| 1 |
be informed |
bilgilendirilmek |
v. |
|
- We haven't been informed yet.
- Henüz bilgilendirilmedik.
- You've been informed of your account state three days ago.
- Üç gün önce hesap durumunuz ile ilgili bilgilendirildiniz.
- Has Tom been informed?
- Tom bilgilendirildi mi?
- Dan was informed that Linda had passed away.
- Dan Linda'nın vefat ettiği konusunda bilgilendirildi.
- It's important that I be informed immediately.
- Hemen bilgilendirilmem önemli.
- We just want the public to be informed.
- Biz sadece halkın bilgilendirilmesini istiyoruz.
- Tom has been informed.
- Tom bilgilendirildi.
- The police have been informed.
- Polis bilgilendirildi.
- Dan was informed that his wife, Linda, was terminally ill.
- Dan karısı Linda'nın ölümcül derecede hasta olduğu konusunda bilgilendirildi.
Show More (6)
|
| 2 |
be informed |
bildirilmek |
v. |
|
- He complained that he had not been informed of the committee's decision.
- Komitenin kararının kendisine bildirilmediğinden şikayet etti.
- We haven't yet been informed of the committee's decision.
- Komitenin kararı henüz bize bildirilmedi.
- Dan was informed that his wife, Linda, was terminally ill.
- Dan'a eşi Linda'nın ölümcül bir hastalığa yakalandığı bildirildi.
Show More (0)
|
| 3 |
be informed |
haberdar edilmek |
v. |
|
- Caesar was informed about their arrival.
- Sezar onların gelişinden haberdar edildi.
- It's important that I be informed immediately.
- Derhal haberdar edilmem önemli.
Show More (-1)
|
