borrowed - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

borrowed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"borrowed" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 7 sonuç

İngilizce Türkçe
General
borrowed s. iğreti
borrowed s. ödünç alınmış
borrowed s. ödünç
borrowed s. eğreti
Trade/Economic
borrowed s. borç alınan
borrowed s. ödünç alınmış
borrowed s. ödünç olarak alınmış

"borrowed" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç

İngilizce Türkçe
General
borrowed pit i. ariyet ocağı
borrowed word i. yabancı kelime
borrowed word i. başka bir dilden alınmış kelime
borrowed suit i. ödünç takım elbise
live on borrowed money f. borç yemek
Colloquial
in borrowed plumes i. başkalarının elbiselerini giyme
in borrowed plumes expr. başkalarının giysileriyle (caka satma)
Idioms
borrowed plumes i. kendine ait olmayan şeylerle hava atma
borrowed plumes i. kendine ait olmayan bir şeyle yapılan gösteriş/göz boyama
borrowed plumes i. yapmadığı bir şeyle hava atma
borrowed plumes i. kendine ait olmayan bir şeyle caka satma
borrowed time i. az zaman
borrowed time i. sayılı gün
borrowed time i. sona yakın
borrowed time i. kısa bir süre
borrowed time i. pamuk ipliğine bağlı
borrowed time i. ipin ucunda
borrowed time (on) i. bir şeyin sonuçlarının ertelendiği bir belirsizlik dönemi
exist on borrowed time f. sayılı günü kalmak
exist on borrowed time f. az zamanı kalmak
exist on borrowed time f. ipin ucunda olmak
exist on borrowed time f. -nın eşiğinde olmak
live on borrowed time f. az zamanı kalmış olmak
live on borrowed time f. bir ayağı mezarda olmak
live on borrowed time f. bir gözü toprağa bakmak
live on borrowed time f. cabadan yaşamak
live on a borrowed time f. günleri sayılı olmak
live on borrowed time f. ölmekte olmak
be living on borrowed time f. sayılı günleri kalmak
live on borrowed time f. sayılı günleri kalmak
exist on borrowed time f. pamuk ipliğine bağlı yaşamak
exist on borrowed time f. ne zaman ne olacağı belli olmamak
exist on borrowed time f. bugün var yarın yok olmak
exist on borrowed time f. gelip geçici olmak
adorn (oneself) with borrowed plumes f. kendinin olmayan bir şeyle hava atmak
adorn (oneself) with borrowed plumes f. kendine ait olmayan bir şeyle caka satmak
adorn (oneself) with borrowed plumes f. yapmadığı bir şeyle hava atmak
be living on borrowed time f. pamuk ipliğine bağlı yaşamak
be living on borrowed time f. ipin ucunda olmak
be living on borrowed time f. gelip geçici olmak
be living on borrowed time f. bugün var yarın yok olmak
be living on borrowed time f. ne zaman ne olacağı belli olmamak
be living on borrowed time f. bir ayağı çukurda olmak
be living on borrowed time f. sayılı günleri/günü kalmak
be living on borrowed time f. az zamanı kalmak
be living on borrowed time f. ipin ucunda olmak
be living on borrowed time f. bugün var yarın yok olmak
be living on borrowed time f. sonu yaklaşmak
be on borrowed time f. bir ayağı çukurda olmak
be on borrowed time f. sayılı günleri/günü kalmak
be on borrowed time f. az zamanı kalmak
be on borrowed time f. ipin ucunda olmak
be on borrowed time f. bugün var yarın yok olmak
be on borrowed time f. sonu yaklaşmak
be on borrowed time f. doktorların umduğundan fazla yaşamak
be on borrowed time f. son günlerini yaşamak
be on borrowed time f. bir gözü toprağa bakmak
live on borrowed time f. sayılı günleri kalmak
live on borrowed time f. son demlerini yaşamak
live on borrowed time f. uzatmaları oynamak
be on borrowed time f. sayılı günleri kalmak
be on borrowed time f. son demlerini yaşamak
be on borrowed time f. uzatmaları oynamak
live on borrowed time f. doktorların umduğundan fazla yaşamak
live on borrowed time f. son günlerini yaşamak
live on borrowed time f. bir gözü toprağa bakmak
living on borrowed time s. sayılı günleri kalmış
on borrowed time s. ipin ucunda
on borrowed time s. pamuk ipliğine bağlı
on borrowed time s. bir ayağı çukurda/mezarda
on borrowed time s. son günlerinde
on borrowed time s. son dönemlerinde
on borrowed time s. günleri sayılı
living on borrowed time expr. bir ayağı mezarda
Speaking
I borrowed some money from a friend of mine expr. bir arkadaşımdan ödünç para aldım
I borrowed some money from a friend of mine expr. bir arkadaşımdan borç para aldım
Trade/Economic
borrowed capital i. borç sermaye
borrowed capital i. borçlanılmış sermaye
money borrowed i. borç alınan para
borrowed funds i. borç alınan paralar
borrowed capital i. borç alınan para
borrowed capital i. ödünç alınan sermaye
borrowed money i. ödünç alınan para
cost of borrowed funds i. ödünç fon maliyeti/harcaması
money borrowed i. ödünç alınan para
Architecture
borrowed light i. dolaylı ışık
borrowed light i. içduvar penceresi
borrowed light i. iç pencere
Linguistics
borrowed word i. aktarma sözcük
borrowed word i. aktarma