wild - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

wild

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "wild" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 106 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
wild n. yaban
wild adj. vahşi
wild adj. yabani
General
wild n. çöl
wild n. çorak ve ıssız bölge
wild n. el değmemiş doğa
wild n. bakir doğa
wild n. yaban
wild n. ıssız yer
wild n. medenileşmemiş kimseler için kullanılan bir soyadı
wild n. işlenmemiş topraklarda yaşayan kimseler için kullanılan bir soyadı
wild v. çete halinde dolaşmak
wild v. eşkıya gibi dolaşmak
wild v. kontrolsüz davranmak
wild adj. ıssız
wild adj. fırtınalı
wild adj. hoyrat
wild adj. delişmen
wild adj. kır
wild adj. haşarı
wild adj. arsız
wild adj. dağınık
wild adj. zıpır
wild adj. dönek
wild adj. asi
wild adj. kızgın
wild adj. çılgın
wild adj. yabanıl
wild adj. vahşi
wild adj. serseri
wild adj. azgın
wild adj. meraklı
wild adj. sinirli
wild adj. barbar
wild adj. çılgınca
wild adj. azgın (dalga)
wild adj. savruk
wild adj. hiddetli
wild adj. vahşice
wild adj. terbiyesiz
wild adj. serkeş
wild adj. hovarda
wild adj. azılı
wild adj. şiddetli
wild adj. acayip
wild adj. sert
wild adj. uygarlaşmamış
wild adj. ekilmemiş
wild adj. işlenmemiş
wild adj. boş
wild adj. medenileşmemiş
wild adj. başıboş
wild adj. hukuk tanımayan
wild adj. başa çıkılmaz
wild adj. taşkın
wild adj. zapt edilemeyen
wild adj. ahlaksız
wild adj. haşarı
wild adj. garip
wild adj. düzensiz
wild adj. savruk
wild adj. aşırı
wild adj. hedeften çok uzak
wild adj. isabetsiz
wild adj. yanlış
wild adj. düşüncesiz
wild adj. ölçüsüz
wild adj. abartılı
wild adj. fazla
wild adj. mübalağalı
wild adj. olağanüstü
wild adj. utangaç
wild adj. ürkek
wild adj. barbarca davranan
wild adj. yabani hayvana benzeyen
wild adj. vahşileşmiş
wild adj. gaddarlaşmış
wild adj. çok
wild adj. devasa
wild adj. iri
wild adj. kocaman
wild adv. rastgele
wild adv. yabanice
wild adv. vahşice
wild adv. başıboş bir biçimde
wild adv. hoyratça
wild adv. zapt edilemeyerek
wild adv. hedefi ıskalayarak
wild adv. hatalı bir şekilde
wild adv. düzensizce
wild adv. kontrolsüzce
wild adv. denetimsizce
wild adv. serbestçe
Technical
wild adj. bağlanmamış ve dağılmış (kağıt)
Automotive
wild n. yüksek performanslı otomobil
Marine
wild adj. dümenle idare edilmesi zor olan (gemi, tekne)
wild adj. dümenle yönetilmesi zor olan (gemi, tekne)
Math
wild adj. sonlu kapalı çokgen biçimli zincir olarak gösterilemeyen
Marine Biology
wild adj. yabani
wild adj. yaban
Zoology
wild adj. yaban
Botanic
wild adj. kendiliğinden büyüyen
wild adj. ekili olmayan
wild adj. ekilmemiş
Agriculture
wild v. işleme ve bakım olmadan büyümek
Card
wild adj. değeri sabit olmayan

Sens de "wild" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
wild life n. vahşi yaşam
General
wild fry n. yabani yavru balık
wild sheep n. yabani koyun
wild coast n. güney afrika'da east london'la port shepstone arasındaki sahil şeridi
wild horse n. vahşi at
wild boar n. yaban domuzu
wild flower n. yabani çiçek
general directorate for national parks and wild life n. milli parklar ve yaban hayatı genel müdürlüğü
wild oat n. yabanyulafı
wild pear n. gelinboğan
wild onion n. yabani soğan
wild fig n. yaban inciri
wild jasmine n. sarıyasemin
wild west n. vahşi batı
wild duck n. yaban ördeği
wild pansy n. hercaimenekşe
wild ass n. afrika yaban eşeği
the wild n. kır
wild dog n. yabani köpek
wild flower n. kır çiçeği
wild card n. iskambilde joker
wild rice n. hintpirinci
wild ass n. yaban eşeği
wild animal n. vahşi hayvan
wild plum n. çakaleriği
wild cat n. yaban kedisi
wild animal n. yabani hayvan
wild goose n. sakarmeke
african wild ass n. afrika yaban eşeği
wild ass n. yabaneşeği
the wild n. ıssız yer
wild goose n. yabankazı
the wild n. dağ başı
wild and remote place n. dağ başı
wild rabbit n. yabani tavşan
wild card n. tahmin edilmemiş unsur
wild cat n. vahşi kedi
wild boar n. yabandomuzu
wild generalization n. aşırı genelleme
wild flowers n. kır çiçekleri
wild girl n. erkek fatma
wild dog n. yaban köpeği
wild fire n. kontrol edilemeyen yangın
wild animal n. yaban hayvanı
wild sex n. vahşi seks
wild animals n. yabani hayvanlar
wild beast n. canavar
wild beast n. vahşi yaratık
wild beast n. vahşi hayvan
wild wave n. hırçın dalga
wild waves n. hırçın dalgalar
wild life park n. doğal yaşam parkı
wild yeast n. yabani maya
wild goose hunt n. yaban kazı avı
wild guess n. kaba tahmin
wild child n. vahşi/yabani çocuk
wild gang n. vahşi çete
a wild feral boy n. yabani bir çocuk
wild waves n. azgın dalgalar
wild life n. vahşi hayat
wild life n. vahşi yaşam
wild animals n. vahçi hayvanlar
the wild n. vahşi doğa
wild nature n. vahşi doğa
wild capitalism n. vahşi kapitalizm
wild blue yonder n. gökyüzünün gün ışığındaki görüntüsü
wild turkey n. evcilleştirilmemiş hindi
wild west n. gözetim ve hukuk sistemlerinin eksikliği nedeniyle genel düzeni bozan davranışların sergilendiği yer veya durum
wild blue yonder n. mavi gökyüzü
wild camping n. kamp alanı yada karavan parkı dışında bir yerde çadır kurma
wild accusation n. haddini aşan suçlama
wild life sanctuary n. yabani hayvanların korunduğu alan
a wild ride n. heyecanlı yolculuk
a wild ride n. heyecanlı macera
a wild ride n. heyecanlı deneyim
run wild v. taşkınca davranmak (çocuk)
go hog wild v. çılgınlaşmak
go wild v. çılgınlaşmak
go hog wild v. rahatsıza bağlamak
get wild v. azgınlaşmak
talk wild v. saçmalamak
go wild v. çıldırmak
become wild v. yabanileşmek
go wild v. yabanlaşmak
be wild about v. deli divane olmak
go hog wild v. delirmek
drive someone wild v. birini çılgına çevirmek
run wild v. azıp çok yayılmak (bitki)
drive someone wild v. birini çıldırtmak
run wild v. taşkınlık yapmak
have a wild time v. vur patlasın çal oynasın eğlenmek
run wild v. azmak
drive someone wild v. birini çok kızdırmak
get wild v. azmak
get wild v. azıtmak
become wild v. vahşileşmek
be wild v. haşarılık etmek
talk wild v. saçma sapan konuşmak
go hog wild v. çılgınca davranmak
drive somebody wild v. çıldırtmak
drive somebody wild v. deli etmek
drive somebody wild v. azdırmak
be wild with joy v. göbek atmak
be on the wild side v. çılgınca yaşamak
live in the wild v. vahşi doğada yaşamak
track wild animals v. vahşi hayvanları izlemek
track wild animals v. vahşi hayvanları takip etmek
hog wild adj. serkeş
wild about adj. meraklısı
hog-wild adj. çılgın
wild-cat adj. yasadışı
wild-cat adj. rizikolu
wild-eyed adj. gerçekçi olmayan
wild-eyed adj. çıldırmış gibi bakan
wild-cat adj. güvenilmez
wild-cat adj. riskli
wild-caught adj. doğal olarak avlanmış
in the wild adj. vahşi
in the wild adj. vahşi hayatta
wild-and-woolly adj. kontrolsüz
wild-and-woolly adj. zapt edilmeyen
wild-and-woolly adj. kuralları hiçe sayan
wild-and-woolly adj. uygarlaşmamış
wild-and-woolly adj. barbar
wild-and-woolly adj. evcilleşmemiş
wild-and-woolly adj. zarafet ve kibarlıktan nasibini almamış
wild-eyed adj. aşırı siyasi ve sosyal önlemler içeren
wild-eyed adj. aşırı siyasi ve sosyal önlemleri destekleyen
wild-eyed adj. aşırı derecede mantıksız
wild-eyed adj. aşırı derecede anlamsız
wild-eyed adj. aşırı derecede radikal
hog-wild adj. kontrolsüz ve düzensiz
hog-wild adj. aptal
hog-wild adj. çılgın
hog-wild adj. aşırı hevesli ve çoğu zaman aşırı veya ölçüsüz
in wild disorder adv. büyük karışıklık içinde
Phrases
in the wild expr. doğal hayatta
Proverb
a wild goose never laid a tame egg kırk yıllık kani olur mu yani
a wild goose never laid a tame egg hiçbir şey durduk yere değişmez
a wild goose never laid a tame egg böyle gelmiş böyle gider
Colloquial
bizzle (a wild card word for words beginning with) n. b harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
jizzle (a wild card word for words beginning with) n. j harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
kizzle (a wild card word for words beginning with) n. k harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
lizzle (a wild card word for words beginning with) n. l harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
mizzle (a wild card word for words beginning with) n. m harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
pizzle (a wild card word for words beginning with) n. p harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
rizzle (a wild card word for words beginning with) n. r harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
sizzle (a wild card word for words beginning with) n. s harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
tizzle (a wild card word for words beginning with) n. t harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
vizzle (a wild card word for words beginning with) n. v harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
wizzle (a wild card word for words beginning with) n. w harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
yizzle (a wild card word for words beginning with) n. y harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
zizzle (a wild card word for words beginning with) n. z harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
a wild guess n. kaba tahmin
wild adventures n. vahşi maceralar
wild oats n. gençlik hataları
chizzle (a wild card word for words beginning with c) n. c harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
hizzle (a wild card word for words beginning with) n. h harfiyle başlayan sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
wild accusations n. çılgın suçlamalar
take a wild guess v. kafadan atmak
go hog-wild [us] v. delirmek
go hog-wild [us] v. rahatsıza bağlamak
go hog-wild [us] v. çılgınlaşmak
go hog-wild [us] v. çılgınca davranmak
go hog-wild [us] v. kudurmak
go hog-wild [us] v. kontrolden çıkmak
go hog-wild [us] v. zıvanadan çıkmak
chizzle (a wild card word for words beginning with c) expr. c ile başlayan kelimelerin yerine kullanılan bir ifade
Idioms
wild card n. joker
wild card n. ne yapacağı belli olmayan kişi
wild card n. davranışı önceden kestirilemeyen kişi
wild card n. kapalı kutu
wild card n. nasıl olacağı tahmin edilemeyen şey veya durum
wild card n. öngörülemeyen durum
wild card n. normal yollar dışında yarışmaya katılım hakkı verilen kişi veya takım
wild card n. joker kart
wild card n. kapalı kutu
wild card n. öngörülmeyen/tahmin edilemeyen şey
wild card n. beklenmedik
wild card n. torpilli, iltimas geçilen takım
wild card n. hamilikart
a wild card word for words beginning with n. aynı harfle başlayan kelimeler için kullanılan joker kelime
wild-goose chase n. boşuna koşuşma
wild-goose chase n. beyhude bir arayış
wild goose chase n. boşa kürek çekme
a wild card n. kapalı kutu
a wild goose chase n. olmayacak duaya amin deme
a wild goose chase n. olmayacak birşeyin peşinden koşma
a wild goose chase n. olmayacak bir işin peşinden gitme
wild card n. önceden tahmin edilemeyen durum
walk on the wild side n. maceralı bir süreç
walk on the wild side n. çılgınca bir süreç
walk on the wild side n. hovarda zamanlar
walk on the wild side n. çılgın zamanlar
walk on the wild side n. macera dolu zamanlar
wild pitch n. umursamaz söz/hareket
wild pitch n. düşüncesizce söylenen söz/yapılan hareket
wild pitch n. terbiyesiz laf/hareket
wild pitch n. medeniyetten nasibini almamış söz/davranış
dizzle (a wild card word for words beginning with) n. d harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
the wild blue yonder n. sonsuz mavilik
the wild blue yonder n. uçsuz bucaksız mavilik
the wild blue yonder n. çok uzaklar
the wild blue yonder n. uçsuz bucaksız gökyüzü/deniz
the wild and woolly west n. amerika'nın büyüme dönemi olan 19. ve 20. yüzyıl'daki batı amerika
the wild and woolly west n. vahşi ve kural tanımaz batı
the wild and woolly west n. vahşi batı
the wild and woolly west n. barbar batı
run wild v. kaba davranmak
sow one's wild oats v. cinselliğin şahlandığı bir dönemden geçmek
run wild v. kabalaşmak
run wild v. başıboş kalmak
run wild v. vahşileşmek
run wild v. serseri gibi olmak
run wild v. kontrolden çıkmak
send someone on a wild-goose chase v. boşa kürek çektirmek
wild horses couldn't drag someone away v. bir şeyin başından kalkamamak
run wild v. cirit atmak
send someone on a wild-goose chase v. davultozu almaya göndermek
wild horses couldn't drag someone away v. dünya yansa umrunda olmamak
sow one's wild oats v. isteklerine göre yaşamak
send someone on a wild-goose chase v. olmayacak bir şeyin peşinden koşturmak
send someone on a wild-goose chase v. minaregölgesi almaya göndermek
sow one's wild oats v. kurtlarını dökmek
go hog wild v. kontrolden çıkmak
take a wild stab in the dark v. rastgele tahminde bulunmak
run wild v. taşkınlık yapmak
sow your wild oats v. (genç erkekler için) istek ve cinsellik gibi duyguların şahlandığı bir dönemden geçmek
go into the wild blue yonder v. uzak/bilinmeyen diyarlara gitmek
sow one's wild oats v. (genç erkekler için) istek ve cinsellik gibi duyguların şahlandığı bir dönemden geçmek
go hog wild v. zıvanadan çıkmak
take a walk on the wild side v. maceraya atılmak
take a walk on the wild side v. çılgınlık yapmak
take a walk on the wild side v. hovardalık yapmak
take a walk on the wild side v. çılgınca şeyler yapmak
take a walk on the wild side v. macera yaşamak
walk on the wild side v. maceraya atılmak
walk on the wild side v. çılgınlık yapmak
walk on the wild side v. hovardalık yapmak
walk on the wild side v. çılgınca şeyler yapmak
walk on the wild side v. macera yaşamak
be wild about (someone or something) v. (biri/bir şey) için deli divane olmak, (biri/bir şey) için çok heyecanlı/hevesli olmak
drive (someone) wild v. (birini) azdırmak
drive (someone) wild v. (birini) tahrik etmek
get a wild hair to (do something) v. bir anda (bir şey yapmaya) heveslenmek
get a wild hair to (do something) v. bir anda (bir şey yapma) isteği/şevki gelmek
go on a wild goose chase v. olmayacak bir işin peşinden gitmek
go on a wild goose chase v. olmayacak duaya amin demek
go on a wild goose chase v. olmayacak bir şeyin peşinden koşmak
go on a wild goose chase v. olmayan/bulunması zor bir şeyi kovalamak
have a wild hair to (do something) v. (bir şey yapmaya) heveslenmek/heves etmek
have a wild hair to (do something) v. (bir şey yapmaya) can atmak
send on a wild-goose chase v. boşa kürek çektirmek
send on a wild-goose chase v. olmayacak bir şeyin peşinden koşturmak
sow wild oats v. cinselliğin şahlandığı bir dönemden geçmek
sow wild oats v. isteklerine göre yaşamak
sow wild oats v. kurtlarını dökmek
wild horses couldn't drag away v. başından kalkamamak
wild horses couldn't drag away v. dünya yansa umurunda olmamak
have a wild imagination v. hayal dünyası geniş olmak
wild-eyed adj. gözü dönmüş
hog wild adj. kontrolden çıkmış
wild about (one) adj. (birine) deli divane
wild about (one) adj. (birine) deli gibi aşık
wild about (one) adj. (birine) delicesine aşık
wild about (one) adj. (birine) abayı yakmış
wild about (one) adj. (birine) vurulmuş
wild about (one) adj. (birine) düşkün
wild about (one) adj. (birine) bayılan
wild about (one) adj. (birini) seven
wild about (something) adj. (bir şeye) deli divane
wild about (something) adj. (bir şey) için çok heyecanlı/hevesli
wild about (something) adj. (bir şeye) bayılan
with wild abandon adv. ipini koparmışçasına
with wild abandon adv. zinciri kopmuşçasına
with wild abandon adv. dizginleri kopmuşçasına
with wild abandon adv. büyük bir coşkuyla, şevkle, hevesle
with wild abandon adv. pervasızca
with wild abandon adv. kayıtsızca
with wild abandon adv. kimseye aldırmadan
wild horses couldn't drag me expr. beni oraya gitmeye hiçbir şey ikna edemez
wild horses could not drag him expr. dünya yansa umurunda değil
wild horses couldn't drag me there! expr. dünyada oraya gitmem!
wild and woolly expr. çığrından çıkmış, kural tanımaz, medenileşmemiş
into the wide/wild blue yonder expr. ücra/uzak bir yere
on the wild side expr. macera dolu
on the wild side expr. maceralı
on the wild side expr. risk alarak
on the wild side expr. çılgınca
wild horses (would not make you do something) expr. dünyada
wild horses (would not make you do something) expr. dünya yansa
wild horses (would not make you do something) expr. feriştahı gelse
wild horses couldn't drag (one) to (something) expr. hiçbir güç (birini bir şeye) çekemez/götüremez
wild horses couldn't drag (one) to (something) expr. (biri bir şeye) dünyada/ölse gitmez
wild horses couldn't drag (something) from (one) expr. hiçbir güç (birinden bir bilgiyi) alamaz
wild horses couldn't drag (something) from (one) expr. (biri bir şeyi) dünyada/ölse söylemez
wild horses couldn't drag (something) from (one) expr. feriştahı gelse (birinden bir bilgiyi) alamaz
wild horses won't drag someone to something (or something from someone) expr. hiçbir güç birini bir şeye/(bir şeyi birine) çekemez/götüremez
wild horses won't drag someone to something (or something from someone) expr. biri bir şeye dünyada/ölse gitmez
wild horses wouldn't drag (one) to (something) expr. hiçbir güç (birini bir şeye) çekemez/götüremez
wild horses wouldn't drag (one) to (something) expr. (biri bir şeye) dünyada/ölse gitmez
wild horses wouldn't drag (something) from (one) expr. hiçbir güç (birinden bir bilgiyi) alamaz
wild horses wouldn't drag (something) from (one) expr. (biri bir şeyi) dünyada/ölse söylemez
wild horses wouldn't drag (something) from (one) expr. feriştahı gelse (birinden bir bilgiyi) alamaz
gizzle a wild card word for words beginning with g harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
Speaking
I'm in the wild expr. ben vahşi doğadayım
things went wild expr. işler kontrolden çıktı
things went wild expr. işler çığırından çıktı
don't go hog wild! expr. sapıtma!
are you afraid of wild animals? expr. vahşi hayvanlardan korkar mısın?
don't go hog wild! expr. zıvanadan çıkma!
Trade/Economic
wild-cat company n. sağlam olmayan şirket
wild-cat n. rizikolu iş
wild-cat n. resmi olmayan grev
wild-cat strike n. sendika onayı olmadan yapılan grev
wild-cat strike n. yasadışı grev
wild-cat n. yasadışı grev
wild turkey n. kentucky'e özgü bir bourbon viski markası
wild-cat adj. resmi olmayan
wild-cat adj. sağlam olmayan
Politics
committee on the conservation of natural habitats and of wild fauna and flora n. doğal yaşam ortamlarının ve yabani hayvan ve bitki türlerinin korunması komitesi
convention on international trade in endangered species of wild fauna and flora n. nesli tehlike altında olan yabani hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticaretine ilişkin sözleşme
convention on international trade in endangered species of wild fauna and flora n. nesli tehlike altındaki türlerin ticaretine ilişkin sözleşme
convention on the international trade in endangered species of wild flora and fauna (cites) n. nesli tehlike altında olan yabani hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticaretine ilişkin sözleşme
committee for the protection of species of wild fauna and flora by regulating trade therein n. ticaretin düzenlenmesi suretiyle yabani hayvan ve bitki türlerinin korunması komitesi
wild west adj. abd'nin batısının tarihsel olarak yasasız dönemine ait
wild west adj. abd'nin batısının tarihsel olarak yasasız dönemiyle ilgili
Institutes
convention on international trade in endangered species of wild fauna and flora n. vahşi fauna ve floranın tehlikedeki türleri için konvensiyon
Media
wild track n. senkronize edilmiş bir görüntü üzerinde ses efektleri, rastgele diyaloglar içeren bir film müziği
Technical
wild bars n. tampona takılan direk
wild self oscillation n. yabani öz salınım
wild rubber n. ham kauçuk
wild-goose chase [obsolete] n. ülkenin bir ucundan diğerine at sırtında yapılan yolculuk
Textile
wild silk n. yabani ipek
wild silk n. yabani ipekten yapılan kumaş
wild silk n. yabani ipeğe benzetmek için kısa ipek liflerinden yapılmış kumaş
Traffic
wild animals n. vahşi hayvanlar geçebilir
Railway
wild-cat adj. kontrolsüz hareket eden (tren)
wild-cat adj. izinsiz hareket eden (tren)
wild-cat adj. tarifenin dışında hareket eden (tren)
Psychology
wild boy of aveyron n. aveyronlu vahşi çocuk
Parasitology
wild wilkworm n. saturniidae familyasından olup kozasını oluşturmak için çok miktarda ipek ören güvenin larvası
Food Engineering
wild-type n. doğal suş
Gastronomy
wild pear n. ahlat
wild strawberry n. dağ çileği
wild cherry n. kuş kirazı
wild duck with orange n. portakallı yabani ördek
wild boar saddle n. yabani domuz sırtı
wild greens n. yemeklik kır otları
wild goose n. yabani ördek
wild boar haunch n. yabani domuz paçası
wild-duck n. yaban ördeği
wild duck n. yabani kaz
wild apricot n. zerdali
commerson's wild potato (solanum commersonii) n. yabani patates
wild duck n. yabani ördek
Biology
wild clary n. ada çayı
wild type n. doğal fenotip
wild type n. yabani tip
Biochemistry
wild type n. sokak türü
Marine Biology
wild alaskan salmon n. vahşi alaska somonu
wild alaskan salmon n. yabani alaska somonu
wild population n. yabani populasyon
wild stock n. yabani stok
wild spawning n. yabanıl yumurtalama
extinct in the wild adj. yabanda soyu tükenmiş
Zoology
african wild ass n. equus asinus
african wild dog n. lycaon pictus
wild cavy n. güney amerika'ya özgü, evcil gine domuzunun atası olduğu düşünülen kemirgen türü
african wild dog n. afrika yaban köpeği
wild pigeon n. gezgin güvercin
wild pigeon n. göçmen güvercin
wild turkey n. kuzey amerika hindisi
wild asian water buffalo n. manda
wild asiatic water buffalo n. manda
wild jackal n. yaban çakalı
wild boar n. yabandomuzu
wild turkey n. yabani hindi
wild canary n. yabani kanarya
wild boar n. yaban domuzu
wild water buffalo n. yabani asya mandası
wild water buffalo n. hindistan'da bulunan bir manda
wild asian buffalo n. yabani asya mandası
wild asian buffalo n. hindistan'da bulunan bir manda
asian wild ox n. asya'ya özgü bir yaban öküzü cinsi
asiatic wild ass (equus hemionus) n. asya yaban eşeği
mongolian wild ass (equus hemionus hemionus) n. moğol yaban eşeği
tibetan wild ass (equus kiang) n. tibet atı
wild goat n. evcil keçinin atası olduğu düşünülen bir yabani keçi
Botanic
wild calla n. kala
wild calla n. yılan otu
wild tamarind n. sarı çiçekleri orak ya da yuvarlak biçimli kabukları olan tohumlara dönüşen dikenli tropik amerikan ağacı
wild tamarind n. yabani demirhindi
wild tamarind n. manila demirhindisi
wild hyacinth n. yabani sümbül
wild hyacinth n. kuzey amerika'nın orta ve doğusunda yetişen mavi çiçekli ve soğanlı bir bitki
wild lily of the valley n. kuzey amerika'ya özgü kokulu küçük beyaz çiçekleri olan bir orman bitkisi
canada wild rye (elymus canadensis) n. kuzey amerika yabani çavdarı
wild rhubarb n. kökü tabaklama işlemlerinde kullanılan bir bitki
wild sage n. abd'nin doğusunda yetişen bir ada çayı
wild rhubarb n. batı amerika birleşik devletleri ve kuzey meksika'ya özgü çok yıllık bir çiçekli bitki
canada wild rye (elymus canadensis) n. kanada yabani çavdarı
wild sensitive plant n. hassas yaprakları olan sarı tropikal bitki
wild senna n. yaprakları tedavi için kullanılan çok yıllık kuzey amerika bitkisi
wild sweet pea n. kuzey amerika'da bulunan tüylü, çok yıllık, sarı-pembe çiçekli bir çalı
wild sensitive plant n. baklagiller familyasından hassas yapraklı bir bitki
wild cranberry n. ayı üzümü
wild cranberry n. küçük beyaz çiçekleri ve kırmızı meyveleri bulunan, kuzey amerika ve kuzey avrasya'ya özgü yaprak dökmeyen bir ağaç
nodding wild onion n. çiçek rengi beyazdan pembeye uzanan, kuzey amerika'ya özgü bir yabani soğan
wild radish n. yabani turp
wild radish n. eşek turpu
wild radish n. karamancar
wild spinach n. yeşil çiçekleri, kırmızı etli dut benzeri meyveleri olan tek yıllık bir avrupa bitkisi
wild spinach n. yaban pazısı
wild tobacco n. maraş otu
nodding wild onion n. kuzey amerika'da yaygın olarak yetişen, beyaz ya da gül rengi çiçekleri olan yabani bir soğan
wild sweet pea n. kuzey amerika'nın doğusuna özgü çok yıllık bir çalı
wild cotton n. arizona güneyinde ve meksika'da yetişen bir çalılık otu
wild coffee n. amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor veya mat kırmızı renkli çiçekleri olan çok yıllık bir yabani ot
wild spurge n. abd'ye özgü gösterişli beyaz taçyaprağına benzeyen gonca yaprağı olan çok yıllık bir sütleğen
trailing wild bean (strophostyles helvola) n. sürüngen yabani fasulye
trailing wild bean (strophostyles helvola) n. abd'nin doğusuna özgü üç yapraklı, mor çiçekli bir asma
wild bean n. yabani fasulye
wild orange n. üç yapraklı japon portakalı
wild vanilla (trilisa odoratissima) n. abd'nin güneydoğusuna özgü yaprakları vanilya kokan çok yıllık bir bitki
wild coffee n. amerika'ya özgü, büyük yaprakları ve mor-koyu kırmızı çiçekleri olan çok yıllık bir bitki
wild wheat (triticum dicoccum dicoccoides) n. gernik
wild wheat (triticum dicoccum dicoccoides) n. filistin'de yetişen yabani bir buğday
wild emmer wheat n. gernik
wild emmer wheat n. filistin'de yetişen yabani bir buğday
wild emmer n. gernik
wild emmer n. filistin'de yetişen yabani bir buğday
wild lettuce n. kuzey amerika'ya özgü dikenli marulu andıran ancak dikenleri olmayan bir bitki
wild irishman n. yeni zelanda'ya özgü, kırlarda çalılar halinde yetişen dikenli bir çalı
wild olive n. kuzey amerika'nın bataklıklarında yetişen, yumuşak ve kolay işlenen kereste veren bir ağaç
wild currant n. teksas, new mexico ve meksika'nın komşu bölgelerinde yetişen, sarı renkli boya veren bir çalı
wild leek (allium ampeloprasum) n. iri çiçek soğanı ve yeşilimsi mor renkli çiçekleri olan çok yıllık bir ot
wild leek n. yabani pırasa
wild leek n. kuzey amerika'da yetişen, ince çiçek soğanı ve beyazımsı çiçekleri olan çok yıllık bir pırasa
wild garlic n. bağ sarımsağı
wild quinine n. abd'nin doğusunda yetişen beyazımsı çiçekli çok yıllık bir bitki
wild licorice n. kuzey amerika'da yetişen ve gerçek meyan köküne benzer özellikleri olan bir meyan kökü bitkisi
wild liquorice n. kuzey amerika'da yetişen ve gerçek meyan köküne benzer özellikleri olan bir meyan kökü bitkisi
wild black cherry n. kara kiraz
wild black cherry n. özellikle dolap yapımında kullanılan siyah bir kiraz ağacı
wild chamomile n. alman-mayıs papatyası
wild pear tree n. ahlat ağacı
wild pear n. ahlat ağacı
wild pumpkin n. abd'nin ve meksika'nın kurak bölgelerinde yetişen meyvesi yenmeyen çok yıllık bir asma
wild service tree n. akçaağaç yapraklı üvez
wild crepemyrtle n. barbados kirazı
wild rose n. bayır gülü
wild morning-glory n. boru çiçeği
wild hyacinth n. çançiçeği
wild spikenard n. çobandüdüğü
wild morning glory n. çit sarmaşığı
european wild ginger n. çobandüdüğü
wild morning glory n. çadırçiçeği
wild honey n. devetabanı
wild chervil n. frenk maydanozu
wild marjoram n. farekulağı
wild sage n. güvercinotu
wild liquorice n. geven
wild mignonette n. gerdanlık
wild clary n. güvercinotu
wild pansy n. hercai menekşe
wild morning-glory n. hamıza
wild liquorice n. kartal pençesi
wild morning-glory n. kahkahaçiçeği
wild morning-glory n. kahkaha çiçeği
wild snapdragon n. keten otu
wild marjoram n. keklik otu
wild spinach n. kazayağı
wild garlic n. keskin kokulu bir yabani bitki
wild marjoram n. keklikotu
wild cherry n. kuşkirazı
wild cherry n. kuş kirazı
wild cherry tree n. kuşkirazı ağacı
wild clary n. mineçiçeği
wild angelica n. melek otu
wild mignonette n. muhabbet çiçeği
wild marjoram n. mercanköşk
wild sage n. mineçiçeği
wild snapdragon n. nevruz otu
wild snapdragon n. nevruzotu
wild crocus n. rüzgar çiçeği
wild hop n. şeytan şalgamı
wild radish n. turp otu
wild almond n. taşbademi
wild mustard n. tarla hardalı
wild morning-glory n. tarla sarmaşığı
wild lily of the valley n. vahşi zambak
wild sarsaparilla n. vahşi saparna
wild liquorice n. vahşi saparna
wild rue n. üzerlik otu
wild land n. vahşi zambak
wild morning-glory n. yabani yulaf
common wild oat n. yabani yulaf
wild crocus n. yel çiçeği
wild oat n. yaban yulafı