|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
tam zamanlı iş |
full-time job n.
|
|
It's my full-time job.
Bu benim tam zamanlı işim.
More Sentences
|
2 |
General |
tam zamanlı |
fulltime adj.
|
|
Tom and Mary are both full-time students.
Tom da Mary de tam zamanlı öğrenciler.
More Sentences
|
3 |
General |
yarı zamanlı |
part time adj.
|
|
You're still working part time at a bakery?
Hâlâ fırında yarı zamanlı mı çalışıyorsun?
More Sentences
|
4 |
General |
eş zamanlı |
simultaneous adj.
|
|
It also ensures coherent and simultaneous actions by all Member States.
Ayrıca tüm Üye Devletler tarafından tutarlı ve eş zamanlı eylemler gerçekleştirilmesini sağlar.
More Sentences
|
5 |
General |
yarı zamanlı |
part-time adj.
|
|
Women have, to a larger extent, lower paid jobs, part-time work and a lower level of employment.
Kadınlar büyük ölçüde daha düşük ücretli işlerde yarı zamanlı işlerde ve daha düşük istihdam düzeylerinde çalışmaktadır.
More Sentences
|
6 |
General |
iki zamanlı |
two-stroke adj.
|
|
For those particular uses, two-stroke technology is the only viable option.
Bu özel kullanımlar için iki zamanlı teknoloji tek uygun seçenektir.
More Sentences
|
7 |
General |
eş zamanlı |
simultaneously adv.
|
|
Simultaneously, a risk reduction strategy will be developed.
Eş zamanlı olarak bir risk azaltma stratejisi geliştirilecektir.
More Sentences
|
8 |
General |
eş zamanlı |
concurrently adv.
|
|
A different proposal on financial aid to Greenland should be tabled concurrently.
Grönland'a mali yardım yapılmasına ilişkin farklı bir teklif de eş zamanlı olarak masaya yatırılmalıdır.
More Sentences
|
Idioms |
|
9 |
Idioms |
tam zamanlı iş |
a full-time job n.
|
|
Tom has a full-time job.
Tom'un tam zamanlı işi var.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
10 |
Trade/Economic |
tam zamanlı |
full time adj.
|
|
The TSE employs 1214 full time staff.
TSE 1214 tam zamanlı personel istihdam etmektedir.
More Sentences
|
Advertising |
|
11 |
Advertising |
gerçek zamanlı |
real-time adj.
|
|
The real-time computer system processes data instantly.
Gerçek zamanlı bilgisayar sistemi verileri anında işlemektedir.
More Sentences
|
Technical |
|
12 |
Technical |
eş zamanlı |
simultaneous adj.
|
|
Firstly, it claims that the two decisions are not connected because they are not simultaneous.
İlk olarak, bu iki kararın birbiriyle bağlantılı olmadığını çünkü eş zamanlı olmadıklarını iddia etmektedir.
More Sentences
|
13 |
Technical |
iki zamanlı |
two-stroke adj.
|
|
For those particular uses, two-stroke technology is the only viable option.
Bu özel kullanımlar için, iki zamanlı teknoloji uygulanabilir tek seçenektir.
More Sentences
|
Computer |
|
14 |
Computer |
gerçek zamanlı |
real-time adj.
|
|
Monitoring over such a short period of time is incompatible with real-time analysis.
Bu kadar kısa bir zaman diliminde izleme yapmak gerçek zamanlı analizle bağdaşmaz.
More Sentences
|
Informatics |
|
15 |
Informatics |
gerçek zamanlı |
real-time adj.
|
|
This way the whole game turns into a real-time online experience.
Bu şekilde tüm oyun gerçek zamanlı çevrimiçi bir deneyime dönüşür.
More Sentences
|
Telecom |
|
16 |
Telecom |
gerçek zamanlı izleme |
real-time monitoring n.
|
|
Identify and resolve issues by performing real-time monitoring and analysis.
Gerçek zamanlı izleme ve analiz yürüterek sorunları belirleyin ve çözün.
More Sentences
|
Automotive |
|
17 |
Automotive |
dört zamanlı motor |
four-stroke engine n.
|
|
In fact, Honda can produce overhead valve four-stroke engines that easily meet these requirements.
Aslında Honda, bu gereksinimleri kolayca karşılayan üstten supaplı dört zamanlı motorlar üretebilir.
More Sentences
|
|
General |
|
18 |
General |
doğrusal zamanlı değişmez sistemler |
linear time invariant systems n.
|
|
19 |
General |
ayrık zamanlı dizge |
discrete time system n.
|
|
20 |
General |
bir bölgedeki kuşlara yapılan aynı zamanlı saldırı |
epornitic n.
|
|
21 |
General |
yaşlılık ya da hastalık sebeplerinden dolayı yarı zamanlı çalışma |
semiretirement n.
|
|
22 |
General |
zamanlı aralık |
timed interval n.
|
|
23 |
General |
gerçek zamanlı otomatik haritalama sistemi |
automatic real-time mapping system n.
|
|
24 |
General |
tam zamanlı sistemler |
just-in-time-systems n.
|
|
25 |
General |
tam zamanlı sistemler |
just-in-time systems n.
|
|
26 |
General |
gerçek zamanlı kontrol sistemleri |
real-time control systems n.
|
|
27 |
General |
gerçek zamanlı sayısal kontrol |
real-time numerical control n.
|
|
28 |
General |
gerçek zamanlı programlama |
real-time programming n.
|
|
29 |
General |
gerçek zamanlı kontrol |
real-time control n.
|
|
30 |
General |
gerçek zamanlı bilgi işlem |
real-time data processing n.
|
|
31 |
General |
yerel zamanlı bilgi işlem |
real-time data processing n.
|
|
32 |
General |
yarı zamanlı çalışma |
part-time employment n.
|
|
33 |
General |
yarı zamanlı yayın yapan yayın istasyonu |
part time station n.
|
|
34 |
General |
gerçek zamanlı tartışma |
real time discussion n.
|
|
35 |
General |
geniş zamanlı cümle |
sentence in present tense n.
|
|
36 |
General |
eş zamanlı değişim |
simultaneous change n.
|
|
37 |
General |
eş zamanlı değişim |
contemporaneous change n.
|
|
|
38 |
General |
eş zamanlı olmama |
nonsynchronization n.
|
|
39 |
General |
yarı zamanlı hayat kadını |
grisette n.
|
|
40 |
General |
yarı zamanlı öğretim görevlisi |
gypsy n.
|
|
41 |
General |
eş zamanlı konuşma |
overtalk n.
|
|
42 |
General |
zamanlı iki durumu ayıran zamansız nokta |
instant n.
|
|
43 |
General |
eş zamanlı eylem |
concurrent n.
|
|
44 |
General |
eş zamanlı süreç |
concurrent n.
|
|
45 |
General |
eş zamanlı çaba |
concurrent n.
|
|
46 |
General |
birden fazla görev veya işlemin eş zamanlı gerçekleştirildiği durum |
parallel n.
|
|
47 |
General |
aynı unvan, hak veya mülkiyete eş zamanlı sahip olanların her biri |
coholder n.
|
|
48 |
General |
eş zamanlı operasyon evresi |
phase n.
|
|
49 |
General |
okulun maddi destek amacıyla öğrenciye sunduğu yarı zamanlı çalışma programı |
self-help n.
|
|
50 |
General |
eş zamanlı yapılan yayın |
simulcast n.
|
|
51 |
General |
eş zamanlı izleyiciler |
concurrent viewers n.
|
|
52 |
General |
farklı zamanlarda meydana gelen olayların eş zamanlı gösterimi |
synchronism n.
|
|
53 |
General |
eş zamanlı koordinasyon |
synchronizing n.
|
|
54 |
General |
anlamı karıştırılan sözcüklerin eş zamanlı kullanımı |
synchysis n.
|
|
55 |
General |
eş zamanlı operasyon düzenlemek |
organize simultaneous operations v.
|
|
56 |
General |
gerçek zamanlı ile karşılaştırıldığında kronometredeki zaman farkını tespit etmek |
rate a chronometer v.
|
|
57 |
General |
bir işi bir veya birkaç yarı zamanlı işçi arasında paylaştırmak |
job-share v.
|
|
58 |
General |
programı birden fazla dağıtım kanalında eş zamanlı yayınlamak |
simulcast v.
|
|
59 |
General |
eş zamanlı |
synchronous adj.
|
|
60 |
General |
aynı zamanlı |
synchronous adj.
|
|
61 |
General |
eş zamanlı şey |
contemporary adj.
|
|
62 |
General |
eş zamanlı olan |
concurrent adj.
|
|
63 |
General |
zamanlı zamansız |
inopportune adj.
|
|
64 |
General |
zamanlı zamansız |
untimely adj.
|
|
65 |
General |
koşut zamanlı |
concurrent adj.
|
|
66 |
General |
eş zamanlı |
concurrent adj.
|
|
67 |
General |
yarı zamanlı |
halftime adj.
|
|
68 |
General |
eş zamanlı meydana gelen |
equitemporaneous adj.
|
|
69 |
General |
eş zamanlı olan |
equitemporaneous adj.
|
|
70 |
General |
çok zamanlı |
multi-time adj.
|
|
71 |
General |
daha zamanlı |
timelier adj.
|
|
72 |
General |
aynı zamanlı |
concurrent adj.
|
|
73 |
General |
tam zamanlı olmayan |
non-full-time adj.
|
|
74 |
General |
eş zamanlı |
real time adj.
|
|
75 |
General |
eş zamanlı |
together adj.
|
|
76 |
General |
(tam zamanlı çalışmak istemesine rağmen) yarı zamanlı çalışan |
underemployed adj.
|
|
77 |
General |
kısmi zamanlı |
half adj.
|
|
|
78 |
General |
yarı zamanlı |
half adj.
|
|
79 |
General |
yarım zamanlı |
half-time adj.
|
|
80 |
General |
kısmi zamanlı |
half-time adj.
|
|
81 |
General |
kısmi zamanlı |
halftime adj.
|
|
82 |
General |
yarım zamanlı |
half-time adj.
|
|
83 |
General |
kısmi zamanlı |
half-time adj.
|
|
84 |
General |
uzak zamanlı |
long adj.
|
|
85 |
General |
tam zamanlı olmayan |
odd adj.
|
|
86 |
General |
eş zamanlı |
conjugate adj.
|
|
87 |
General |
yaşlılık ya da hastalık sebeplerinden dolayı yarı zamanlı çalışan |
semiretired adj.
|
|
88 |
General |
tam zamanlı çalışan |
in-service adj.
|
|
89 |
General |
eş zamanlı |
coinstantaneous adj.
|
|
90 |
General |
eş zamanlı gerçekleşen |
corollary adj.
|
|
91 |
General |
eş zamanlı |
synchronal adj.
|
|
92 |
General |
eş zamanlı |
synchronistic adj.
|
|
93 |
General |
eş zamanlı yörüngede dolaşan uydu ile ilgili |
synchronous adj.
|
|
94 |
General |
(uydu) eş zamanlı yörüngede dolaşan |
synchronous adj.
|
|
95 |
General |
(eğitim alanında) gerçek zamanlı meydana gelen |
synchronous adj.
|
|
96 |
General |
geniş zamanlı olarak |
aoristically adv.
|
|
97 |
General |
eş zamanlı olarak |
synchronously adv.
|
|
98 |
General |
gerçek zamanlı olarak |
real-timely adv.
|
|
99 |
General |
yarı zamanlı olarak |
half-time adv.
|
|
100 |
General |
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek |
sym- pref.
|
|
101 |
General |
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek |
syn- pref.
|
|
Phrasals |
|
102 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyle eş zamanlı olarak ayarlamak |
coordinate something with something v.
|
|
103 |
Phrasals |
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı olarak okumak |
read along (with someone or something) v.
|
|
Phrases |
|
104 |
Phrases |
zamanlı zamansız |
in season and out of season expr.
|
|
105 |
Phrases |
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı |
in phase (with someone or something) expr.
|
|
106 |
Phrases |
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı/koordineli biçimde |
in sync (with someone or something) expr.
|
|
Colloquial |
|
107 |
Colloquial |
hem ev işlerini yürüten hem de tam zamanlı işi olan anne |
supermom [us] n.
|
|
108 |
Colloquial |
gerçek zamanlı strateji oyunlarında oyun içinde teknolojik becerilerini/kapasitesini artırmak |
tech up v.
|
|
109 |
Colloquial |
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı değil |
out of phase (with someone or something) [uk] adj.
|
|
Idioms |
|
110 |
Idioms |
tam zamanlı iş |
day job n.
|
|
111 |
Idioms |
(birinin) tam zamanlı işi |
(one's) day job n.
|
|
112 |
Idioms |
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket etmemek |
be out of sync (with someone or something) v.
|
|
113 |
Idioms |
demiryollarında kısmi zamanlı çalışmak veya ekstra yapmak |
buck the board v.
|
|
114 |
Idioms |
(bir şey) olarak iki işi/görevi eş zamanlı olarak yürütmek |
do double duty as (something) v.
|
|
115 |
Idioms |
tam zamanlı |
around-the-clock adj.
|
|
116 |
Idioms |
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket eden |
in lockstep (with someone or something) expr.
|
|
117 |
Idioms |
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket etmeyen |
out of sync (with someone or something) expr.
|
|
Formal |
|
118 |
Formal |
(ölene ağıt yakarken) çok sayıda insanın eş zamanlı bağırmasıyla oluşan yüksek sesli feryat |
conclamation n.
|
|
Trade/Economic |
|
119 |
Trade/Economic |
gerçek zamanlı veri |
real time data n.
|
|
120 |
Trade/Economic |
gerçek zamanlı denetim |
real-time audit n.
|
|
121 |
Trade/Economic |
gerçek zamanlı teklif |
real-time offer n.
|
|
122 |
Trade/Economic |
gerçek zamanlı veriler |
real time data n.
|
|
123 |
Trade/Economic |
kayıp zamanlı kaza |
lost time injury n.
|
|
124 |
Trade/Economic |
paralel/eş zamanlı toplantı |
simultaneous meeting n.
|
|
125 |
Trade/Economic |
paralel/eş zamanlı toplantı |
parallel meeting n.
|
|
126 |
Trade/Economic |
tam zamanlı çalışan |
full time employee n.
|
|
127 |
Trade/Economic |
tam zamanlı eşdeğer |
full-time equivalent n.
|
|
128 |
Trade/Economic |
tam zamanlı eleman |
full time employee n.
|
|
129 |
Trade/Economic |
yarı zamanlı iş ücreti |
part-time rate n.
|
|
130 |
Trade/Economic |
yarı zamanlı çalışma |
part time employment n.
|
|
131 |
Trade/Economic |
yarı-zamanlı iş |
part-time job n.
|
|
132 |
Trade/Economic |
yarı zamanlı istihdam |
part time employment n.
|
|
133 |
Trade/Economic |
borsa veya mal piyasasında farklı alım opsiyonlarının eş zamanlı alım satımı |
butterfly n.
|
|
134 |
Trade/Economic |
tam zamanlı istihdam edilen |
fully employed adj.
|
|
Law |
|
135 |
Law |
ingiliz kraliyet mahkemesinde yarı zamanlı yargıç olarak atanmış en az on yıllık avukat |
recorder n.
|
|
136 |
Law |
eş zamanlı iletim |
simultaneous transmission n.
|
|
Institutes |
|
137 |
Institutes |
gerçek zamanlı brüt hesap kapatma sistemi |
real time gross settlement system n.
|
|
Industry |
|
138 |
Industry |
eş zamanlı olarak birden fazla işveren için çalışma |
portfolio employment n.
|
|
139 |
Industry |
eş zamanlı olarak birden fazla işveren için çalışan kimse |
portfolio worker n.
|
|
Media |
|
140 |
Media |
eş zamanlı yayın |
simultaneous broadcasting n.
|
|
141 |
Media |
eş zamanlı yayın |
simultaneous broadcast n.
|
|
142 |
Media |
eş zamanlı yayın |
simulcasting n.
|
|
143 |
Media |
kısmi zamanlı yayın istasyonu |
part time station n.
|
|
Technical |
|
144 |
Technical |
gerçek zamanlı gömülü sistemlerin testinde kullanılan simülasyon tekniği |
hardware in the loop (hil) n.
|
|
145 |
Technical |
başarısızlık zamanlı veri analizi |
failure time data analysis n.
|
|
146 |
Technical |
bağımlı veya bağımsız zamanlı tek girişli enerjileme büyüklüğü ölçme röleleri |
single input energizing quantity measuring relays with dependent or independent time n.
|
|
147 |
Technical |
bir zamanlı sistem |
one time system n.
|
|
148 |
Technical |
bmw’nin değisken zamanlı supap kontrol sistemli motoru |
vanos n.
|
|
149 |
Technical |
değişken zamanlı tapa |
proximity fuze n.
|
|
150 |
Technical |
dört zamanlı makine |
four-cycle engine n.
|
|
151 |
Technical |
dört zamanlı motor |
four-cycle engine n.
|
|
152 |
Technical |
eş zamanlı performans |
simultaneous performance n.
|
|
153 |
Technical |
eş zamanlı uygulama |
concurrent application n.
|
|
154 |
Technical |
eş zamanlı çalışma |
concurrent execution n.
|
|
155 |
Technical |
eş zamanlı optik ağ |
synchronous optical network n.
|
|
156 |
Technical |
eş zamanlı işlem |
concurrent operation n.
|
|
157 |
Technical |
eş zamanlı dönüşüm |
concurrent conversion n.
|
|
158 |
Technical |
eş zamanlı işlem |
simultaneous operation n.
|
|
159 |
Technical |
eş zamanlı data hat kontrolü |
synchronous data link control n.
|
|
160 |
Technical |
eş zamanlı bant/görüntü işlem uygulaması |
synchronized tape/visual operating practice n.
|
|
161 |
Technical |
gerçek zamanlı çok ödevli işletim |
real-time multitasking n.
|
|
162 |
Technical |
gerçek zamanlı izleme |
real time monitoring n.
|
|
163 |
Technical |
gerçek zamanlı olmayan spektrum analizör |
non-real time spectrum analyzer n.
|
|
164 |
Technical |
gerçek zamanlı yaşlandırma |
real time aging n.
|
|
165 |
Technical |
içten yanmalı dört zamanlı olan makine |
valve-in-head engine n.
|
|
166 |
Technical |
iki zamanlı motor veya makine |
two-stroke cycle engine n.
|
|
167 |
Technical |
iki zamanlı motor veya makine |
two-cycle motor n.
|
|
168 |
Technical |
iki zamanlı motor |
two-cycle engine n.
|
|
169 |
Technical |
iki zamanlı motor |
two stroke engine n.
|
|
170 |
Technical |
iki zamanlı benzinli motor yağı |
two-stroke-cycle gasoline engine lubricant n.
|
|
171 |
Technical |
iki zamanlı makine |
two-cycle engine n.
|
|
172 |
Technical |
kontrol ve tahrik elemanları arasındaki gerçek zamanlı haberleşme |
real-time communication between controls and drives n.
|
|
173 |
Technical |
zamanlı kilit |
time lock n.
|
|
174 |
Technical |
yeni ürünleri gelişim aşamalarını eş zamanlı yürüterek tasarlama ve pazarlama yöntemi |
interactive engineering n.
|
|
175 |
Technical |
dört zamanlı |
four-cycle adj.
|
|
176 |
Technical |
iki zamanlı |
two-cycle adj.
|
|
177 |
Technical |
kendinden zamanlı |
self-timer adj.
|
|
178 |
Technical |
sabit aralık zamanlı |
isochronous adj.
|
|
179 |
Technical |
gerçek zamanlı strateji oyunu |
rts (real-time strategy) abrev.
|
|
Computer |
|
180 |
Computer |
gerçek zamanlı işlem |
real-time operation n.
|
|
181 |
Computer |
gerçek zamanlı işleme |
real-time processing n.
|
|
182 |
Computer |
eş (zamanlı)/birlikte tarama/göz atma |
co-browsing n.
|
|
183 |
Computer |
gerçek zamanlı video |
real-time video n.
|
|
184 |
Computer |
gerçek zamanlı erişim |
real-time access n.
|
|
185 |
Computer |
gerçek zamanlı strateji oyu |
real-time strategy game n.
|
|
186 |
Computer |
gerçek zamanlı denetim |
real-time control n.
|
|
187 |
Computer |
gerçek zamanlı kontrol |
real-time control n.
|
|
188 |
Computer |
koşut zamanlı sabit disk erişimi |
concurrent hard disk access n.
|
|
189 |
Computer |
koşut zamanlı görüntü güncelleştirme |
concurrent video update n.
|
|
190 |
Computer |
koşut zamanlı uygulama |
concurrent application n.
|
|
191 |
Computer |
vga sıfır bekleme zamanlı ram |
vga zero ws ram n.
|
|
192 |
Computer |
eş zamanlı oynatma amacıyla ses ve görüntü verilerini birleştiren bir dosya formatı |
avi n.
|
|
193 |
Computer |
eş zamanlı oynatma amacıyla ses ve görüntü verilerini birleştiren dosya formatını kullanan veri dosyası |
avi n.
|
|
194 |
Computer |
gerçek zamanlı küçük bir işletim sistemi |
zephyr n.
|
|
195 |
Computer |
bilgisayar animasyonu üretmek için gerçek zamanlı üç boyutlu grafiklerin kullanımı |
machinima n.
|
|
196 |
Computer |
gerçek zamanlı uygulamada kullanılıp ilk manyetik çekirdekli belleği kullanan ilk elektronik sayısal bilgisayar |
whirlwind n.
|
|
197 |
Computer |
bir işlemde yapılan değişikliklerin eş zamanlı olarak diğer işlemlerde nasıl görüneceğini belirleyen veri tabanı özelliği |
isolation n.
|
|
198 |
Computer |
bilgisayar aracılığıyla gerçek zamanlı etkileşim |
conversation n.
|
|
199 |
Computer |
bilgisayar hafızasında eş zamanlı depolanan bilgisayar programı |
coresident n.
|
|
200 |
Computer |
bir işlemin birden fazla işlemci tarafından eş zamanlı çalıştırılması |
predication n.
|
|
201 |
Computer |
bilgisayar tarafından otomatik olarak oluşturulan gerçek zamanlı animasyon |
procedural animation n.
|
|
202 |
Computer |
bilgisayar tarafından otomatik olarak oluşturulan gerçek zamanlı animasyon |
procedural animation n.
|
|
203 |
Computer |
(internette) gerçek zamanlı veri aktarımı |
stream feed n.
|
|
204 |
Computer |
gerçeğe yakın zamanlı |
near real-time adj.
|
|
205 |
Computer |
sabit aralık zamanlı |
isochronous adj.
|
|
206 |
Computer |
yarı zamanlı uyumlu |
semisynchronous adj.
|
|
207 |
Computer |
birden fazla işleme ait ve eş zamanlı (performans) |
parallel adj.
|
|
208 |
Computer |
vga sıfır bekleme zamanlı rom |
vga zero ws rom expr.
|
|
Informatics |
|
209 |
Informatics |
gerçek zamanlı taşıma protokolü |
real-time transport protocol n.
|
|
210 |
Informatics |
gerçek zamanlı konum bilgisi sistemi |
realtime location system n.
|
|
211 |
Informatics |
gerçek zamanlı akıtım |
real-time streaming n.
|
|
212 |
Informatics |
gerçek zamanlı veri kaynağı |
live data source n.
|
|
213 |
Informatics |
gerçek zamanlı bilgi işleme |
real-time computing n.
|
|
214 |
Informatics |
gerçek zamanlı aktarım protokolü |
real-time transport protocol n.
|
|
215 |
Informatics |
gerçek zamanlı işletim sistemi |
real-time operating system n.
|
|
216 |
Informatics |
gerçek zamanlı protokolü |
real-time protocol n.
|
|
Telecom |
|
217 |
Telecom |
analog eş zamanlı ses ve veri |
analogue simultaneous voice and data n.
|
|
218 |
Telecom |
ayrık zamanlı işaret |
discretely-timed signal n.
|
|
219 |
Telecom |
ayrık zamanlı işaret |
discretely timed signal n.
|
|
220 |
Telecom |
bit eş zamanlı çalışma |
bit synchronous operation n.
|
|
221 |
Telecom |
çiftyönlu eş zamanlı çalışma |
two-way simultaneous operation n.
|
|
222 |
Telecom |
eş zamanlı optik şebeke |
synchronous optical network n.
|
|
223 |
Telecom |
eş zamanlı veri ağı |
synchronous data network n.
|
|
224 |
Telecom |
eş zamanlı veri hattı denetimi |
synchronous data link control n.
|
|
225 |
Telecom |
eş zamanlı ağ |
synchronous network n.
|
|
226 |
Telecom |
eş zamanlı bilgisayar |
simultaneous computer n.
|
|
227 |
Telecom |
eş zamanlı ortadan kaldırıcı |
sync stripper n.
|
|
228 |
Telecom |
eş zamanlı üreteç |
sync generator n.
|
|
229 |
Telecom |
eş zamanlı çift yönlü zaman bölmesi |
time division duplex n.
|
|
230 |
Telecom |
eş zamanlı iletim |
synchronous transmission n.
|
|
231 |
Telecom |
eş zamanlı gürültü geçiti |
sync noise gate n.
|
|
232 |
Telecom |
eş zamanlı iletişim |
synchronous communication n.
|
|
233 |
Telecom |
eş zamanlı uçbirim |
synchronous terminal n.
|
|
234 |
Telecom |
eş zamanlı çift yönlü ayırma |
duplex separation n.
|
|
235 |
Telecom |
eş zamanlı kanal |
sync channel n.
|
|
236 |
Telecom |
eş zamanlı şifreli çalışma |
synchronous crypto-operation n.
|
|
237 |
Telecom |
eş zamanlı sayısal sıradüzeni |
synchronous digital hierarchy n.
|
|
238 |
Telecom |
eş zamanlı çevirimiçi çevresel işlemler |
simultaneous peripheral operations on line n.
|
|
239 |
Telecom |
eş zamanlı çoklu aramaların tek numaradan karşılanma hizmeti |
dial-it service n.
|
|
240 |
Telecom |
eş zamanlı boş karakter |
synchronous idle character n.
|
|
241 |
Telecom |
eş zamanlı çift yönlü iletişim |
duplex communication n.
|
|
242 |
Telecom |
gerçek zamanlı dağıtım denetimli endüstriyel şebeke sistemi |
fieldbus n.
|
|
243 |
Telecom |
gerçek zamanlı işletim sistemi |
real-time operating system n.
|
|
244 |
Telecom |
gerçek zamanlı akış protokolü |
real time streaming protocol n.
|
|
245 |
Telecom |
gerçek zamanlı protokol |
real time protocol n.
|
|
246 |
Telecom |
genişletilmiş gerçek zamanlı değişim oranı |
extended real time-variable rate n.
|
|
247 |
Telecom |
hemen hemen eş zamanlı sayısal sıra düzeni |
plesiochronous digital hierarchy n.
|
|
248 |
Telecom |
ikili eş zamanlı haberleşme |
binary synchronous communication n.
|
|
249 |
Telecom |
karşılıklı eş zamanlı hale getirme |
mutual synchronization n.
|
|
250 |
Telecom |
karşılıklı eş zamanlı hale getirilmiş şebeke |
mutually synchronized network n.
|
|
251 |
Telecom |
koşut zamanlı işletim |
concurrent operation n.
|
|
252 |
Telecom |
sayısal eş zamanlı ses ve veri |
digital simultaneous voice and data n.
|
|
253 |
Telecom |
yarı eş zamanlı sayısal düzen |
plesiochhronous digital hierarchy n.
|
|
254 |
Telecom |
yere eş zamanlı yörünge |
geosynchronous orbit n.
|
|
255 |
Telecom |
eş zamanlı arama merkezi |
class n.
|
|
256 |
Telecom |
eş zamanlı çift yönlü |
duplex adj.
|
|
257 |
Telecom |
yerle eş zamanlı |
geo-synchronous adj.
|
|
258 |
Telecom |
yarı eş zamanlı çift yönlü |
half-duplex adj.
|
|
Electric |
|
259 |
Electric |
gerçek zamanlı işletim sistemi |
real time operating system n.
|
|
260 |
Electric |
sabit zamanlı |
definite-time adj.
|
|
Construction |
|
261 |
Construction |
eş zamanlı sünme eğrileri |
isochronous creep curves n.
|
|
Automotive |
|
262 |
Automotive |
dört zamanlı dizel motoru |
four-stroke diesel engine n.
|
|
263 |
Automotive |
dört zamanlı motor |
otto cycle engine n.
|
|
264 |
Automotive |
dört zamanlı motor |
four-stroke cycle engine n.
|
|
265 |
Automotive |
döner diskli valflı iki zamanlı motor |
disc rotary valve two-stroke n.
|
|
266 |
Automotive |
dört zamanlı çevrim |
four-stroke cycle n.
|
|
267 |
Automotive |
dört zamanlı motor |
four-stroke engine n.
|
|
268 |
Automotive |
dört zamanlı devir |
four-stroke cycle n.
|
|
269 |
Automotive |
dört zamanlı motor |
four-stroke process n.
|
|
270 |
Automotive |
egzoz valfı kapakta yer alan iki zamanlı motor |
exhaust valve in head two stroke engine n.
|
|
271 |
Automotive |
gerçek zamanlı dört tekerlekten çekiş düzeni |
real-time four-wheel drive n.
|
|
272 |
Automotive |
gerçek zamanlı trafiğe uygun kontrol düzeni |
real-time traffic adaptive control system n.
|
|
273 |
Automotive |
gerçek zamanlı trafik enformasyonu |
real-time traffic information n.
|
|
274 |
Automotive |
iki yönlü gerçek zamanlı iletişim |
two-way real-time communication n.
|
|
275 |
Automotive |
iki zamanlı motor |
two-stroke cycle engine n.
|
|
276 |
Automotive |
iki zamanlı yarış arabası |
two-stroke race car n.
|
|
277 |
Automotive |
iki zamanlı motor |
two-stroke engine n.
|
|
278 |
Automotive |
iki zamanlı çevrim |
two-stroke cycle n.
|
|
279 |
Automotive |
iki zamanlı dizel motor |
two-stroke diesel engine n.
|
|
280 |
Automotive |
iki zamanlı motor |
two-stroke engine n.
|
|
281 |
Automotive |
piston portlu iki zamanlı motor |
piston port two-stroke engine n.
|
|
282 |
Automotive |
üç silindirli iki zamanlı motor |
three-cylinder two cycle engine n.
|
|
283 |
Automotive |
yarı zamanlı dört tekerlekten çekiş düzeni |
part-time 4wd n.
|
|
284 |
Automotive |
yaylı emiş supaplı iki zamanlı motor |
reed valve two-stroke engine n.
|
|
285 |
Automotive |
zamanlı antrenman |
timed practice n.
|
|
286 |
Automotive |
(motorlu araç yarışında) iki zamanlı benzin motoru ile çalışan küçük boyutlu bir yarış motosikleti replikası |
minimoto n.
|
|
287 |
Automotive |
(motorlu araç yarışında) iki zamanlı benzin motoru ile çalışan küçük boyutlu bir yarış motosikleti replikası |
pocketbike n.
|
|
Marine |
|
288 |
Marine |
eş zamanlı doğrusal denklemler |
simultaneous linear equations n.
|
|
289 |
Marine |
yarı zamanlı balıkçı barınağı |
part-time fishery household n.
|
|
290 |
Marine |
2 zamanlı motor |
2-stroke engine n.
|
|
291 |
Marine |
4 zamanlı motor |
4-stroke engine n.
|
|
Medical |
|
292 |
Medical |
eş zamanlı mediastinoskopi |
simultaneous mediastinoscopy n.
|
|
293 |
Medical |
endometrial kanser ile eş zamanlı olarak izlenen appendiksin karsinoid tümörü |
coincidental carcinoid tumor of appendix and endometrial cancer n.
|
|
294 |
Medical |
eş zamanlı kemoradyoterapi |
concomitant chemoradiation n.
|
|
295 |
Medical |
eş-zamanlı validasyon |
concurrent validation n.
|
|
296 |
Medical |
mesane karsinomu ile eş zamanlı olarak saptanan insidental prostat adenokarsinomu |
incidental prostate adenocarcinoma detected synchronously with bladder carcinoma n.
|
|
297 |
Medical |
sayımsal gerçek zamanlı-polimer zincir reaksiyonu |
quantitative real time-polymerase chain reaction n.
|
|
298 |
Medical |
zamanlı kalk ve yürü testi |
timed up and go test n.
|
|
299 |
Medical |
birden fazla ilacın eş zamanlı uygulanması |
polypharmacy n.
|
|
300 |
Medical |
eş-zamanlı |
concurrent adj.
|
|
301 |
Medical |
eş zamanlı |
comorbid adj.
|
|
302 |
Medical |
tek zamanlı |
monochronic adj.
|
|
Psychology |
|
303 |
Psychology |
anlamsal olarak birbiri ile alakasız iki benzer olayın tesadüfen eş zamanlı gerçekleşmesi |
synchronicity n.
|
|
304 |
Psychology |
anlamsal olarak birbiri ile alakasız iki benzer olayın tesadüfen eş zamanlı gerçekleşmesi |
synchronism n.
|
|
Physiology |
|
305 |
Physiology |
uyku sırasında gerçekleşen normal ve anormal fizyolojik aktivitelerin eş zamanlı ve sürekli takibi |
polysomnography n.
|
|
306 |
Physiology |
ses tellerinin eş zamanlı olarak iki farklı perdede ses üretmesi |
diplophonia n.
|
|
307 |
Physiology |
ses tellerinin eş zamanlı olarak iki farklı perdede ses üretmesi |
diphthongia n.
|
|
Pathology |
|
308 |
Pathology |
çok sayıda sinüsün eş zamanlı şişmesi |
polysinositis n.
|
|
Printing |
|
309 |
Printing |
iki veya daha fazla sayıdaki rengi eş zamanlı olarak basabilen |
multicolored adj.
|
|
Food Engineering |
|
310 |
Food Engineering |
eş zamanlı gelişme |
synchronized growth n.
|
|
311 |
Food Engineering |
eş zamanlı pcr |
real time-pcr n.
|
|
312 |
Food Engineering |
eş zamanlı gelişme |
synchronizing growth n.
|
|
313 |
Food Engineering |
eş zamanlı |
tandem adj.
|
|
314 |
Food Engineering |
eş zamanlı |
simultaneous adj.
|
|
315 |
Food Engineering |
gerçek zamanlı |
realtime adj.
|
|
Math |
|
316 |
Math |
eş zamanlı (denklem) |
simultaneous adj.
|
|
Statistics |
|
317 |
Statistics |
eş-zamanlı varyans oranı sınaması |
simultaneous variance ratio test n.
|
|
318 |
Statistics |
eş-zamanlı güven aralıkları |
simultaneous confidence intervals n.
|
|
319 |
Statistics |
eş-zamanlı denklemler modeli |
simultaneous equations model n.
|
|
320 |
Statistics |
eş-zamanlı hoşgörü aralıkları |
simultaneous tolerance intervals n.
|
|
321 |
Statistics |
eş-zamanlı ayırma aralıkları |
simultaneous discrimination intervals n.
|
|
322 |
Statistics |
eş-zamanlı tahmin |
simultaneous estimation n.
|
|
Physics |
|
323 |
Physics |
eşit zamanlı eğrilik |
tautochronism n.
|
|
324 |
Physics |
kuadrupol uçuş zamanlı kütle spektrometresi |
quadrupole time of flight mass spectrometer n.
|
|
325 |
Physics |
birkaç sayma tüpünün muhtemelen aynı iyonlaştırıcı parçacığın geçişini eş zamanlı olarak göstermesi |
coincidence n.
|
|
326 |
Physics |
eşit zamanlı eğri |
tautochrone adj.
|
|
327 |
Physics |
eşit zamanlı eğri |
tautochronous adj.
|
|
Biology |
|
328 |
Biology |
gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu |
real-time polymerase chain reaction (q-pcr) n.
|
|
329 |
Biology |
hücre genomundan transkripsiyonla oluşan mrna transkriptlerinin eş zamanlı incelenmesi |
transcriptomic n.
|
|
330 |
Biology |
deuteromycota alt bölümü ile eş zamanlı bulunan bir mantar sınıfı |
class deuteromycetes n.
|
|
331 |
Biology |
deuteromycota alt bölümü ile eş zamanlı bulunan bir mantar sınıfı |
deuteromycetes n.
|
|
Biochemistry |
|
332 |
Biochemistry |
eş zamanlı olmayan |
asynchronous adj.
|
|
Botanic |
|
333 |
Botanic |
eş zamanlı olgunlaşan organ ve pistillere sahip olma |
homogamy n.
|
|
334 |
Botanic |
madımakgiller ile eş zamanlı bir bitki |
polygonales n.
|
|
335 |
Botanic |
organ ve pistilleri eş zamanlı olgunlaşan |
homogamous adj.
|
|
Education |
|
336 |
Education |
lisans ve yüksek lisans diplomasını eş zamanlı alma |
accumulation n.
|
|
337 |
Education |
tam zamanlı dini mesleğe hazırlanan öğrenci |
theologue n.
|
|
338 |
Education |
eş zamanlı çalışma ve okuma |
parallel-time co-op n.
|
|
339 |
Education |
lisans ve yüksek lisans diplomasını eş zamanlı alma |
accumulation of degrees n.
|
|
340 |
Education |
tam zamanlı program |
full-time program n.
|
|
341 |
Education |
tam zamanlı program |
full-time programme n.
|
|
342 |
Education |
tam zamanlı eğitim |
full-time schooling n.
|
|
343 |
Education |
eş zamanlı bağlayıcı ders |
corequisite n.
|
|
Literature |
|
344 |
Literature |
eş zamanlı anlatı |
concurrent narration n.
|
|
345 |
Literature |
eş zamanlı anlatım |
simultaneous narration n.
|
|
Linguistics |
|
346 |
Linguistics |
ünlü harfin telaffuzunda dilin geriye kıvrılmasından ötürü oluşan eş zamanlı r sesi |
r-color n.
|
|
347 |
Linguistics |
ünlü harfin telaffuzunda dilin geriye kıvrılmasından ötürü oluşan eş zamanlı r sesi |
r-colour n.
|
|
348 |
Linguistics |
vurgu zamanlı dil |
stress-timed language n.
|
|
349 |
Linguistics |
vurgu zamanlı ritim |
stress timed rhythym n.
|
|
350 |
Linguistics |
art zamanlı |
diachronic adj.
|
|
Religious |
|
351 |
Religious |
musevilik eğitimi verilen tam zamanlı ilkokul |
cheder n.
|
|
352 |
Religious |
musevilik eğitimi verilen tam zamanlı ilkokul |
heder n.
|
|
353 |
Religious |
yehova şahitleri bünyesinde tam zamanlı çalışan kimse |
pioneer n.
|
|
354 |
Religious |
yehova şahitleri bünyesinde tam zamanlı çalışan kimse |
pioneer publisher n.
|
|
Meteorology |
|
355 |
Meteorology |
eş zamanlı fırtına gelişim eğrisi |
isobront n.
|
|
356 |
Meteorology |
eş zamanlı fırtına gelişim eğrisi |
isobronton n.
|
|
Geology |
|
357 |
Geology |
eş zamanlı oluşan |
connate adj.
|
|
Military |
|
358 |
Military |
tam zamanlı çalışan gönüllü ulusal muhafızlar |
active guard and reserve n.
|
|
359 |
Military |
barut zamanlı tapa |
powder train time fuze n.
|
|
360 |
Military |
değişik zamanlı tapa |
variable time fuze n.
|
|
361 |
Military |
gerçek zamanlı istihbarat |
real time intelligence n.
|
|
362 |
Military |
tek zamanlı blok |
one time pad n.
|
|
363 |
Military |
uzun tedarik zamanlı malzeme |
long lead item n.
|
|
364 |
Military |
birliğinde/garnizonda yaşayan ve çalışan tam zamanlı asker |
regular soldier n.
|
|
365 |
Military |
avustralya'da kurulan yarı zamanlı gönüllü bir askeri birlik |
vdc (volunteer defence corps) n.
|
|
366 |
Military |
ulusal muhafızlara, ihtiyat teşkilatına veya aktif bileşenlere tam zamanlı destek veren federal ve sivil çalışan |
military technician n.
|
|
367 |
Military |
ikinci dünya savaşı'nda birleşik krallık'ın savunması için toplanan gönüllü yarı zamanlı bir askeri birlik |
home guard n.
|
|
368 |
Military |
(selamet ordusu'nda) ücretli tam zamanlı hizmet etmek üzere eğitilip görevlendirilmiş kimse |
officer n.
|
|
369 |
Military |
(daha detaylı olay kaydı tutmak için) sabit açıda üç veya daha fazla kamera düzeneğiyle eş zamanlı çekilen fotoğraf |
fan camera photography n.
|
|
370 |
Military |
orijinal veya orijinale yakın kalitede görüntülerin neredeyse gerçek zamanlı olarak elektronik aktarımında kullanılan ekipman ve prosedürler |
primary imagery dissemination n.
|
|
371 |
Military |
eş zamanlı yörünge |
synchronous orbit n.
|
|
372 |
Military |
ulusal muhafızlara, ihtiyat teşkilatına veya aktif bileşenlere tam zamanlı destek veren federal ve sivil çalışan |
miltech abrev.
|
|
Sport |
|
373 |
Sport |
yarı zamanlı ödeme alan sporcu |
semipro n.
|
|
Basketball |
|
374 |
Basketball |
zıplayarak yapılan duruş tek zamanlı duruş |
jump stop n.
|
|
Football |
|
375 |
Football |
top kapma sonucu gerçekleşen eş zamanlı pozisyon değişimi |
shift n.
|
|
Music |
|
376 |
Music |
ölçü çizgisinde üç çeyrek nota olan basit üç zamanlı tablo |
three-four time n.
|
|
377 |
Music |
ölçü çizgisinde üç çeyrek nota olan basit üç zamanlı tablo |
three-four n.
|
|
378 |
Music |
ölçü çizgisinde üç çeyrek nota olan basit üç zamanlı tablo |
three-quarter time [usa&canada] n.
|
|
379 |
Music |
üç zamanlı tablo |
triple measure n.
|
|
380 |
Music |
dört zamanlı neşeli bir fransız dansı |
bourree n.
|
|
381 |
Music |
üç zamanlı tablo |
triple time n.
|
|
382 |
Music |
iki sesi eş zamanlı olarak etkileyen füg |
double fugue n.
|
|
383 |
Music |
(eserde) zıt ritimlerin eş zamanlı kombinasyonu |
polyrhythm n.
|
|
384 |
Music |
birincil olanla eş zamanlı çalınan ek melodi |
countermelody n.
|
|
385 |
Music |
(müziğin farklı bölümlerinde) eş zamanlı birden fazla ritmi olan |
polyrhythmic adj.
|
|
Archaic |
|
386 |
Archaic |
yarı zamanlı |
parcel adj.
|
|
Engineering |
|
387 |
Engineering |
dört zamanlı içten yanmalı motor |
four-stroke internal-combustion engine n.
|
|
388 |
Engineering |
dört zamanlı motor ile ilgili |
four-stroke adj.
|
|
389 |
Engineering |
dört zamanlı motora özgü |
four-stroke adj.
|
|
390 |
Engineering |
eş zamanlı |
synchro adj.
|
|
391 |
Engineering |
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek |
synchro- pref.
|
|
Modern Slang |
|
392 |
Modern Slang |
geleneksel yollardan değil de girişimcilik yoluyla para kazanan tam zamanlı maceraperest kimse |
adventurepreneur n.
|
|
393 |
Modern Slang |
internet üzerinden yapılan bir tartışmada aynı fikirde olmadığı kişiyi kötülemek için karşıt yorumları gerçek zamanlı olarak beğenme |
aggressive liking n.
|
|
Paleontology |
|
394 |
Paleontology |
cycadofilicales takımı ile eş zamanlı nesli tükenmiş fosil bir açık tohumlu bitki şubesi |
pteridospermaphyta n.
|
|