth v. şekere/şekerli yiyeceklere düşkün olmak
go at it tooth and nail v. şiddetle kavga etmek
fight tooth and claw v. şiddetle kavga etmek
go at it tooth and nail v. son derece çetin bir mücadele vermek
fight tooth and nail v. saç saça baş başa dövüşmek
not to have a sweet tooth v. tatlıyla arası iyi olmamak
go at each other tooth and nail v. birbirine girmek
go at each other tooth and nail v. kavgaya tutuşmak
go at each other tooth and nail v. kedi köpek gibi kavga etmek/birbirini yemek
go at each other tooth and nail v. saç başa birbirine girmek
go at each other tooth and nail v. birbirine karşı kaba kuvvet kullanmak
fight tooth and claw with each other v. tekme tokat kavga etmek
go through something with a fine-tooth comb v. ince eleyip sık dokumak
go over with a fine-tooth comb v. ıncığını cıncığını çıkarmak
go over something with a fine-tooth comb v. ıncığını cıncığını çıkarmak
fight (someone or something) tooth and claw v. (biriyle/bir şeyle) saç saça baş başa kavga etmek/mücadele etmek
fight (someone or something) tooth and claw v. (birine/bir şeye) tekme tokat girmek
fight (someone or something) tooth and claw v. (birine/bir şeye) acımasızca girişmek/karşı koymak
fight (someone or something) tooth and claw v. (birine/bir şeye) karşı son derece çetin bir mücadele vermek
fight (someone or something) tooth and claw v. (birine/bir şeye) karşı kana kan dişe diş mücadele etmek
fight (someone or something) tooth and claw v. (birine/bir şeye) karşı dişiyle tırnağıyla çabalamak
fight tooth and nail (for somebody/something/to do something) v. (biri/bir şey/bir şey yapmak için) dişiyle tırnağıyla çabalamak
fight tooth and nail (for somebody/something/to do something) v. (biri/bir şey/bir şey yapmak için) canını dişine takarak mücadele etmek
fight tooth and nail (for somebody/something/to do something) v. (biri/bir şey/bir şey yapmak için) canını dişine takmak
fight tooth and nail (for somebody/something/to do something) v. (biri/bir şey/bir şey yapmak için) kıran kırana mücadele etmek
go over something with a fine-tooth comb v. bir şeyi ince eleyip sık dokumak
go over something with a fine-tooth comb v. bir şeyin ıncığını cıncığını çıkarmak
go over something with a fine-tooth comb v. bir şeyi didik didik aramak
go over something with a fine-tooth comb v. bir şeyin altını üstüne getirmek
go over something with a fine-tooth comb v. bir şeyi didik didik etmek
go through something with a fine-tooth comb v. bir şeyi ince eleyip sık dokumak
go through something with a fine-tooth comb v. bir şeyin ıncığını cıncığını çıkarmak
go through something with a fine-tooth comb v. bir şeyi didik didik aramak
go through something with a fine-tooth comb v. bir şeyin altını üstüne getirmek
go through something with a fine-tooth comb v. bir şeyi didik didik etmek
have a sweet tooth v. tatlıyla arası iyi olmak
have a sweet tooth v. tatlıya düşkün olmak
have a sweet tooth v. şekerli şeylere düşkün olmak
tooth and nail adv. var gücüyle
with a fine-tooth comb expr. didik didik
long in the tooth expr. çok yaşlı/yaşlanmış
tooth for tooth expr. dişe diş
long of tooth expr. çok yaşlı/yaşlanmış
with a fine-tooth comb expr. derinlemesine
as clean as a hound's tooth expr. çok dürüst
tooth for a tooth expr. dişe diş
eye for an eye and a tooth for a tooth expr. dişe diş
clean as a hound's tooth expr. çok dürüst
an eye for an eye and a tooth for a tooth. expr. göze göz, dişe diş
eye for an eye and a tooth for a tooth expr. göze göz
clean as a hound's tooth expr. pirüpak
as clean as a hound's tooth expr. pirüpak
clean as a hound's tooth expr. tiril tiril
as clean as a hound's tooth expr. tertemiz
as clean as a hound's tooth expr. tiril tiril
as clean as a hound's tooth expr. tertemiz
clean as a hound's tooth expr. tertemiz
hen's tooth expr. nadir
hen's tooth expr. nadir bulunan
with tooth and nail expr. dişiyle tırnağıyla
with tooth and nail expr. canını dişine takarak
with tooth and nail expr. dişini tırnağına takarak
Speaking
wisdom tooth n. 20lik diş
I developed an abscess in my tooth expr. dişimde apse çıkmış
I developed an abscess in my tooth expr. dişimde apse çıktı
my tooth is aching expr. dişim ağrıyor
he has no sweet tooth expr. tatlıya düşkün değil
I have a sweet tooth expr. tatlıya zaafım var
I have a sweet tooth expr. tatlıya düşkünüm
Technical
tooth joints n. arazi dişlisi
ratched tooth n. cırcırlı diş
gear tooth n. çark dişi
chisel-tooth saw n. dairesel ağaç bıçkısı
chisel tooth saw n. dairesel ağaç bıçkısı
tooth pitch n. diş hatvesi
tooth belt n. dişli kayış
tooth temperature n. diş sıcaklığı
tooth holder n. dişli tutucu
tooth form n. diş biçimi
tooth-protector n. dişlik
tooth wheel n. dişli tekerlek
tooth bracket n. dişli braket
tooth thickness n. diş kalınlığı
tooth face n. diş yüzeyi
gear tooth n. dişli dişi
tooth gear n. dişliçark
tooth flank n. diş yanağı
tooth lock washer n. dişli rondela
tooth flank n. diş yanı
manual tooth setter n. el çaprazı
file tooth n. eğe dişi
eye-tooth n. köpekdişi (üst çene)
digging tooth n. kazma dişi
dog's-tooth course n. kirpi sırası
ratchet tooth n. mandal dişi
raker tooth n. rende dişi
saw-tooth roof n. sed çatı
tooth joints n. tırnaklı geçme
saw-tooth generator n. testere dalgası üreteci
inserted-tooth type cutter n. takılı dişli kesici
inserted-tooth saw n. takılı dişli testere
tooth chisel n. taraklı kalem
saw tooth n. testere dişi
saw-tooth voltage n. testere dalgası gerilimi
tooth-locked washer n. tırnaklı rondela
screw tooth n. vida dişi
staggered-tooth cutters n. zigzag kesici
link tooth saw n. zincir testere
fleam tooth n. sivri testere dişi
skip-tooth saw n. şerit testere bıçağı
skip-tooth saw n. skip-tooth testere
spike-tooth harrow n. yatay çubuklar şeklinde yerleştirilmiş düz çelik dişli bir öğütme ve düzleştirme tırmığı
staggered-tooth adj. çapraz dişli
Mechanic
tooth rail n. dişli ray
inserted tooth cutter n. çanak freze
inserted tooth cutter n. değişebilir ağızlı çakı
peg tooth n. testere dişi
peg tooth n. (silindir/konik) çark dişi
Textile
hound's tooth n. kazayağı desen
hag's tooth n. hasırdaki desen bozukluğu veya sivrilik
dogs-tooth check n. kaz ayağı kumaş
dogs-tooth check n. kaz ayağı desenli kumaş
dog's-tooth check n. kaz ayağı kumaş
dog's-tooth check n. kaz ayağı desenli kumaş
dog-tooth check n. kaz ayağı kumaş
dog-tooth check n. kaz ayağı desenli kumaş
hound's-tooth check n. kaz ayağı kumaş
hound's-tooth check n. kaz ayağı desenli kumaş
Architecture
tooth ornament n. yaprak süsü
tooth ornament n. dört adet yaprağa benzeyen, ortaçağ'da kullanılan bir süsleme
Automotive
external tooth washer n. dıştan dişli rondela
tooth heel n. dış topuğu
tooth toe n. diş iç ucu
gear tooth n. diş
tooth flank n. diş yanı
tooth heel n. diş topuğu
tooth thickness n. diş kalınlığı
tooth profile n. diş profili
tooth face n. diş yüzü
tooth toe n. dişin iç ucunun darlığı
gear tooth n. dişli çark dişi
gear tooth n. dişli dışı
internal tooth washer n. içten dişli rondela
rubber tooth n. lastik dişli
pinion tooth n. pinyon dişli
pinion tooth n. pinyon dişli dişi
radiator hose shark tooth pliers n. radyatör hortum pensesi
tooth drive n. tahrik yüzü
tooth coast n. tahriksiz yüz
Marine
saw tooth movement n. testere dişi hareketi
Medical
abscessed tooth n. apseli diş
abscessed tooth n. apse yapmış diş
tooth decay n. çürükler diş
tooth root n. diş kökü
tooth shell n. diş kabuğu
tooth fungus n. diş mantarı
tooth doctor n. diş doktoru
tooth paste n. diş macunu
tooth socket n. diş oyuğu
molar-tooth appearance n. molar diş görünümü
primary tooth n. süt dişi
baby tooth n. süt dişi
milk tooth n. süt dişi
deciduous tooth n. süt dişi
mouse-tooth forceps n. her bir ağzında bir veya iki adet diş bulunan ve karşı ağızdaki dişlerle iç içe geçen pens
Anatomy
cheek tooth n. öğütücü diş
cheek tooth n. arka taraftaki diş
crown of tooth n. diş tacı
root of tooth n. diş özü
root of tooth n. diş kökü
milk tooth n. süt dişi
root of a tooth n. diş kökü
Dentistry
adult tooth n. kalıcı diş
adult tooth n. yetişkin dişi
neck of a tooth n. dişin kökü ve taç bölgesi arasındaki hafif daralan kısım
tooth key n. dişi döndürerek çekmekte kullanılan alet
tooth socket n. diş yuvası
supernumerary tooth n. artık diş
painless tooth extraction n. acısız diş çekimi
painless tooth extraction n. ağrısız diş çekimi
wisdom tooth n. akıl dişi
molar tooth n. azı dişi
molar tooth filling n. azı dişi dolgusu
baby bottle tooth decay n. bebek yaştaki çocukların diş çürükleri
baby bottle tooth decay n. biberon çürüğü
vital tooth n. canlı diş
nonvital tooth n. cansız diş
tooth extraction n. diş çekimi
tooth injuries n. diş yaralanmaları
tooth brush n. diş fırçası
tooth tissue n. diş dokusu
tooth anomalies n. diş gelişim anomalileri
internal jugular venous thrombophlebitis secondary to tooth extraction n. diş çekimi sonrası gelişen internal juguler ven tromboflebiti
tooth enamel n. diş emayesi
tooth infection n. diş enfeksiyonu
tooth extraction n. diş çekme
tooth abnormalities n. diş anomalileri
tooth diseases n. diş hastalıkları
dental/tooth depth n. diş derinliği
tooth surface n. diş yüzeyi
tooth powder n. diş tozu
tooth eruption n. diş sürmesi
tooth bleaching n. diş beyazlatma
tooth impression n. diş kalıbı
tooth cavity n. diş çürüğü
tooth cavity n. diş kavitesi
tooth model n. diş modeli
tooth root n. diş kökü
tooth migration n. diş migrasyonu
tooth-protector n. diş koruyucu
tooth squeeze n. diş sıkışması
tooth bud n. diş tomurcuğu
tooth discoloration n. diş renk değiştirmesi
tooth fractures n. diş kırıkları
infected tooth extraction n. enfekte diş çekimi
baby bottle tooth decay n. erken çocukluk çürüğü
supernumerary tooth n. fazla diş
impacted tooth extraction n. gömülü diş çekimi
intraosseous movement of impacted tooth n. gömülü dişin kemik içerisinde hareket etmesi
impacted tooth n. gömülü diş
impacted transmigrant mandibular canine tooth n. gömülü transmigrant mandibüler kanin diş
eye-tooth n. gözdişi
blunt tooth n. keskin olmayan diş
incisor tooth n. kesici diş
eye-tooth n. köpekdişi
reimplantation of extrusive luxation of immature tooth n. kök ucu kapanmamış ekstrüziv lüksasyon yaralanması gösteren bir dişin reimplantasyonu
tooth pick n. kürdan
maxillary lateral incisor tooth n. maksiller lateral kesici diş
molar tooth n. molar diş
unerupted tooth n. sürmemiş diş
baby tooth n. süt dişi
milk tooth n. süt dişi
single root tooth n. tek köklü diş
transmigrated mandibular tooth n. transmigrant mandibüler diş
recently extracted tooth n. yeni çekilmiş diş
freshly extracted tooth n. yeni çekilmiş diş
front tooth n. ön diş
tooth enamel n. diş minesi
malposed tooth n. yanlış pozisyonda çıkmış diş
bulb of a tooth n. diş papillası
gang tooth n. öne çıkık diş
butter tooth n. üst çenenin ortasındaki iki kesici diş
neck of tooth n. diş boynu
cervical margin of tooth n. diş boynu
tooth decay-preventing adj. diş çürüğünü önleyen
single-tooth adj. tek diş
Pathology
charcot-marie-tooth disease n. charcot-marie-tooth hastalığı
charcot-marie-tooth disease n. kalıtımsal nörolojik bir bozukluk
tooth rash n. erken bebeklik döneminde yüz, boyun ve kollarda kırmızı sivilceli bir döküntü hastalığı
Veterinary
corner tooth n. atın dört buçuk yaşına gelmesi ile çıkan dört dişten biri
Gastronomy
tooth wheat n. diş buğdayı
Biology
carnassial tooth n. etoburların et çiğnemeye uygun keskin kenarlı dişleri
wisdom tooth n. akıl dişi
Marine Biology
bleeding tooth (nerita peloronta) n. kabuk açıklığının çevresinde kırmızımsı diş çıkıntıları bulunan bir karındanbacaklı deniz salyangozu
tooth coralline n. bir tür hidroit
tooth shell n. denizdişleri
tooth shell n. konik boru şeklindeki kabuğu olan, deniz kıyısında bulunan bir yumuşakça sınıfı
tooth shell n. denizdişleri sınıfından yumuşakçaların konik boru şeklindeki kabuğu
tooth coral n. mussidae familyasından olan çeşitli mercanlara verilen ad
tooth shell n. denizdişleri sınıfından olan yumuşakça
tooth shell n. çukur kazan deniz yumuşakçasının konik boru şeklindeki kabuğu
Zoology
milk tooth n. sütdişi
egg tooth n. yumurta kırma dişi
colt's tooth n. (atlarda) köpek dişi
saber-tooth cat n. kılıç dişli kedi
Botanic
dog's–tooth violet n. kuzey amerika'nın doğusuna özgü kahverengi veya mor benekli sarı renkli çiçekleri olan bir bitki
bearded tooth mushroom n. aslan yelesi mantarı
bearded tooth fungus n. aslan yelesi mantarı
dog's-tooth-violet (erythronium dens-canis) n. kuzey amerika'nın doğusuna özgü kahverengi veya mor benekli sarı çiçekleri olan bir bitki
large tooth aspen n. kuzey amerika'nın doğusuna özgü dar taçyapraklı bir kavak
big-tooth aspen n. kuzey amerika'nın doğusuna özgü dar taçyapraklı bir kavak
white dog's-tooth violet n. kuzey amerika'ya özgü ortası sarı dışı mavi veya pembe olan beyaz çiçekli bir bitki
Agriculture
tooth harrow n. dişli tırmık
fourteen-tooth harrow n. (on dört dişli) at tırmığı
spring-tooth n. helezon yaylı kültivatör
spring-tooth n. italyan ayak kültivatör
spring-tooth drag n. helezon yaylı kültivatör
spring-tooth drag n. italyan ayak kültivatör
spring-tooth harrow n. helezon yaylı kültivatör
spring-tooth harrow n. italyan ayak kültivatör
Breeding
two-tooth [australia/new zealand] n. bir ile iki yaşları arasındaki koyun
Fishery
tooth net n. suyun altında gerili büyük balık ağı
History
tooth shell n. amerikan yerlilerinin eskiden para olarak kullandığı fil dişi şeklinde kabuk
Ornithology
tooth-billed pigeon n. samoa adaları'na özgü meyve yiyen bir kara güvercini
tooth-billed adj. çentikli gagası olan
Slang
long in the tooth adj. yaşlı başlı
long in the tooth expr. yaşını başını almış
British Slang
bell on every tooth expr. gürültücü
Paleontology
saber-tooth tiger n. kılıç dişli kaplan
Star Wars
rancor's tooth n. rancor dişi