| 1 |
be assassinated |
suikaste uğramak |
v. |
|
- Julius Caesar, this great Roman hero, was assassinated.
- Julius Caesar, bu büyük Roma kahramanı, suikaste uğradı.
- Lincoln was assassinated in 1865.
- Lincoln 1865'te suikaste uğradı.
- Lyndon Johnson took over presidency when John Kennedy was assassinated.
- Lyndon Johnson, John Kennedy suikaste uğradığında başkanlığı devraldı.
- Two Iranian professors of physics were assassinated.
- İranlı iki fizik profesörü suikaste uğradı.
Show More (1)
|
| 2 |
be assassinated |
suikasta kurban gitmek |
v. |
|
- President Lincoln was assassinated with a bullet to the head, right behind the left ear.
- Başkan Lincoln, sol kulağının hemen arkasından kafasına sıkılan bir kurşunla suikasta kurban gitti.
- Abraham Lincoln was assassinated in the spring.
- Abraham Lincoln ilkbaharda bir suikasta kurban gitti.
Show More (-1)
|
| 3 |
be assassinated |
suikasta uğramak |
v. |
|
- Two Iranian professors of physics were assassinated.
- İki İranlı fizik profesörü suikasta uğradı.
- Mehmed Talat was assassinated in Berlin in 1921.
- Mehmed Talat 1921'de Berlin'de suikasta uğradı.
Show More (-1)
|
