behalf - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
behalf adına n.
  • It is my duty to speak on their behalf.
  • Onlar adına konuşmak benim görevim.
  • Finally, the Commission can obviously make a commitment on its own behalf.
  • Son olarak, Komisyon açıkça kendi adına bir taahhütte bulunabilir.
  • So I have the pleasure of presenting his report on his behalf.
  • Ben de onun adına bu raporu sunmaktan memnuniyet duyuyorum.
Show More (27)
behalf leh n.
  • Sami had many jurors lobbying on his behalf.
  • Sami'nin lehine lobi yapan birçok jüri üyesi vardı.
  • Sami will testify on Layla's behalf.
  • Sami, Layla'nın lehine tanıklık edecek.
Show More (-1)