Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
yapabilen
Sens de
"yapabilen"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
yapabilen
able
adj.
2
General
yapabilen
possible [obsolete]
adj.
Trade/Economic
3
Trade/Economic
yapabilen
able
adj.
Sens de
"yapabilen"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 68 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Common Usage
1
Common Usage
birçok iş yapabilen
versatile
adj.
General
2
General
atmosfere dönüş safhasında önceden planlanmış uçuş manevralarını yapabilen atmosfere dönüş aracı
maneuverable reentry vehicle
n.
3
General
altındaki borudan boşaltma yapabilen sıvı tankı
hopper
n.
4
General
atları çalıştıran ve bazen jokeylik de yapabilen küçük ölçekli yarış atı sahibi
gipsy
n.
5
General
hızlı hesaplamalar yapabilen askeri cihaz
computor
n.
6
General
tabancayla iyi atış yapabilen kimse
pistol shot
n.
7
General
birçok iş yapabilen
versatile
adj.
8
General
kanser yapabilen
carcinogenic
adj.
9
General
hata yapabilen
error-prone
adj.
10
General
saatte yüz mil hız yapabilen
ton-up
adj.
11
General
iyi analiz yapabilen
analytic
adj.
12
General
birçok iş yapabilen
many-minded
adj.
13
General
basit tamir işleri yapabilen
handy
adj.
14
General
yapabilen kimse anlamına gelen son ek
-er
suf.
Colloquial
15
Colloquial
(bir şeyi) yapabilen
up to (something)
expr.
Idioms
16
Idioms
keskin ayrımlar yapabilen kimse
acute observer
n.
Technical
17
Technical
bir şeyi yeniden yapabilen teknolojik alet
remaker
n.
18
Technical
kitap şeklindeki baskılarda ortadan zımbalama işlemi yapabilen araç
saddle stitch stapler
n.
19
Technical
kitap şeklindeki baskılarda ortadan zımbalama işlemi yapabilen araç
saddle stitch finisher
n.
20
Technical
güç akışlı vites değişimi yapabilen şanzıman
powershift transmission
n.
21
Technical
yağlama yapabilen
lubricative
adj.
22
Technical
bir dizi frekansta çalışan veya üretim yapabilen (elektronik aksam)
multifrequency
adj.
Informatics
23
Informatics
internette tekrarlı aramalar yapabilen bilgisayar programı
crawler
n.
Aeronautic
24
Aeronautic
kısa mesafede iniş-kalkış yapabilen uçak
short-distance take off and landing aircraft
n.
25
Aeronautic
kısa mesafede iniş-kalkış yapabilen uçak
short take off and landing aircraft
n.
26
Aeronautic
dikine ve kısa mesafede iniş veya kalkış yapabilen hava aracının denize indirilmesi ve/veya kurtarılması için yük ve çıkarma gemilerinin üzerindeki alanlar
vertical takeoff and landing aircraft transport area
n.
27
Aeronautic
dikine ve kısa mesafede iniş veya kalkış yapabilen hava aracı
vertical/short takeoff and landing aircraft
n.
28
Aeronautic
buz üzerinde uçuş yapabilen pilot
ice master
n.
29
Aeronautic
buz üzerinde uçuş yapabilen pilot
ice pilot
n.
30
Aeronautic
dünya atmosferinin ötesinde navigasyon yapabilen roketli araç
rocket ship
n.
Marine
31
Marine
kendiliğinden kayıt yapabilen gel-git ölçer
self registering tide gage
n.
Medical
32
Medical
sinir uçlarında oluşan ve nörotransmiter olarak görev yapabilen bir endorfin türü
enkephalin
n.
33
Medical
sinir uçlarında oluşan ve nörotransmiter olarak görev yapabilen bir endorfin türü
enkephaline
n.
34
Medical
sinir uçlarında oluşan ve nörotransmiter olarak görev yapabilen bir endorfin türü
encephalin
n.
35
Medical
sinir uçlarında oluşan ve nörotransmiter olarak görev yapabilen bir endorfin türü
encephaline
n.
Printing
36
Printing
iki renkte baskı yapabilen
two-color
adj.
Physics
37
Physics
çevresiyle hem madde hem enerji alışverişi yapabilen sistem
open system
n.
Chemistry
38
Chemistry
kıskaçlama yapabilen
chelatable
adj.
Biology
39
Biology
eşeysiz üreme yapabilen üçüncü nesil zooit
tritozooid
n.
40
Biology
holoblastik eşitsiz hücre bölünmesi yapabilen zigot
amphicytula
n.
41
Biology
holoblastik eşitsiz hücre bölünmesi yapabilen zigottan meydana gelmiş gastrula
amphigastrula
n.
42
Biology
kromozomda bulunmayıp otonom replikasyon yapabilen dna halkasından oluşan küçük bir hücresel cisimcik
plasmid dna
n.
43
Biology
klorofil içeren ve fotosentez yapabilen flagellat hücresi
phytoflagellate
n.
44
Biology
oksijensiz solunum yapabilen
nonaerobiotic
adj.
Botanic
45
Botanic
güney amerika'ya özgü, hayvanlarda zehirlenme yapabilen yaprak dökmeyen bir çalı
mustard tree (nicotiana glauca)
n.
46
Botanic
güney amerika'ya özgü, hayvanlarda zehirlenme yapabilen yaprak dökmeyen bir çalı
tree tobacco
n.
47
Botanic
biraz klorofil içerdiği için fotosentez yapabilen parazitik bir bitki
hemiparasite
n.
48
Botanic
biraz klorofil içerdiği için fotosentez yapabilen parazitik bir bitki
semiparasite
n.
49
Botanic
fotosentez yapabilen organizmalara ait
autophytic
adj.
50
Botanic
fotosentez yapabilen organizmalara dair
autophytic
adj.
Geography
51
Geography
kendiliğinden kayıt yapabilen bir gel-git ölçer
marigraph
n.
52
Geography
kendiliğinden kayıt yapabilen bir gel-git ölçer
mareograph
n.
Meteorology
53
Meteorology
kendiliğinden kayıt yapabilen yağmur ölçer
udomograph
n.
Geology
54
Geology
fotosentez yapabilen bakteriler
cyanobacteria
n.
Military
55
Military
her yönden uzaklık ölçüsü yapabilen istasyon
omnirange
n.
56
Military
tekrar doldurmaya gerek kalmadan aynı anda birden fazla atış yapabilen bir tabanca
battery gun
n.
57
Military
belirli bir hedefe yönelik ani saldırı veya hedefi engelleyici deniz harekatı yapabilen donanma birimi
marker
n.
Sport
58
Sport
çok uzak mesafelere vuruş yapabilen beysbol oyuncusu
power hitter
n.
Baseball
59
Baseball
her iki eli ile atış yapabilen oyuncu
switch hitter
n.
60
Baseball
her iki eli ile atış yapabilen oyuncu
switch-hitter
n.
61
Baseball
çok hızlı atış yapabilen atıcı
fireballer
n.
Music
62
Music
kontrbas, arp gibi enstrümanların eklenmesiyle senfonik müzik yapabilen bando
symphony band
v.
Photography
63
Photography
ağır çekim yapabilen
slow
adj.
Mythology
64
Mythology
insan formunda olup büyü yapabilen, zeki ve fesat olarak betimlenen hayali yaratık
fairies
n.
Printery
65
Printery
tek seferde önlü arkalı baskı yapabilen baskı aleti
perfector
n.
Slang
66
Slang
karmaşık ve uzun hesaplamalar yapabilen bilgisayar
number cruncher
n.
67
Slang
çok yüksek hızlar yapabilen araba
hauler
n.
68
Slang
çok yüksek hızlar yapabilen araba
haulier
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yapabilen
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy