aged - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
aged yaşında adj.
  • In the UK, for example, people aged 16 have recently been outnumbered by people aged 60.
  • Örneğin Birleşik Krallık'ta son zamanlarda 16 yaşındaki insanların sayısı 60 yaşındaki insanlardan daha fazla.
  • It is a sad state of affairs when those aged 45 are not considered for employment.
  • 45 yaşındakilerin istihdam için değerlendirilmemesi üzücü bir durumdur.
  • She is aged seventeen.
  • O, on yedi yaşındadır.
Show More (7)
aged yaşlı adj.
  • My parents are aged.
  • Ailem yaşlı.
  • My parents are aged.
  • Annem ve babam yaşlıdırlar.
Show More (-1)
aged yaşlanmış adj.
  • I think that you have aged; your face is quite lined.
  • Sanırım yaşlanmışsınız; yüzünüz oldukça çizgilerle kaplı.
Show More (-2)