|
- Melancholy is the joy of being sad.
- Melankoli, üzgün olmanın sevincidir.
- Tom said he was sad.
- Tom üzgün olduğunu söyledi.
- I asked Tom why he was sad.
- Tom'a neden üzgün olduğunu sordum.
- Tom knew that I was sad.
- Tom üzgün olduğumu biliyordu.
- Tom said that Mary was sad.
- Tom, Mary'nin üzgün olduğunu söyledi.
- Tom said that he wasn't angry, but that he was sad.
- Tom kızgın olmadığını ama üzgün olduğunu söyledi.
- Why should you be sad?
- Üzgün olmanı gerektiren nedir?
- You have no reason to be sad!
- Üzgün olman için hiçbir sebep yok!
- I said I was sad.
- Üzgün olduğumu söyledim.
- I wonder whether Tom is sad.
- Tom'un üzgün olup olmadığını merak ediyorum.
- I didn't know why Tom was sad.
- Tom'un neden üzgün olduğunu bilmiyordum.
- Thank you for consoling me when I was sad.
- Üzgün olduğumda beni teselli ettiğin için sana teşekkür ederim.
- You must be sad as you have lost one of your friends.
- Arkadaşlarından birini kaybettiğin için üzgün olmalısın.
- I don't cry when I am sad.
- Üzgün olduğumda ağlamam.
- Melancholy is the joy of being sad.
- Melankoli, üzgün olmanın neşesidir.
- You must be sad since you lost one of your friends.
- Arkadaşlarından birini kaybettiğin için üzgün olmalısın.
- I know Tom is sad.
- Tom'un üzgün olduğunu biliyorum.
- When you are cheerful, books can increase your happiness; when you are sad, books can lessen your sorrow.
- Neşeli olduğunuzda kitaplar mutluluğunuzu artırabilir; üzgün olduğunuzda kitaplar kederinizi azaltabilir.
- Do you think that Tom is sad?
- Tom'un üzgün olduğunu mu düşünüyorsun?
- She told him that she was sad.
- Ona üzgün olduğunu söyledi.
- Tom told me he was sad.
- Tom bana üzgün olduğunu söyledi.
- Thank you for consoling me when I was sad.
- Üzgün olduğumda beni teselli ettiğin için teşekkür ederim.
- I don't know why Tom is sad.
- Tom'un neden üzgün olduğunu bilmiyorum.
- You must be sad since you lost one of your friends.
- Arkadaşlarınızdan birini kaybettiğiniz için üzgün olmalısınız.
- I asked him why he was sad.
- Ona neden üzgün olduğunu sordum.
- They said they were sad.
- Üzgün olduklarını söylediler.
- I asked him why he was sad.
- Neden üzgün olduğunu sordum.
- Tom told me that he thought Mary was sad.
- Tom bana Mary'nin üzgün olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Whenever I'm sad, I stop being sad and start being awesome instead.
- Ne zaman üzgün olsam, üzgün olmayı bırakırım ve onun yerine harika olmaya başlarım.
- Whenever I'm sad, I stop being sad and start being awesome instead.
- Ne zaman üzgün olsam, üzgün olmayı bırakıyorum ve onun yerine harika olmaya başlıyorum.
- I know why Tom is sad.
- Tom'un neden üzgün olduğunu biliyorum.
- Tom said that Mary was sad.
- Tom Mary'nin üzgün olduğunu söyledi.
- Tom didn't know why Mary was sad.
- Tom, Mary'nin neden üzgün olduğunu bilmiyordu.
- Why should you be sad?
- Neden üzgün olasın ki?
- Tom said that he was sad.
- Tom üzgün olduğunu söyledi.
- Tom didn't know why Mary was sad.
- Tom Mary'nin neden üzgün olduğunu bilmiyordu.
- I asked Tom why he was sad.
- Tom'a onun neden üzgün olduğunu sordum.
- I think Tom is sad.
- Tom'un üzgün olduğunu düşünüyorum.
Show More (35)
|
