yasama - Turc Anglais Dictionnaire

yasama

Sens de "yasama" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 6 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yasama legislative adj.
The problem very often is that they turn into the legislative equivalent of a Venus Flytrap.
Çoğu zaman sorun, bu değişikliklerin Venüs Sinek Kapanı'nın yasamadaki eşdeğerine dönüşmesidir.

More Sentences
Trade/Economic
yasama legislation n.
For it really is Parliament's primary task to decide legislation!
Çünkü yasama konusunda karar vermek gerçekten de Parlamento'nun asli görevidir!

More Sentences
Law
yasama legislation n.
When dealing with legislation Parliament will be able properly to assess the Commission proposal.
Parlamento, yasama ile ilgilenirken Komisyon teklifini gerektiği şekilde değerlendirebilecektir.

More Sentences
Politics
yasama legislation n.
We are engaged in the work of legislation, which in many fields is regulated by officials who share in the decisions.
Birçok alanda kararlara ortak olan yetkililer tarafından düzenlenen yasama çalışmalarıyla meşgulüz.

More Sentences
General
yasama judicator n.
Law
yasama legislatorial adj.

Sens de "yasama" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 169 résultat(s)

Turc Anglais
General
yasama organları legislative bodies n.
The European Parliament is a legislative body, and as a legislative body, it cannot intervene in current proceedings.
Avrupa Parlamentosu bir yasama organıdır ve bir yasama organı olarak mevcut yargılamalara müdahale edemez.

More Sentences
yasama gücü legislative power n.
The Constitution has served Parliament, in its capacity as a legislative power, best, according it its central statute.
Anayasa, temel tüzüğüne uygun olarak, yasama gücü sıfatıyla Parlamento'ya en iyi şekilde hizmet etmiştir.

More Sentences
yasama meclisi legislature n.
We are the only supranational directly elected legislative house in existence.
Var olan tek uluslarüstü doğrudan seçilmiş yasama meclisi biziz.

More Sentences
Law
yasama süreci legislative process n.
The legislative process is always much more protracted.
Yasama süreci her zaman çok daha uzun sürmektedir.

More Sentences
yasama organı legislature n.
Yet in matters concerning commercial law, the legislature knows how to be more stringent.
Ancak ticaret hukuku ile ilgili konularda yasama organı daha katı olmayı bilir.

More Sentences
yasama meclisi legislature n.
For example, in poor provinces such as Misiones, the members of the provincial legislature earn more than an MEP.
Örneğin, Misiones gibi yoksul illerde il yasama meclisi üyeleri bir AP üyesinden daha fazla kazanmaktadır.

More Sentences
yasama gücü legislative power n.
In a very short time, this has become a parliament with considerable legislative power.
Çok kısa bir süre içerisinde bu parlamento, hatırı sayılır yasama gücüne sahip bir parlamento haline geldi.

More Sentences
yasama usulü legislative procedure n.
It is recognised that an individual justification can be helpful in the context of legislative procedures.
Bireysel bir gerekçelendirmenin yasama usulleri bağlamında yardımcı olabileceği kabul edilmektedir.

More Sentences
yasama yetkisi olan legislative adj.
Why call it an 'Authority' when it has no legislative power?
Yasama yetkisi olmadığı halde neden 'Otorite' olarak adlandırılıyor?

More Sentences
Politics
yasama gücü legislative power n.
Legislative power is essentially being turned into executive power.
Yasama gücü esasen yürütme gücüne dönüştürülüyor.

More Sentences
yasama organları legislatures n.
The German and Greek legislatures have similar arrangements.
Alman ve Yunan yasama organlarında da benzer düzenlemeler var.

More Sentences
yasama işlevi legislative function n.
Now it is the case that there is no legislative function specifically applicable to this at European level.
Şu anda Avrupa düzeyinde bu konuya özel olarak uygulanabilecek bir yasama işlevi bulunmamaktadır.

More Sentences
yasama konseyi legislative council n.
The issue of the Legislative Council is not insignificant.
Yasama Konseyi meselesi önemsiz değildir.

More Sentences
General
ingiliz yasama meclisi chamber n.
almanyanın bazı eyaletlerindeki yasama organı landtag n.
tarım hukuku ve yasama agricultural laws and legislation n.
balıkçılık hukuku ve yasama fishery law and legislation n.
yasama dokunulmazlığı freedom from arrest n.
hukuk ve yasama law and legislation n.
eğitim hukuku ve yasama educational law and legislation n.
yasama organı house n.
yasama/yargı organı camara n.
önerilen yasama işlemi measure n.
temsili bir yasama organının üyesi olan bir erkek gentleman n.
temsilci bir yasama organına üye kadın gentlewoman n.
(ispanya ve portekiz'de) ulusal yasama organını meydana getiren iki hükümet meclisi cortes n.
müzakere veya yasama işlerinin yürütülmesine uygun olan muntazam davranış order n.
yasama organı standerath n.
yasama meclisi standerath n.
rüşvete karşı çıkarılan bir yasama kanun teklifi strike n.
rüşvete karşı çıkarılan bir yasama kanun teklifi strike bill n.
yasama tartışmasını sonlandırmak closure v.
(genellikle yasama işlemlerinde) unvan veya isim vermek intitule [uk] v.
yasama organı legislative adj.
temsilcilerin bir yasama organına uygunsuz veya haksız şekilde dağıldığı malapportioned adj.
Trade/Economic
yasama meclisi the legislature n.
yasama organı legislative power n.
yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılması separation of powers n.
yasama erki legislation n.
yasama kararı act n.
yürütme ve yasama organları üzerinde baskı yapan çıkar grupları pressure groups n.
Law
bir kanun tasarısının yasama meclisi tarafından kabul edilmesi passage n.
devlet yasama organı state legislature n.
olağan yasama usulü/prosedürü ordinary legislative procedure n.
olağan yasama yöntemi ordinary legislative procedure n.
yasama organı haklarının ihlali suçu breach of privilege n.
yasama yetkisi legislative prerogative n.
yasama önlemleri legislative measures n.
yasama meclisi üyesi legislative officer n.
yasama işlemi legislative transaction n.
yasama işlemi legislative act n.
yasama organı house of legislature n.
yasama memuru legislation officer n.
yasama kısıntısı legislative restraint n.
yasama organı legislative organ n.
yasama meclisi chamber n.
yasama organı legislative branch n.
yasama denetimi legislative auditing n.
yüksek yasama meclisi supreme legislative council n.
yasama gücü legislative n.
modern yunan yasama meclisinin alt kanadı boule n.
antik yunan devletlerinde yasama meclisi boule n.
(yeni ingiltere kolonisinde) hem yasama hem yargı yetkisine sahip yerel meclis general court n.
atama yetkilerini her zamanki sahiplerinden başkana veya kuruma aktaran beyanname veya yasama işlemi ripper n.
atama yetkilerini her zamanki sahiplerinden başkana veya kuruma aktaran beyanname veya yasama işlemi ripper act n.
yasama organı üyelerinin listesi roll n.
orijinal üyelerinden geriye yalnızca küçük bir kısım kaldığından temsiliyet gücünü veya otoritesini kaybetmiş yasama organı rump n.
demirbaştan sorumlu yasama meclisi üyesi doorkeeper n.
büyük britanya yasama meclisi parliament n.
britanya kolonileri ve mülklerine ait yasama meclisi parliament n.
yasama inisiyatifi uygulama yetkisi initiative n.
ingiliz parlamentosu'nun yasama sürecinde önerinin komisyona sevk edilmesinden önceki aşama second reading n.
abd yasama sürecinde önerinin değiştirilebilmesine olanak tanıyan ikinci aşama second reading n.
emir ve kuralları uygulamak üzere yasama organlarına, siyasi veya kanuni toplantılara katılan yetkili sergeant at arms n.
hükümetinin finansal tahminlerini ve planlarını yasama organına sunmak open the budget v.
yargı ya da yasama mahkemesi ile ilgili cameral adj.
yasama meclisine ait legislatorial adj.
(yasal tazminat için ayrı bir yasama tasarrufu gerektirmeyen) anayasal hakka ait veya ilgili self-executing adj.
kapalı toplantı yürüten (yasama/yürütme organı) star-chamber adj.
Politics
kuzey alman federasyonu'nda (1867-1919) ve alman imparatorluğu'nda (1817-1919) yasama meclisi reichstag n.
faroe adalarında yasama organı lagthing n.
isviçre yönetim sisteminde yasama meclisine verilen ad nationalrat n.
belfast şehrinin stormont bölgesinde bulunan, yönetim yetkisi kuzey irlanda’ya devredilmiş yasama organı northern ireland assembly n.
abd'nin tayin ettiği vali veya seçilmiş yasama organı tarafından yönetilen, eyalet olmayan bölge territory n.
kanada'nın tayin ettiği vali veya seçilmiş yasama organı tarafından yönetilen, eyalet olmayan bölge territory n.
avustralya'nın tayin ettiği vali veya seçilmiş yasama organı tarafından yönetilen, eyalet olmayan bölge territory n.
yasama organı tarafından değerlendirilmeden önce yasa tasarılarının konulduğu kutu the hopper n.
iskandinav ülkelerinde yasama veya yargı meclisi thing n.
iskandinav ülkelerinde yasama veya yargı meclisi ting n.
aktif olarak yasama organını etkilemeye çalışan bir grup insan third house [usa] n.
aktif olarak yasama organını etkilemeye çalışan bir grup insan pressure group [usa] n.
iskandinavya'da yasama veya yargı meclisinin bir üyesi thingman n.
(bazı abd eyaletlerinde) yasama organı general assembly n.
man adası'nın yasama organı tynwald n.
man adası'nın yasama organı the tynwald court n.
incelemeye tabi yasama usulü regulatory procedure with scrutiny n.
iki meclisli yasama organı bicameral legislature n.
muadil yasama organı heyetleri corresponding legislative bodies n.
parlamento/yasama meclisi üyesi member of the legislative assembly n.
parlamento/yasama meclisi üyesi member of the legislature n.
parlamento/yasama meclisi üyesi mla n.
rusya'nın ulusal yasama organı state duma n.
rusya'nın ulusal yasama organı gosudarstvennaya duma n.
yasama dönemi legislative year n.
yasama dokunulmazlığı legislative immunity n.
yasama organı legislative department n.
yasama meclisi constitution convention n.
yasama tasarrufu legislative act n.
yasama meclisinin faaliyetlerine engel teşkil eden fiiller contempt of congress n.
yasama yılı legislative session n.
yasama vetosu legislative veto n.
yasama meclisinin faaliyetlerine engel teşkil eden fiiller contempt of legislature n.
yasama organı meclisi lower house n.
yasama meclisi chamber n.
yasama dönemi legislative session n.
yasama organı legislative power n.
yasama yürütme ve yargının birbirlerini sınırlandırması check and balance n.
yasama, yürütme ve yargı erkleri executive, legislative and judicial powers n.
yasama yılı legislative year n.
yasama inisiyatifi legislative initiative n.
yasama komiteleri legislative committees n.
yasama organına vekalet eden komite praesidium n.
yasama erki legislative power n.
yasama meclisi legislative assembly n.
yasama kurumları legislative institutions n.
yerel yasama organı popular assembly n.
abd'deki bazı eyaletlerde alt yasama meclisi assembly n.
bir yasama yılında tartışma açılması amacıyla kamara başkanına sunulan önerge early day motion n.
hindistan'ın her bir eyaletindeki yasama meclisi vidhan sabha n.
güney afrika'nın eski yasama meclisi volksraad n.
özgür orange devleti'nin güney afrika'nın bir ili haline gelmeden önceki yasama meclisi volksraad n.
hollanda doğu hint adaları'nın yasama meclisi volksraad n.
hong kong yasama meclisi legco n.
herhangi bir yasama organına üye kimse member n.
yasama organına resmi olarak sunulmayı bekleyen bir yasa tasarısının konduğu kutu hopper n.
yasama organlarında veya hükümette söz sahibi olan delegeler tarafından temsil edilme representation n.
yasama organı meclisi üyesi representative [us] n.
(virginia ve maryland'de koloni döneminde) alt yasama meclisinin bir üyesi burgess n.
yasama meclislerinin müzakere odası debating chamber n.
yasama organı deputy n.
yasama meclislerinde komitenin parçası olarak önergelerin detaylarını tartışma yetkisini içeren tam üyelik committee of the whole n.
(kanada'da) parlamento ve yasama organı üyelerine ödenen maaş indemnity n.
danışman görevi bulunan yasama organı yetkilisi parliamentarian n.
(sovyetler birliği'nde) en yüksek yasama organının başkan liderliğindeki yürütme kurulu presidium n.
yasama dokunulmazlığı legislative immunity n.
(lordlar kamarasında ve abd'nin yasama organlarında) tasarının gecikmeksizin oylanması için verilen önerge previous question n.
bulgaristan'ın yasama meclisi sobranje n.
hollanda yasama meclisi states general n.
(yasama organı, komite vb.) yandaşlarıyla doldurmak pack v.
(yasama meclisi) çoğunluk partisi olmayan hung adj.
vali kolonideki kamu hizmeti nedeniyle aday gösterdiği için ingiltere'ye bağlı yasama meclisinde hizmet eden official adj.
yasama konseyi üyesi mlc (member of the legislative council) abrev.
Institutes
yasama ve denetim hizmetleri genel sekreter yardımcılığı office of deputy secretary-general of legislative and auditing services n.
History
yasama kurulu ecclesia n.
güney afrika'da eski bir tür yasama meclisi raad n.
(eskiden) birtakım italyan şehir ve kasaba belediyelerinde bulunan yasama organı great council n.
(fransız tarihinde) 1795 yılında yasama organlarını oluşturan iki meclisten biri council of ancients n.
(ihtilal öncesi fransa'da) yasama gücü bulunmayan adli kurumlar parlements n.
(fransa'da) fransız devrimi'nden önceki yasama meclisi estates-general n.
(fransa'da) fransız devrimi'nden önceki yasama meclisi states-general n.
Religious
genel yasama meclisi convention n.
kilise zümrelerinin kademeli yasama ve yargı sistemine sahip olan presbyterian adj.
Geography
güney afrika cumhuriyeti'nin yasama başkenti cape town n.
Military
yasama ilişkileri başkanı chief of legislative liaison n.
Theatre
ortaçağ'da paris'te yasama memurları tarafından kurulan bir lonca basoche n.
Abbreviation
yasama meclisi legis n.
Archaic
kilise zümrelerinin kademeli yasama ve yargı sistemine sahip olan presbyterial adj.
Star Wars
yasama çevresi legislative commons n.
yasama bölgesi legislative district n.