|
- Tom claimed that he saw a man being eaten alive by piranhas.
- Tom, piranalar tarafından canlı canlı yenen bir adam gördüğünü iddia etti.
- Animals in captivity live long, sheltered lives, whereas in the wild they are in constant danger of being eaten alive.
- Esaret altındaki hayvanlar uzun ve korunaklı hayatlar yaşarken, vahşi doğadayken canlı canlı yenme tehlikesiyle sürekli karşı karşıyadırlar.
- The thought of being eaten alive was both frightening and intriguing.
- Canlı canlı yenme düşüncesi hem korkutucu hem de ilgi çekiciydi.
- I'm being eaten alive by mosquitoes.
- Sivrisinekler tarafından canlı canlı yeniyorum.
- We were being eaten alive by mosquitoes.
- Sivrisinekler tarafından canlı canlı yeniyorduk.
- I heard that a paralyzed man was eaten alive by maggots.
- Felçli bir adamın kurtçuklar tarafından canlı canlı yendiğini duydum.
Show More (3)
|