1 |
annoyed |
sinirli |
adj. |
|
- He was extremely arrogant and annoyed.
- Son derece kibirli ve sinirliydi.
- Tom was annoyed, but Mary wasn't.
- Tom sinirliydi ama Mary değildi.
- We're still as annoyed as ever.
- Hâlâ her zamanki gibi sinirliyiz.
- I wasn't as annoyed as Tom seemed to be.
- Tom'un göründüğü kadar sinirli değildim.
- Tom told me he was annoyed.
- Tom bana sinirli olduğunu söyledi.
- Tom said I looked annoyed.
- Tom sinirli göründüğümü söyledi.
- Sami was actually annoyed.
- Sami gerçekten sinirliydi.
- Tom said that Mary was annoyed.
- Tom, Mary'nin sinirli olduğunu söyledi.
- Tom seems to be slightly annoyed.
- Tom biraz sinirli görünüyor.
- Tom seemed more annoyed than angry.
- Tom kızgın olmaktan çok sinirli görünüyordu.
- It seems Tom and Mary are annoyed.
- Tom ve Mary sinirli gibi görünüyor.
- I know that Tom is annoyed.
- Tom'un sinirli olduğunu biliyorum.
- You're annoyed, aren't you?
- Sinirlisin, değil mi?
- Tom told Mary that he was annoyed.
- Tom Mary'e sinirli olduğunu söyledi.
- You look annoyed.
- Sinirli görünüyorsun.
- Tom is annoyed.
- Tom sinirli.
- Tom seemed annoyed.
- Tom sinirli görünüyordu.
- Tom always seems to be annoyed.
- Tom her zaman sinirli görünüyor.
- Tom looks somewhat annoyed.
- Tom biraz sinirli görünüyor.
- Tom's annoyed.
- Tom sinirli.
- Tom said he's annoyed.
- Tom sinirli olduğunu söyledi.
- Tom thinks Mary is annoyed.
- Tom, Mary'nin sinirli olduğunu düşünüyor.
- Tom said Mary was annoyed.
- Tom, Mary'nin sinirli olduğunu söyledi.
- Tom looked a little annoyed.
- Tom biraz sinirli görünüyordu.
- Tom seems a little annoyed.
- Tom biraz sinirli görünüyor.
- Tom seems really annoyed.
- Tom gerçekten sinirli görünüyor.
- Tom said he thought Mary looked annoyed.
- Tom, Mary'nin sinirli göründüğünü düşündüğünü söyledi.
- Tom looks like he's annoyed.
- Tom sinirli gibi görünüyor.
- Tom seems uncomfortable and annoyed.
- Tom rahatsız ve sinirli görünüyor.
- You look a little annoyed.
- Biraz sinirli görünüyorsun.
- Tom had an annoyed look on his face.
- Tom'un yüzünde sinirli bir ifade vardı.
- Tom said I seemed annoyed.
- Tom sinirli göründüğümü söyledi.
- Why is Tom so annoyed?
- Tom neden bu kadar sinirli?
- His face showed that he was annoyed.
- Yüzünden sinirli olduğu anlaşılıyordu.
- Tom thought Mary was annoyed.
- Tom, Mary'nin sinirli olduğunu düşündü.
- His tone was very annoyed.
- Ses tonu çok sinirliydi.
- Tom seems annoyed.
- Tom sinirli görünüyor.
- I wasn't annoyed.
- Sinirli değildim.
- Tom was extremely annoyed.
- Tom son derece sinirliydi.
- Tom seems more annoyed than angry.
- Tom kızgın olmaktan çok sinirli görünüyor.
- Looking at his face, you could tell that he was annoyed.
- Yüzüne bakınca sinirli olduğu anlaşılıyordu.
- Tom was annoyed.
- Tom sinirliydi.
- Tom seemed a little annoyed.
- Tom biraz sinirli görünüyordu.
- His tone was very annoyed.
- Uslubu çok sinirliydi.
- Tom looks annoyed.
- Tom sinirli görünüyor.
- Tom looked annoyed.
- Tom sinirli görünüyordu.
- Tom knew that I was annoyed.
- Tom sinirli olduğumu biliyordu.
- Tom said Mary is annoyed.
- Tom, Mary'nin sinirli olduğunu söyledi.
- Tom looks a little annoyed.
- Tom biraz sinirli görünüyor.
- I was very annoyed.
- Ben çok sinirliydim.
- Tom didn't think Mary was annoyed.
- Tom, Mary'nin sinirli olduğunu düşünmüyordu.
- I'm tired, and a bit annoyed.
- Yorgunum ve biraz da sinirliyim.
- Tom was visibly annoyed.
- Tom gözle görülür şekilde sinirliydi.
- Even Tom looked annoyed.
- Tom bile sinirli görünüyordu.
Show More (51)
|
2 |
annoyed |
kızgın |
adj. |
|
- Even Tom looked annoyed.
- Tom bile kızgın görünüyordu.
- It seems that Tom and Mary are annoyed.
- Tom ve Mary kızgın gibi görünüyor.
- She is very annoyed with me.
- O, bana çok kızgın.
- She is very annoyed with me.
- Bana çok kızgın.
- I'm seriously annoyed with him.
- Ona ciddi şekilde kızgınım.
- I'm seriously annoyed with her.
- Ona ciddi şekilde kızgınım.
- Tom looked annoyed.
- Tom kızgın görünüyordu.
- Mary was annoyed with Tom, and wouldn't return his calls.
- Mary Tom'a kızgındı ve telefonlarına cevap vermiyordu.
- Tom said Mary isn't annoyed.
- Tom Mary'nin kızgın olmadığını söyledi.
- Tom said that Mary wasn't annoyed.
- Tom, Mary'nin kızgın olmadığını söyledi.
- I'm very annoyed with Tom.
- Tom'a çok kızgınım.
- Tom is annoyed with Mary.
- Tom Mary'ye kızgın.
- Tom will probably be annoyed.
- Tom muhtemelen kızgın olacak.
- Tom said he's annoyed.
- Tom kızgın olduğunu söyledi.
- I'm seriously annoyed with them.
- Onlara cidden kızgınım.
- Tom was annoyed.
- Tom kızgındı.
- Tom looks a little annoyed.
- Tom biraz kızgın görünüyordu.
- I'm seriously annoyed with her.
- Ona cidden kızgınım.
- You look annoyed.
- Kızgın görünüyorsun.
- Tom is very annoyed with me.
- Tom bana çok kızgın.
- Tom seems uncomfortable and annoyed.
- Tom rahatsız ve kızgın görünüyor.
- Tom looked a little annoyed.
- Tom biraz kızgın görünüyordu.
- Tom said Mary is annoyed.
- Tom Mary'nin kızgın olduğunu söyledi.
- Tom looks somewhat annoyed.
- Tom biraz kızgın görünüyor.
- Tom said Mary was annoyed.
- Tom Mary'nin kızgın olduğunu söyledi.
- Tom thought Mary was annoyed.
- Tom Mary'nin kızgın olduğunu düşündü.
- Tom seems to be annoyed with himself.
- Tom kendine kızgın gibi görünüyor.
- You seem very annoyed with Tom.
- Tom'a çok kızgın görünüyorsun.
- I'm seriously annoyed with Tom.
- Tom'a cidden kızgınım.
- Tom is annoyed.
- Tom kızgın.
- Tom seemed really annoyed.
- Tom gerçekten kızgın görünüyordu.
- Tom's annoyed.
- Tom kızgın.
- I'm seriously annoyed with them.
- Onlara ciddi şekilde kızgınım.
- Tom told me he was annoyed.
- Tom bana kızgın olduğunu söyledi.
- My neighbour is annoyed with me because he could not convince me to buy his old car from him.
- Komşum bana kızgın çünkü eski arabasını ondan almam için beni ikna edemedi.
- I'm seriously annoyed with him.
- Ona cidden kızgınım.
Show More (33)
|
3 |
annoyed |
sinirlenmiş |
adj. |
|
- Nan Huairen was annoyed since Leng Chengfeng caused them to lose face.
- Nan Huairen, Leng Chengfeng onların itibar kaybetmesine neden olduğu için sinirlenmişti.
- Tom always seems to be annoyed.
- Tom her zaman sinirlenmiş gibi görünüyor.
- Tom seemed annoyed.
- Tom sinirlenmiş görünüyordu.
- Tom seems really annoyed.
- Tom gerçekten sinirlenmiş görünüyor.
- Tom looked like he was annoyed.
- Tom sinirlenmiş gibi görünüyordu.
- I hope Tom doesn't get annoyed.
- Umarım Tom sinirlenmez.
- It seems Tom and Mary are annoyed.
- Görünüşe göre Tom ve Mary sinirlenmişler.
- Tom seemed really annoyed.
- Tom gerçekten sinirlenmiş görünüyordu.
- Tom seemed to be slightly annoyed.
- Tom biraz sinirlenmiş gibiydi.
- Tom seemed to be really annoyed.
- Tom gerçekten sinirlenmiş gibi görünüyordu.
- Tom seemed to be annoyed.
- Tom sinirlenmiş gibiydi.
- Tom seemed to be really annoyed.
- Tom gerçekten sinirlenmiş görünüyordu.
- Tom seemed to be slightly annoyed.
- Tom biraz sinirlenmiş gibi görünüyordu.
- She was annoyed because she had been kept waiting.
- Bekletildiği için sinirlenmişti.
- Tom seems to be annoyed.
- Tom sinirlenmiş gibi görünüyor.
- Tom might have been annoyed.
- Tom sinirlenmiş olabilir.
- Tom was visibly annoyed.
- Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.
- Tom didn't seem to be as annoyed as Mary seemed to be.
- Tom, Mary kadar sinirlenmiş görünmüyordu.
- It seems that Tom and Mary are annoyed.
- Görünüşe göre Tom ve Mary sinirlenmişler.
- Tom said I seemed annoyed.
- Tom sinirlenmiş göründüğümü söyledi.
- Tom looks like he's annoyed.
- Tom sinirlenmiş gibi görünüyor.
- Sami was actually annoyed.
- Sami gerçekten sinirlenmişti.
- Tom was extremely annoyed.
- Tom son derece sinirlenmişti.
- Tom must be annoyed.
- Tom sinirlenmiş olmalı.
- Tom seemed to be annoyed.
- Tom sinirlenmiş görünüyordu.
- Tom may be annoyed.
- Tom sinirlenmiş olabilir.
- Tom was annoyed.
- Tom sinirlenmişti.
- She was annoyed because she had been kept waiting.
- O bekletildiği için sinirlenmişti.
- You seem to be very annoyed with Tom.
- Sen Tom'a çok sinirlenmiş görünüyorsun.
- Tom seemed a little annoyed.
- Tom biraz sinirlenmiş görünüyordu.
- I was quite annoyed.
- Ben oldukça sinirlenmiştim.
- I was very annoyed.
- Çok sinirlenmiştim.
Show More (29)
|
4 |
annoyed |
rahatsız olmuş |
adj. |
|
- Tom seemed somewhat annoyed by that.
- Tom bundan biraz rahatsız olmuş gibiydi.
Show More (-2)
|