| 1 |
bedtime |
yatma zamanı |
n. |
|
- Jimmy, it's bedtime.
- Jimmy, yatma zamanı.
- Time for a hot bath, and then it's bedtime.
- Sıcak bir banyo zamanı ve sonra yatma zamanı.
- It's almost bedtime.
- Neredeyse yatma zamanı.
- My father used to read to me at bedtime.
- Babam yatma zamanı bana okurdu.
- I don't have a bedtime.
- Benim yatacak zamanım yok.
- Tom's bedtime is nine o'clock on school nights.
- Tom'un yatma zamanı okul geceleri saat dokuzdur.
- You've got three hours till your bedtime.
- Yatma zamanına üç saatin var.
Show More (4)
|
| 2 |
bedtime |
uyku vakti |
n. |
|
- Tell me a bedtime story.
- Bana bir uyku vakti hikayesi anlat.
- Let me tell you a bedtime story.
- Sana bir uyku vakti hikayesi anlatayım.
Show More (-1)
|
| 3 |
bedtime |
uyku zamanı |
n. |
|
- Tom was getting sleepy since it was past his bedtime.
- Tom uyku zamanı geçtiği için uyukluyordu.
- Tell Tom that it's past his bedtime.
- Tom'a uyku zamanının geçtiğini söyle.
Show More (-1)
|
| 4 |
bedtime |
yatma vakti |
n. |
|
- Parents often struggle to get their children to sleep at bedtime.
- Ebeveynler çocuklarını yatma vaktinde uyutma konusunda genellikle zorlanırlar.
Show More (-2)
|
