Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
beckon
işaret etmek
v.
He
beckoned
me to follow him.
Onu izlemem için bana
işaret etti.
Tom
beckoned
me to come in.
Tom içeri girmem için
işaret etti.
Tom
beckoned
me to follow him.
Tom onu takip etmem için bana
işaret etti.
Tom
beckoned
me to follow him.
Tom onu izlememi
işaret etti.
She
beckoned
me to come in.
O bana içeri girmem için
işaret etti.
The policeman
beckoned
to me with his forefinger.
Polis memuru işaret parmağıyla bana
işaret etti.
Show More (3)
2
beckon
çağırmak
v.
He
beckoned
me nearer.
Yaklaşmam için
çağırdı.
She
beckoned
me to come in.
Beni içeri
çağırdı.
He
beckoned
me nearer.
Beni yanına
çağırdı.
She
beckoned
me into the room.
O, beni odaya
çağırdı.
Tom
beckoned
me to come in.
Tom beni içeri
çağırdı.
Show More (2)