accelerating - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
accelerating hızlandırıcı adj.
  • During the last hundred years the seas have warmed up by 0.6 degrees, and the trend is accelerating.
  • Son yüz yılda denizler 0,6 derece ısındı ve bu eğilim hızlanıyor.
  • We unveil a new green initiative aimed at accelerating the adoption of plug-in hybrid electric vehicles.
  • Fişli hibrit elektrikli araçların benimsenmesini hızlandırmayı amaçlayan yeni bir çevre dostu girişimi başlatıyoruz.
  • We unveil a new green initiative aimed at accelerating the adoption of plug-in hybrid electric vehicles.
  • Fişli hibrid elektrikli araçların benimsenmesini hızlandırmayı amaçlayan yeni bir çevreci girişimi açıklıyoruz.
Show More (0)
accelerating hızlanan adj.
  • Nature will strike back with a deterioration in the climate and the accelerating disintegration of woods, sea and soil.
  • Doğa, iklimdeki bozulma ve ormanların, denizin ve toprağın hızlanan parçalanması ile karşılık verecektir.
Show More (-2)