|
- The Technical Assistant also coordinates with other donors and humanitarian stakeholders.
- Teknik Asistan aynı zamanda diğer donörler ve insani yardım paydaşlarıyla da koordinasyon sağlamaktadır.
- The Technical Assistant also coordinates with other donors and humanitarian stakeholders.
- Teknik Asistan aynı zamanda diğer donörler ve insani yardım paydaşlarıyla da koordinasyon sağlar.
- We will also be very carefully monitoring the number of assistants helping out Quaestors.
- Ayrıca Quaestor'lara yardımcı olan asistanların sayısını da çok dikkatli bir şekilde izleyeceğiz.
- I had an assistant check that I was indeed listed.
- Bir asistanım gerçekten listede olup olmadığımı kontrol etti.
- We will also be making sure that there are no assistants helping out committee chairmen.
- Ayrıca komite başkanlarına yardımcı olacak asistanların bulunmadığından da emin olacağız.
- They are children of assistants, staff members or of the members themselves.
- Onlar asistanların, personelin ya da üyelerin kendi çocukları.
- The assistant simply belongs in the organisational chart.
- Asistan sadece organizasyon şemasına aittir.
- I had an assistant check that I was indeed listed.
- Bir asistanıma gerçekten listede olup olmadığımı kontrol ettirdim.
- I note your upset with regard to your assistant.
- Asistanınızla ilgili üzüntünüzü not ediyorum.
- Once aid is approved, the Technical Assistant monitors its implementation on the ground.
- Yardım onaylandıktan sonra Teknik Asistan yardımın sahada uygulanmasını izler.
- They are children of assistants, staff members or of the members themselves.
- Onlar asistanların, personelin ya da üyelerin çocuklarıdır.
- The same is true of the legal status of the assistants and the protection afforded them.
- Aynı durum asistanların yasal statüsü ve onlara sağlanan koruma için de geçerlidir.
- This office has recently expanded and now has seven expatriate technical assistants and 10 local staff positions.
- Bu ofis yakın zamanda genişledi ve şu anda yedi gurbetçi teknik asistanı ve 10 yerel personeli var.
- The Council does not want to give assistants the status of officials.
- Konsey asistanlara memur statüsü vermek istememektedir.
- No, I said having an assistant would give me a little peace so I could get some action.
- Hayır, bir asistanın olmasının bana biraz huzur vereceğini, böylece harekete geçebileceğimi söyledim.
- You were never meant to be someone's assistant, kid.
- Sen asla birinin asistanı olmak için yaratılmadın, evlat.
- You were never meant to be someone's assistant, kid.
- Sen asla birinin asistanı olacak bir tip değilsin, evladım.
- Tom was Mary's assistant.
- Tom Mary'nin asistanıydı.
- Tom is just an assistant.
- Tom sadece bir asistan.
- Tom was my assistant.
- Tom benim asistanımdı.
- This is Tom, my assistant.
- Bu Tom, benim asistanım.
- For the time being, my sister is an assistant in a supermarket.
- Şu an için ablam süpermarkette bir asistan.
- I don't have an assistant.
- Benim bir asistanım yok.
- Maybe I need a new assistant.
- Belki de yeni bir asistana ihtiyacım vardır.
- My father wants an efficient assistant to help him.
- Babam ona yardım etmesi için verimli bir asistan istiyor.
- I'm looking for a new assistant.
- Yeni bir asistan arıyorum.
- We want an assistant, preferably someone with experience.
- Biz bir asistan istiyoruz, tercihen deneyimli birisi.
- His present assistant is Miss Nokami.
- Şimdiki asistanı Bayan Nokami.
- My assistant threatened to quit.
- Asistanım istifa etmekle tehdit etti.
- Tom's assistant is Canadian.
- Tom'un asistanı Kanadalı.
- I'm your assistant.
- Ben senin asistanınım.
- He trusts his assistant quite a lot.
- O, asistanına oldukça fazla güvenir.
- Your assistant wouldn't let me in.
- Asistanınız beni içeri almadı.
- I'm an assistant.
- Ben bir asistanım.
- He made me his assistant.
- Beni asistanı yaptı.
- I don't need an assistant.
- Bir asistana ihtiyacım yok.
- Tom wasn't my assistant.
- Tom benim asistanım değildi.
- Tom made me his assistant.
- Tom beni asistanı yaptı.
- Tom is a physician's assistant.
- Tom bir doktor asistanı.
- Tom is Superman's assistant.
- Tom, Süpermen'in asistanı.
- What's the assistant's name?
- Asistanın adı ne?
- Dan made the assistants laugh with his comments.
- Dan yaptığı yorumlarla asistanları güldürdü.
- Tom is one of my assistants.
- Tom benim asistanlarımdan biri.
- His assistant examined the pile of papers over and over again.
- Asistanı kağıt yığınını tekrar tekrar inceledi.
- I worked three years as Tom's assistant.
- Tom'un asistanı olarak üç yıl çalıştım.
- I need an assistant who speaks French.
- Fransızca bilen bir asistana ihtiyacım var.
- Tom tells me you're his assistant.
- Tom bana onun asistanı olduğunu söylüyor.
- Tom is my assistant.
- Tom benim asistanım.
- Tom appointed Mary to act as his assistant.
- Tom Mary'yi onun asistanı olarak çalışması için atadı.
- He made me his own assistant.
- O beni kendi asistanı yaptı.
- She works as an assistant to the manager.
- Müdürün asistanı olarak çalışıyor.
- He trusts his assistant quite a lot.
- Asistanına çok güveniyor.
- Tom is now my assistant.
- Tom artık benim asistanım.
- Tom is a dental assistant.
- Tom bir diş hekimi asistanıdır.
- Your assistant said I could wait here.
- Asistanınız burada bekleyebileceğimi söyledi.
- I hear you're looking for a new assistant.
- Yeni bir asistan aradığını duyuyorum.
- Tom employed Mary to be his assistant.
- Tom Mary'yi asistanı olarak işe aldı.
- Tom worked as a photographer's assistant.
- Tom fotoğrafçı asistanı olarak çalışıyordu.
- I hired an assistant.
- Bir asistan tuttum.
- Are you the new assistant?
- Yeni asistan sen misin?
- My assistant will handle that.
- Asistanım onun üstesinden gelecek.
- I don't have an assistant.
- Asistanım yok.
- I'm your new assistant.
- Ben sizin yeni asistanınızım.
- He is an archeologist's assistant.
- O bir arkeolog asistanı.
- You're my new assistant.
- Sen benim yeni asistanımsın.
- I told Tom he could be my assistant.
- Tom'a asistanım olabileceğini söyledim.
- I've hired an assistant.
- Bir asistan tuttum.
- I don't want to be your assistant.
- Senin asistanın olmak istemiyorum.
- This is Tom, my assistant.
- Bu Tom, asistanım.
- I have my own assistant.
- Kendi asistanım var.
- Sami impersonated a physician assistant.
- Sami bir doktor asistanını taklit etti.
- I'm no longer your assistant.
- Artık senin asistanın değilim.
- The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
- Baş mühendis, asistanıyla el ele vererek araştırma yaptı.
- My assistant is a thirty-year-old Canadian man.
- Asistanım 30 yaşında Kanadalı bir adam.
- We employed her as an assistant.
- Onu asistan olarak işe aldık.
- Tom needs an assistant.
- Tom'un bir asistana ihtiyacı var.
- The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
- Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
- My secretary is typing my texts and my assistant is talking on telephone.
- Sekreterim mesajlarımı yazıyor, asistanım telefonla konuşuyor.
- You have an assistant, right?
- Asistanınız var, değil mi?
- Tom is Mary's assistant.
- Tom, Mary'nin asistanıdır.
- Tom hired himself an assistant.
- Tom kendine bir asistan tuttu.
- Where's Tom's assistant?
- Tom'un asistanı nerede?
Show More (79)
|
|
- It is really not appropriate to ask MEPs or their assistants to work in these conditions.
- Milletvekillerinden veya yardımcılarından bu koşullarda çalışmalarını istemek gerçekten uygun değildir.
- The same is true of the legal status of the assistants and the protection afforded them.
- Aynı şey yardımcıların yasal statüsü ve onlara sağlanan koruma için de geçerlidir.
- I think that official assistant vets should be able to take part in ante mortem inspections in abattoirs.
- Resmi veteriner yardımcılarının mezbahalardaki ante mortem denetimlerde yer alabilmesi gerektiğini düşünüyorum.
- Unfortunately, both my points of order were ignored by your two assistants.
- Her iki talebim de ne yazık ki iki yardımcınız tarafından göz ardı edildi.
- No, I said having an assistant would give me a little peace so I could get some action.
- Hayır, dedim ki bir yardımcım olursa biraz rahatlarım ve daha rahat hareket ederim.
- You were never meant to be someone's assistant, kid.
- Sen asla birinin yardımcısı olacak insan değilsin, ufaklık.
- No, I said having an assistant would give me a little peace so I could get some action.
- Hayır, bir yardımcımın olması bana biraz huzur verir, böylece biraz hareket edebilirim demiştim.
- I need an assistant who speaks French.
- Fransızca konuşan bir yardımcıya ihtiyacım var.
- His assistant polished his shoes.
- Yardımcısı ayakkabılarını parlattı.
- I'm your assistant.
- Ben senin yardımcınım.
- Tom made me his assistant.
- Tom beni yardımcısı yaptı.
- You're not my assistant.
- Sen benim yardımcım değilsin.
- I'm Tom's new assistant.
- Tom'un yeni yardımcısıyım.
- Tom is one of my assistants.
- Tom benim yardımcılarımdan biridir.
- I'm one of Tom's assistants.
- Ben Tom'un yardımcılarından biriyim.
- I don't want to be your assistant.
- Yardımcınız olmak istemiyorum.
- Tom is my assistant.
- Tom benim yardımcım.
- I've hired myself an assistant.
- Kendime bir yardımcı tuttum.
Show More (15)
|