|
- When men apply for a job, some of the many qualifications they reel off have to be discounted.
- Erkekler bir iş için başvurduklarında, gösterdikleri pek çok nitelikten bazılarının dikkate alınmaması gerekir.
- When men apply for a job, some of the many qualifications they reel off have to be discounted.
- Erkekler bir iş için başvurduklarında gösterdikleri pek çok nitelikten bazılarının dikkate alınmaması gerekir.
- These 500 posts that we have applied for are to be allocated entirely to preparations for enlargement.
- Başvurduğumuz bu 500 kadro tamamen genişleme hazırlıklarına tahsis edilecektir.
- The TSE has applied for full membership of both CEN and CENELEC, which could be realised in 2001.
- TSE, hem CEN’e hem de CENELEC’e tam üye olmak için başvurmuştur, tam üyelik 2001 yılında gerçekleşebilir.
- In many Member States, the public is struggling with the notion that the husband can also apply for parental leave.
- Birçok Üye Devlette kamuoyu, kocanın da ebeveyn izni için başvurabileceği fikriyle mücadele ediyor.
- In many Member States, the public is struggling with the notion that the husband can also apply for parental leave.
- Birçok Üye Devlette kamuoyu, kocanın da ebeveyn izni için başvurabileceği fikriyle mücadele etmektedir.
- Tom didn't even apply for the job.
- Tom işe başvurmadı bile.
- I applied for a summer internship.
- Yaz stajı için başvurdum.
- Dan didn't even apply for the job.
- Dan iş için bile başvurmadı.
- Do you think Tom will get the job he's applied for?
- Sence Tom başvurduğu işi alacak mı?
- Tom recommended that I apply for the job.
- Tom işe başvurmamı tavsiye etti.
- I got the job I applied for.
- Başvurduğum işi aldım.
- Why don't you apply for the job of interpreter?
- Neden tercümanlık görevine başvurmuyorsun?
- I applied for this job.
- Bu iş için başvurdum.
- It is up to you to apply for the job.
- İş için başvurmak size kalmış.
- Tom applied for the scholarship.
- Tom burs için başvurdu.
- Tom applied for refugee status.
- Tom mülteci statüsü için başvurdu.
- I am going to apply for a visa today.
- Bugün vize için başvuracağım.
- He applied for the job.
- İş için başvurdu.
- Tom applied for asylum.
- Tom sığınma için başvurdu.
- He applied for the job and got it.
- İş için başvurdu ve işi aldı.
- He is going to apply for a job with a computer company.
- İş için bir bilgisayar şirketine başvuracak.
- He applied for the position.
- Pozisyon için başvurdu.
- Tom didn't apply for the job.
- Tom işe başvurmadı.
- He applied for the scholarship.
- O, burs için başvurdu.
- Thousands of people apply for political asylum each year.
- Her yıl binlerce kişi siyasi sığınma için başvuruyor.
- Tom is going to apply for a job with a computer company.
- Tom, bir bilgisayar şirketindeki bir iş için başvuracak.
- You can apply for a physical fitness test regardless of your age.
- Yaşınız ne olursa olsun fiziksel uygunluk testi için başvurabilirsiniz.
- Tom didn't apply for the job that Mary told him about.
- Tom Mary'nin ona bahsettiği iş için başvurmadı.
- Why don't you apply for the job of interpreter?
- Neden sözlü tercümanlık işi için başvurmuyorsunuz?
- Six people applied for this job, but none of them was accepted.
- Bu işe altı kişi başvurdu, ama hiçbiri kabul edilmedi.
- I didn't apply for the job.
- İş için başvurmadım.
- He applied for admission to the riding club.
- Binicilik kulübüne kabul için başvurdu.
- He applied for a job with the Bank of Tokyo.
- Tokyo bankası'nda bir işe başvurdum.
- He is thinking about applying for a better-paying job.
- Daha yüksek maaşlı bir işe başvurmayı düşünüyor.
- Tom should apply for this job.
- Tom bu işe başvurmalı.
- Tom is thinking about applying for a better-paying job.
- Tom, daha iyi ödeme yapan bir işe başvurmayı düşünüyor.
- Did you apply for a job in this company?
- İş için bu şirkete mi başvurdun?
- How do I apply for a visa?
- Vize için nasıl başvurabilirim?
- Many people applied for the position.
- Birçok kişi pozisyon için başvurdu.
- Tom has applied for a credit card.
- Tom kredi kartı için başvurdu.
- Tom applied for a leave of absence.
- Tom izin için başvurdu.
- I'm going to apply for that job.
- O iş için başvuracağım.
- Tom asked me why I applied for this job.
- Tom bana bu işe neden başvurduğumu sordu.
- He wants to apply for JSA.
- JSA'ya başvurmak istiyor.
- Many people applied for the position.
- Bu pozisyon için birçok kişi başvurdu.
- He applied for the job.
- İşe başvurdu.
- Why not apply for that job?
- Neden o işe başvurmuyorsun?
- Thousands of people apply for political asylum each year.
- Her yıl binlerce insan siyasi sığınma için başvuruyor.
- She applied for college last week.
- Geçen hafta üniversite için başvurdu.
- Tom applied for a passport.
- Tom bir pasaport için başvurdu.
- Six people applied for the job, but none of them were employed.
- İş için altı kişi başvurdu ama hiçbiri işe alınmadı.
- She applied for the membership in a golf club.
- Bir golf kulübünde üyelik için başvurdu.
- Tom applied for the job.
- Tom, işe başvurdu.
- Tom applied for a credit card, but he was turned down.
- Tom kredi kartı için başvurdu ama reddedildi.
- Did you apply for a job in this company?
- Bu şirkete iş başvurusu yaptınız mı?
- He applied for admission to the riding club.
- Binicilik kulübüne kabul edilmek için başvurdu.
- Tom applied for the position, but he didn't get it.
- Tom pozisyon için başvurdu, ancak onu alamadı.
- She applied for a visa.
- Vize için başvurdu.
- I applied for a position in the office.
- Ofiste bir pozisyon için başvurdum.
- Tom is thinking about applying for a better-paying job.
- Tom daha iyi maaşlı bir işe başvurmayı düşünüyor.
- Six people applied for the job, but none of them were employed.
- Altı kişi işe başvurdu ama onlardan hiçbiri işe alınmadı.
- She applied for a job as a saleswoman.
- Satış elemanı olarak bir işe başvurdu.
- She applied for the membership in a golf club.
- Bir golf kulübüne üyelik için başvurdu.
- I suggest you apply for that job.
- O işe başvurmanı öneririm.
- Tom encouraged Mary to apply for the job.
- Tom, Mary'yi işe başvurması için cesaretlendirdi.
- I'd like to apply for that position.
- O pozisyon için başvurmak istiyorum.
- Were I you, I would apply for the job.
- Yerinde olsam, işe başvururum.
- I didn't get the job I applied for.
- Başvurduğum işi alamadım.
- Six people applied for this job, but none of them was accepted.
- Bu iş için altı kişi başvurdu ama hiçbiri kabul edilmedi.
- He wants to apply for JSA.
- O, işsizlik yardımı için başvurmak istiyor.
- A lot of people applied for the job.
- İş için bir sürü insan başvurdu.
- I'll apply for the job today.
- Ben bugün iş için başvuracağım.
- Tom applied for a job as an English teacher.
- Tom bir İngilizce öğretmeni olarak bir işe başvurdu.
- Tom is too young to apply for the job.
- Tom işe başvurmak için çok genç.
- I suppose you've already applied for a visa.
- Sanırım vize için çoktan başvurdun.
- I didn't apply for the job.
- İşe başvurmadım.
- Tom applied for citizenship.
- Tom vatandaşlık için başvurdu.
- I'm going to apply for that job.
- O işe başvuracağım.
- Tom applied for a passport, but was turned down.
- Tom pasaport için başvurdu ama reddedildi.
- I'm going to apply for the scholarship.
- Burs için başvuracağım.
- I didn't get any of the jobs I applied for.
- Başvurduğum işlerden hiçbirini almadım.
- If I were you, I would apply for the scholarship.
- Yerinizde olsaydım, burs için başvururdum.
- Tom asked Mary to find out how to apply for a visa.
- Tom, Mary'den nasıl vize başvurusu yapacağını öğrenmesini istedi.
- I need to apply for a visa.
- Vize için başvurmam gerekiyor.
- Tom needs to apply for a visa.
- Tom'un vize için başvurması gerekiyor.
- I'm too young to apply for the job.
- İşe başvurmak için çok gencim.
- Have you applied for a passport yet?
- Pasaport için başvurdun mu?
- I've already applied for a visa.
- Vize için başvurdum bile.
- You should seriously consider applying for that job.
- O iş için başvurmayı ciddi olarak düşünmen gerekir.
- Dan didn't even apply for the job.
- Dan işe başvurmadı bile.
- Did you apply for a job in this company?
- Bu şirkete iş başvurusu mu yaptınız?
- I urged Tom to apply for that job.
- Tom'u o işe başvurması için teşvik ettim.
- I applied for membership in the association.
- Derneğe üyelik için başvurdum.
- You're too young to apply for the job.
- İşe başvurmak için çok gençsin.
- Tom applied for a job as a salesman.
- Tom bir satış elemanı olarak bir iş için başvurdu.
- May I apply for asylum?
- Sığınma için başvurabilir miyim?
- I suppose you've already applied for a visa.
- Sanırım zaten bir vize için başvurdun.
- Tom didn't apply for the job that Mary told him about.
- Tom, Mary'nin bahsettiği işe başvurmadı.
- She insisted on applying for a part-time job.
- Yarı zamanlı bir işe başvurmak için ısrar etti.
- I'd like to apply for a job.
- İş başvurusu yapmak istiyorum.
- Tom applied for a leave of absence.
- Tom izin almak için başvurdu.
- I didn't get any of the jobs I applied for.
- Başvurduğum işlerin hiçbirini alamadım.
- I applied for the job.
- İş için başvurdum.
- Why didn't you apply for the job?
- Neden işe başvurmadın?
- Tom applied for the job.
- Tom iş için başvurdu.
- Sami applied for a social security card.
- Sami sosyal güvenlik kartı için başvurdu.
- Do you think Tom will get the job he's applied for?
- Tom'un başvurduğu işi alacağını düşünüyor musun?
- Tom applied for the position, but he didn't get it.
- Tom pozisyon için başvurdu ama kabul edilmedi.
- You should seriously consider applying for that job.
- O işe başvurmayı ciddi ciddi düşünmelisin.
- He applied for a position in the office.
- Ofiste bir pozisyon için başvurdu.
- Tom should apply for this job.
- Tom bu iş için başvurmalı.
- I'm applying for a job.
- Bir işe başvuruyorum.
- If you want this job, you must apply for it by tomorrow.
- Bu işi istiyorsan, yarına kadar başvurmalısın.
- Mononymous persons can't apply for a job.
- Tek ad kullanan kimseler bir işe başvuramaz.
- I applied for a summer internship.
- Bir yaz stajına başvurdum.
- We probably should've applied for a visa much earlier.
- Muhtemelen vize için çok daha önce başvurmalıydık.
- Tom applied for a passport, but was turned down.
- Tom pasaport için başvurdu, ancak geri çevrildi.
- I applied for a visa.
- Vize için başvurdum.
- I need to apply for a visa.
- Bir vize için başvurmalıyım.
- Tom asked Mary to find out how to apply for a visa.
- Tom Mary'den nasıl vize başvurusu yapacağını öğrenmesini istedi.
- I applied for the position of branch manager.
- Şube müdürlüğü için başvurdum.
- She will apply for a job in a computer company.
- İş için bir bilgisayar şirketine başvuracak.
- He applied for a position in the office.
- Ofisteki bir pozisyon için başvurdu.
- If you want this job, you must apply for it by tomorrow.
- Eğer bu işi istiyorsan, yarına kadar başvurmalısın.
- He applied for a job.
- Bir iş için başvurdu.
- I don't speak French well enough to apply for that job.
- O işe başvuracak kadar iyi Fransızca konuşamıyorum.
- Tom applied for a credit card, but he was turned down.
- Tom kredi kartı için başvurdu ama o reddedildi.
- He is thinking about applying for a better-paying job.
- Daha iyi maaşlı bir işe başvurmayı düşünüyor.
- I'd like to apply for a visa.
- Bir vize için başvurmak istiyorum.
- He applied for admission to the club.
- O, kulübe giriş için başvurdu.
- He applied for a job.
- O, bir iş için başvurdu.
- He applied for admission to the club.
- Kulübe kabul edilmek için başvurdu.
- A lot of people applied for the job.
- İş için çok sayıda kişi başvurdu.
- Tom applied for a visa.
- Tom vize için başvurdu.
- I haven't decided which job to apply for.
- Hangi işe başvuracağıma karar vermedim.
- I think you should apply for a job at the Australian embassy.
- Avustralya büyük elçiliğinde bir işe başvurman gerektiğini düşünüyorum.
- He applied for a credit card.
- Kredi kartı için başvurdu.
- Regardless of age, everybody can apply for it.
- Yaşı ne olursa olsun herkes başvurabilir.
Show More (136)
|