1 |
be needed |
gerekmek |
v. |
|
- He has more money than is needed.
- Gerekenden daha fazla parası var.
- Further testing is needed.
- Daha fazla test yapılması gerekiyor.
- What is needed to win a lawsuit?
- Bir davayı kazanmak için ne gerekir?
- There is more money than is needed.
- Gerekenden daha fazla para var.
- What certificates and paperwork are needed to apply for a passport?
- Pasaport başvurusu için hangi sertifikalar ve evraklar gerekiyor?
- More time will be needed.
- Daha fazla zaman gerekecek.
- Of course, a license is needed to operate a crane.
- Tabii ki, vinç kullanmak için lisans gerekiyor.
- Appropriate action is needed now.
- Şimdi uygun bir eylem gerekiyor.
- I'm not sure about my writing skills but if it is needed I will write that text for you.
- Yazma becerilerimden emin değilim ama gerekirse sizin için o metni yazarım.
- Urgent action is needed.
- Acil eylem gerekiyor.
- Immediate measures are needed.
- Acil önlemler alınması gerekiyor.
- There is more water than is needed.
- Gerekenden daha fazla su var.
- Permission is needed before you go into my bedroom.
- Yatak odama girmeden önce izin almanız gerekiyor.
- A lot of imagination is needed to try to add new sentences here.
- Buraya yeni cümleler eklemeye çalışmak için çok fazla hayal gücü gerekir.
- A password is needed.
- Bir şifre gerekiyor.
- Time is pressing, and quick action is needed.
- Zaman daralıyor ve hızlı hareket etmek gerekiyor.
- Tom said he would buy what was needed.
- Tom ne gerekiyorsa alacağını söyledi.
Show More (14)
|
2 |
be needed |
ihtiyaç duyulmak |
v. |
|
- It's nice to be needed.
- İhtiyaç duyulmak güzel.
- What is needed is more time.
- İhtiyaç duyulan şey daha fazla zaman.
- Money is needed in hard times.
- Paraya zor zamanlarda ihtiyaç duyulur.
- They were needed in South America.
- Güney Amerika'da onlara ihtiyaç duyuldu.
- Blood donors are needed today.
- Bugün kan bağışçılarına ihtiyaç duyulmaktadır.
- But as civilizations grew more complex, better methods of communication were needed.
- Ancak uygarlıklar daha karmaşık hale geldikçe, daha iyi iletişim yöntemlerine ihtiyaç duyuldu.
- Rain is needed everywhere.
- Yağmura her yerde ihtiyaç duyulur.
Show More (4)
|
3 |
be needed |
ihtiyaç olmak |
v. |
|
- Lincoln said troops were needed.
- Lincoln askerlere ihtiyaç olduğunu söyledi.
- Tom understood what was needed.
- Tom neye ihtiyaç olduğunu anladı.
- I heard I was needed.
- Bana ihtiyaç olduğunu duydum.
- He said military force would not be needed.
- Askeri güce ihtiyaç olmayacağını söyledi.
- I didn't think you were needed.
- Sana ihtiyaç olduğunu düşünmemiştim.
- A large army and navy would be needed.
- Büyük bir ordu ve donanmaya ihtiyaç olacaktı.
- Mother Teresa began her work by looking around to see what was needed.
- Rahibe Teresa çalışmalarına neye ihtiyaç olduğunu görmek için etrafına bakarak başladı.
Show More (4)
|