istediği gibi - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

istediği gibi



"istediği gibi" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
istediği gibi at will zf.
Idioms
istediği gibi whenever the fancy takes (one) expr.
istediği gibi after one's own heart expr.

"istediği gibi" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 105 sonuç

Türkçe İngilizce
General
başkasının istediği gibi kullandığı kimse tool i.
bir şeyi istediği gibi yapabilme way i.
canı istediği gibi hareket etme way i.
canının istediği gibi hareket etmek please oneself f.
kendi istediği gibi yapmak suit oneself f.
istediği gibi dolaşmak expatiate f.
tanrının istediği gibi deovolente s.
kullanıcının ürün veya fikirleri seçerek istediği gibi birleştirmesine izin veren pick and mix s.
Phrasals
istediği gibi yönlendirmek/yönetmek pull along f.
istediği gibi idare etmek pull along f.
istediği gibi girip çıkmak stray on f.
(bir yere) istediği gibi girip çıkmak stray onto (some place) f.
bir şeye istediği gibi girip çıkmak stray onto something f.
(birinin) istediği gibi giyinmek dress for (someone) f.
(bir şey birinin) istediği gibi gitmek have (something) going for (one) f.
Phrases
içinden geldiği/canının istediği/kafasına estiği gibi by ear zf.
Proverb
kişi her şeyi olmasını istediği gibi söyler ve buna kendi bile inanır the wish is father to the thought
Colloquial
(birinin birini/bir şeyi) istediği gibi yönetmesi one's (own) way (with someone or something) i.
istediği gibi at koşturmak get your (own) way f.
istediği gibi at koşturmak have your (own) way f.
istediği gibi at koşturmak have it (all) your (own) way f.
istediği gibi at koşturmak have things (all) your (own) way f.
istediği gibi at koşturmak have everything (all) your (own) way f.
(bir şeyi) istediği gibi/istediği kadar almak help (oneself) (to something) f.
Idioms
çalışmayan ve vaktini istediği gibi geçiren zengin adam/kadın man/woman/gentleman/lady of leisure i.
istediği gibi davranma fırsatı/özgürlüğü a field day i.
istediği gibi at oynatma a field day i.
(biriyle/bir şeyle ilgili) istediği gibi davranabilme/istediğini yapabilme özgürlüğü free hand (with someone or something) i.
(biriyle/bir şeyle) ilgili istediği gibi at oynatma free hand (with someone or something) i.
dilediği/istediği gibi davranmak be (one's) own mistress f.
dilediği/istediği gibi davranmak be your own master/mistress f.
(birinin) istediği gibi (bir şey) olmak ring (one's) bell f.
(birinin) istediği gibi (bir şey) olmak ring someone's bell [us] f.
bir işin istediği gibi olması için uygun zemin hazırlamak grease the skids f.
bir kimseye istediği gibi davranma yetkisi vermek give someone a blank check f.
bir kimseye istediği gibi davranma yetkisi vermek give a blank check to someone f.
hiçbir şey istediği gibi gitmemek/olmamak have nothing going for someone f.
istediği gibi at koşturmak have a free hand f.
istediği gibi at oynatmak write his own ticket f.
istediği gibi at oynatmak have a free hand f.
istediği gibi at oynatmak get one's own way f.
istediği gibi hareket etmek have a free hand f.
istediği gibi yapmakta/istediğini seçmekte özgür bırakılmak get a free hand f.
istediği gibi at oynatmak/koşturmak get/have a free hand f.
istediği gibi hareket etmek get/have a free hand f.
istediği gibi yapmakta özgür olmak/bırakılmak get/have a free hand f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) turned around (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) twisted around (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) wound around (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) wrapped around (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek turn (someone) around (one's) (little) finger f.
(bir alanı) istediği gibi kullanabilmek get the run of (some place) f.
evini birinin istediği gibi kullanmasına izin vermek give somebody the run of something f.
(birinin/bir şeyin bir alanda) istediği gibi hareket etmesine izin vermek give (someone or something) the run of (some place) f.
canı istediğinde/istediği gibi yapmak do something in your own sweet time/way f.
kendi istediği zaman/gibi yapmak do something in your own sweet time/way f.
gemisini istediği gibi yürütmek have everything one's own way f.
gemisini istediği gibi yürütmek have it all one's own way f.
birini istediği gibi yönetmek have/keep somebody on a string f.
istediğini yapmasına/istediği gibi davranmasına izin verilmek be left to (one's) own devices f.
istediğini yapmasına/istediği gibi davranmasına izin verilmek be left to (one's) own resources f.
istediği gibi hareket etme özgürlüğü elbow room f.
(bir şeyi) istediği gibi yapmakta özgür bırakılmak get a free hand with (something) f.
istediğini yapma/istediği gibi hareket etme özgürlüğü verilmek get/have a free hand f.
(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek give (one) a blank check f.
(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek give (one) carte blanche f.
(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek give (one) free rein f.
(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek give (one) full rein f.
istediği gibi davranma yetkisi vermek give a blank check f.
(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek give a blank check to (one) f.
(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek give free rein to (one) f.
(birine) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek give full rein to (one) f.
(birine/bir şeye) istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek give rein to (someone or something) f.
birine (evini, odasını) istediği gibi kullanması için izin vermek give somebody the run of something f.
(birinin evini, odasını) istediği gibi kullanabilmek get the run of something f.
(birinin evini, odasını) istediği gibi kullanmaya izni olmak get the run of something f.
(birinin evini, odasını) istediği gibi kullanabilmek have the run of something f.
(birinin evini, odasını) istediği gibi kullanmaya izni olmak have the run of something f.
birine/bir şeye istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek give/allow somebody/something free/full rein f.
birine/bir şeye istediği gibi hareket etme/ilerleme özgürlüğü vermek give/allow free/full rein to somebody/something f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) turned round (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) twisted round (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) wound round (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek have (someone) wrapped round (one's) (little) finger f.
gemisini istediği gibi yürütmek have it (one's) way f.
hiçbir şey (birinin/bir şeyin) istediği gibi gitmemek/olmamak have nothing going for (someone or something) f.
(birini) istediği gibi yönetmek turn (someone) round (one's) (little) finger f.
(birini) istediği gibi yönetmek wrap (someone) round (one's) (little) finger f.
istediği gibi at oynatmak write (one's) (own) ticket f.
istediği gibi at oynatmak write (one's) (own) ticket f.
istediği gibi at oynatmak write own ticket f.
istediği gibi at oynatmak write your (own) ticket [us] f.
istediğini yapmasına/istediği gibi davranmasına izin verilmiş left to (one's) own devices s.
istediğini yapmasına/istediği gibi davranmasına izin verilmiş left to your own devices s.
canının istediği/çektiği gibi as the fancy takes you expr.
canının istediği/çektiği gibi whenever the fancy takes you expr.
canının istediği/çektiği gibi whenever the fancy takes (one) expr.
tam istediği gibi after one's own heart expr.
tam istediği gibi after his own heart expr.
canı istediği gibi in (one's) own sweet way expr.
kendi istediği gibi in (one's) own sweet way expr.
her şey istediği/hoşlandığı gibi the goose hangs high expr.
Law
malik sıfatıyla mülkünü istediği gibi kullanma beneficial enjoyment i.
Telecom
herkesin üzerinde istediği gibi düzenlemeler yapmasına izin veren bilgi sayfaları topluluğu wiki i.
Archaic
canının istediği gibi yapmak choose f.