Tureng - berlin - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	berlin	berlin	n.
	Berlin is known for its rich history. Berlin zengin tarihiyle ünlüdür. But even with those adjustments, we shall not exceed the ceiling decided in Berlin in 1999. Ancak bu ayarlamalarla bile 1999 yılında Berlin'de kararlaştırılan tavanı aşmamalıyız. We shall discuss the Bologna process, next year in September, at the major conference in Berlin. Bologna sürecini önümüzdeki yıl Eylül ayında Berlin'de düzenlenecek olan büyük konferansta ele alacağız. A second pledging conference was held in Berlin in July 2000 to organise a final contribution to the scheme. Programa son katkıyı organize etmek üzere Temmuz 2000'de Berlin'de ikinci bir taahhüt konferansı düzenlenmiştir. The Berlin European Council Declaration remains the position of the European Union. Berlin Avrupa Konseyi Deklarasyonu Avrupa Birliği'nin pozisyonu olmaya devam etmektedir. The cost of the EU enlargement will be borne from within the budgetary parameters of the Berlin Agreement. AB genişlemesinin maliyeti Berlin Anlaşması'nın bütçe parametreleri dahilinde karşılanacaktır. I reject this notion and support the concept of voluntary modulation which was agreed by the 15 Member States in Berlin. Bu fikri reddediyor ve Berlin'de 15 Üye Devlet tarafından kabul edilen gönüllü modülasyon kavramını destekliyorum. This has happened in accordance with the conclusions from the European Council meeting in March 1999 in Berlin. Bu durum, Mart 1999'da Berlin'de yapılan Avrupa Konseyi toplantısının sonuçlarına uygun olarak gerçekleşmiştir. Just 13 years ago, Berlin was still divided by the wall of shame. Sadece 13 yıl önce Berlin hala utanç duvarıyla bölünmüş durumdaydı. We have presented a document on enlargement in which we remain within the constraints of the Berlin agenda. Genişleme konusunda Berlin gündeminin kısıtlamaları içerisinde kaldığımız bir belge sunduk. It is now time for action in Berlin and, consequently, also for the Commission. Artık Berlin'de ve dolayısıyla Komisyon'da harekete geçme zamanı gelmiştir. Nevertheless, I cannot act as if these Berlin rules did not exist. Yine de bu Berlin kuralları yokmuş gibi davranamam. Why is Berlin more important than Nice, in terms of expenditure? Harcamalar açısından Berlin neden Nice'den daha önemli? Be careful not to entertain notions such as these, notions which I sometimes hear coming out of Berlin and London. Berlin ve Londra'dan zaman zaman duyduğum bu gibi fikirlere kapılmamaya dikkat edin. The Brussels conclusions imposed a financial cap that does not exhaust the possibilities offered by Berlin. Brüksel kararları, Berlin'in sunduğu imkânları tüketmeyen bir mali sınır getirmiştir. We failed to reform agriculture in Berlin. Berlin'de tarımda reform yapamadık. I belong to the parliamentary majority that viewed the Berlin financial perspectives of 1999 as sufficient and correct. Ben, 1999 Berlin mali perspektiflerini yeterli ve doğru olarak gören parlamento çoğunluğuna mensubum. The European Council has not even exhausted the envelope set in Berlin for the period 2003-2006. Avrupa Konseyi, 2003-2006 dönemi için Berlin'de belirlediği çerçeveyi bile doldurmuş değil. In many ways it marks another stage down the road begun by Willy Brandt when he was mayor of Berlin. Birçok açıdan Willy Brandt'ın Berlin Belediye Başkanı iken başlattığı yolda yeni bir aşamaya işaret ediyor. We have had the decisions for Agenda 2000 since Berlin 1999. Berlin 1999'dan bu yana Gündem 2000 için kararlar aldık. Then their soldiers had the responsibility of guaranteeing the freedom of our capital, Berlin. O zaman onların askerleri başkentimiz Berlin'in özgürlüğünü garanti altına alma sorumluluğuna sahipti. For 28 years, Berlin and Germany were divided. Berlin ve Almanya 28 yıl boyunca bölünmüş durumdaydı. We had a financial framework in Berlin, and we reduced it. Berlin'de bir mali çerçevemiz vardı ve bunu azalttık. The increase of 5% over the outgoings of the Budget year 2001 corresponds to the Berlin agricultural guidelines. 2001 Bütçe yılı giderleri üzerindeki %5'lik artış Berlin tarım kılavuzuna karşılık gelmektedir. Berlin and Brussels cannot be breached. Berlin ve Brüksel aşılamaz. Germany and Berlin were divided for 28 years. Almanya ve Berlin 28 yıl boyunca bölünmüş durumdaydı. I remember his visit to the great symbol of that gross division, Berlin, with its wall. Bu büyük bölünmüşlüğün en büyük sembolü olan duvarlı Berlin'e yaptığı ziyareti hatırlıyorum. We shall discuss the Bologna process, next year in September, at the major conference in Berlin. Bologna sürecini önümüzdeki yıl Eylül ayında Berlin'de düzenlenecek büyük konferansta ele alacağız. The appropriation must be kept at the level decided at Berlin. Ödenek Berlin'de kararlaştırılan düzeyde tutulmalıdır. Our budget does not show the rates of increase - let alone the rates of inflation - that were provided for in Berlin. Bütçemiz, bırakın enflasyon oranlarını, Berlin'de öngörülen artış oranlarını bile göstermiyor. President Bush made an important speech to the Bundestag in Berlin. Başkan Bush Berlin'de Federal Meclis'te önemli bir konuşma yaptı. In 1999 the Berlin Council had allocated 43 billion for the same time period, but for six countries. 1999 yılında Berlin Konseyi aynı dönem için 43 milyar tahsis etmişti, ancak bu rakam altı ülke içindi. President Bush made an important speech to the Bundestag in Berlin. Başkan Bush, Berlin'de Federal Meclis'te önemli bir konuşma yaptı. My group believes that enlargement can be financed under the financial arrangements agreed in Berlin. Grubum, genişlemenin Berlin'de mutabık kalınan mali düzenlemeler çerçevesinde finanse edilebileceğine inanmaktadır. The markets are reasonably stable and the Berlin ceilings are not threatened. Piyasalar makul ölçüde istikrarlı ve Berlin tavanları tehdit altında değil. Berlin shrank back in fear from cutting EUR 6 billion from total expenditure of EUR 1 000 billion. Berlin, 1 000 milyar Euro'luk toplam harcamadan 6 milyar Euro'luk bir kesinti yapma korkusuyla geri adım attı. All sorts of rules were adopted in Berlin or after Berlin, which I am obliged to introduce. Berlin'de ya da Berlin'den sonra her türlü kural kabul edildi ve ben de bunları tanıtmak zorundayım. At the Berlin Council in 1999, six candidate countries had in fact been expected to join the EU in 2002. 1999'daki Berlin Zirvesi'nde altı aday ülkenin 2002'de AB'ye katılması beklenmişti. The European Council has not even exhausted the envelope set in Berlin for the period 2003-2006. AB Zirvesi, 2003-2006 dönemi için Berlin'de belirlenen zarfın tamamını bile tüketmemiştir. In Berlin, the precaution was taken of creating a margin in order to make enlargement possible and easier. Berlin'de, genişlemeyi mümkün ve kolay kılmak için bir marj oluşturma önlemi alınmıştır. The Berlin resolutions set out agricultural policy up to the year 2006. Berlin kararları 2006 yılına kadar tarım politikasını belirlemiştir. Will we once again have to fiddle with the ceilings agreed in Berlin? Berlin'de mutabık kalınan tavanlarla bir kez daha oynamak zorunda kalacak mıyız? Nevertheless, I cannot act as if these Berlin rules did not exist. Bununla birlikte Berlin kuralları yokmuş gibi hareket edemem. Berlin only has to sneeze and Europe catches a cold. Berlin hapşırırsa Avrupa nezle olur. This is especially true for the capital city of Berlin. Bu durum özellikle başkent Berlin için geçerlidir. I'm going to Berlin to visit my friend. Arkadaşımı ziyaret etmek için Berlin'e gidiyorum. I spent a week in Berlin living with a German family. Ben Berlin'de bir Alman aile ile yaşayarak bir hafta geçirdim. Five museums are located on Berlin’s Museum Island. Berlin müzesi adasında beş müze bulunuyor. West Berlin would remain free of Soviet control. Batı Berlin Sovyet kontrolünden çıkacaktı. When will you depart for Berlin? Ne zaman Berlin için yola çıkacaksın? He came to Berlin as a teacher. O, bir öğretmen olarak Berlin'e geldi. You've already been to Berlin. Sen zaten Berlin'e gittin. Berlin is in Germany. Berlin Almanya'dadır. Berlin is in Germany. Berlin Almanya'da. Marie's sister has been living in Berlin since 2010. Marie'nin kız kardeşi 2010'dan beri Berlin'de yaşıyor. There are still judges in Berlin! Berlin'de hâlâ yargıçlar var! When did you move to Berlin? Berlin'e ne zaman taşındınız? The Mitte district is located in the central part of Berlin. Mitte bölgesi Berlin'in orta kesiminde yer alır. Alexanderplatz is a public square located in the Mitte district of Berlin. Alexanderplatz, Berlin'in Mitte bölgesinde yer alan halka açık bir meydandır. I'm in Berlin. Berlin'deyim. Berlin is the capital of Germany. Berlin Almanya'nın başkentidir. Berlin is the largest city in Germany. Berlin Almanya'nın en büyük şehridir. I spent a week in Berlin living with a German family. Berlin'de Alman bir ailenin yanında bir hafta geçirdim. He had to leave the city, so he moved to Berlin. Şehirden ayrılması gerekiyordu, o yüzden Berlin'e taşındı. Berlin is uber cool. Berlin çok havalı. Does it rain much here in Berlin? Berlin'de çok yağmur yağar mı? I'll stay in Berlin for ten days. Berlin'de on gün kalacağım. Does it rain much here in Berlin? Berlin'de burada çok yağmur yağar mı? Do you come from Berlin? Berlin'den mi geliyorsun? The world's largest zoo is in Berlin, Germany. Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi Almanya'nın Berlin kentindedir. When she came to Berlin to study, she was still very young. Berlin'e okumaya geldiğinde daha çok gençti. Mehmed Talat was assassinated in Berlin in 1921. Mehmed Talat 1921'de Berlin'de suikasta uğradı. When she came to Berlin to study, she was still very young. Öğrenim için Berlin'e geldiğinde henüz çok gençti. Alexanderplatz is a public square located in the Mitte district of Berlin. Alexanderplatz, Berlin'in Mitte semtinde bulunan bir halk meydanıdır. Berlin is the capital of Germany. Berlin Almanya'nın başkenti. Berlin is a German city. Berlin bir Alman şehridir. West Berlin would remain free of Soviet control. Batı Berlin Sovyet kontrolünden kurtuldu. They took an airplane from Berlin to Istanbul. Berlin'den İstanbul'a giden bir uçağa bindiler. As you know, Berlin is the capital of Germany. Bildiğiniz gibi Berlin Almanya'nın başkenti. The Rotes Rathaus is the town hall of Berlin. Rotes Rathaus Berlin'in belediye binasıdır. The world's largest zoo is in Berlin, Germany. Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi Berlin, Almanya'da yer almaktadır. He had to leave the city, so he moved to Berlin. Şehirden ayrılmak zorundaydı, bu yüzden Berlin'e taşındı. Berlin is a symbol of unification between the East and the West. Berlin, Doğu ve Batı arasındaki birleşmenin sembolüdür. He went to Berlin last year. Geçen yıl Berlin'e gitti. The Großer Tiergarten or Tiergarten is a large public park located in the middle of Berlin. Großer Tiergarten veya Tiergarten, Berlin'in ortasında bulunan büyük bir halka açık parktır. The Bode museum is located on an island in the middle of the Spree river in Berlin. Bode müzesi, Berlin'deki Spree nehrinin ortasındaki bir adada bulunuyor. Berlin currently suffers a lot from the political circumstances in Europe. Berlin şu anda Avrupa'daki siyasi koşullardan çok muzdarip. Five museums are located on Berlin’s Museum Island. Berlin'in Müzeler Adası'nda beş müze bulunmaktadır. West Berlin would remain free of Soviet control. Batı Berlin Sovyet kontrolünden uzak kalacak. Berlin is a symbol of union between East and West. Berlin, Doğu ve Batı arasındaki birliğin sembolüdür. Berlin is a very dynamic city. Berlin çok hareketli bir şehir. The Mitte district is located in the central part of Berlin. Mitte bölgesi Berlin'in orta kesiminde yer almaktadır. Berlin is a symbol of union between East and West. Berlin, Doğu ve Batı arasındaki birleşmenin sembolüdür. There are streetcars in Berlin. Berlin'de tramvaylar var. As you know, Berlin is the capital of Germany. Bildiğiniz gibi, Berlin Almanya'nın başkentidir. Tom has many friends in Berlin. Tom'un Berlin'de birçok arkadaşı var. Berlin is a very dynamic city. Berlin çok dinamik bir şehir. You've already been to Berlin. Sen zaten Berlin'de bulunmuşsun. When will you depart for Berlin? Berlin'e ne zaman gideceksiniz? At this moment my father is in Berlin. Şu anda babam Berlin'de. Show More (97)

	İngilizce	Türkçe
1	berlin	berlin	n.
	Berlin is known for its rich history. Berlin zengin tarihiyle ünlüdür. But even with those adjustments, we shall not exceed the ceiling decided in Berlin in 1999. Ancak bu ayarlamalarla bile 1999 yılında Berlin'de kararlaştırılan tavanı aşmamalıyız. We shall discuss the Bologna process, next year in September, at the major conference in Berlin. Bologna sürecini önümüzdeki yıl Eylül ayında Berlin'de düzenlenecek olan büyük konferansta ele alacağız. A second pledging conference was held in Berlin in July 2000 to organise a final contribution to the scheme. Programa son katkıyı organize etmek üzere Temmuz 2000'de Berlin'de ikinci bir taahhüt konferansı düzenlenmiştir. The Berlin European Council Declaration remains the position of the European Union. Berlin Avrupa Konseyi Deklarasyonu Avrupa Birliği'nin pozisyonu olmaya devam etmektedir. The cost of the EU enlargement will be borne from within the budgetary parameters of the Berlin Agreement. AB genişlemesinin maliyeti Berlin Anlaşması'nın bütçe parametreleri dahilinde karşılanacaktır. I reject this notion and support the concept of voluntary modulation which was agreed by the 15 Member States in Berlin. Bu fikri reddediyor ve Berlin'de 15 Üye Devlet tarafından kabul edilen gönüllü modülasyon kavramını destekliyorum. This has happened in accordance with the conclusions from the European Council meeting in March 1999 in Berlin. Bu durum, Mart 1999'da Berlin'de yapılan Avrupa Konseyi toplantısının sonuçlarına uygun olarak gerçekleşmiştir. Just 13 years ago, Berlin was still divided by the wall of shame. Sadece 13 yıl önce Berlin hala utanç duvarıyla bölünmüş durumdaydı. We have presented a document on enlargement in which we remain within the constraints of the Berlin agenda. Genişleme konusunda Berlin gündeminin kısıtlamaları içerisinde kaldığımız bir belge sunduk. It is now time for action in Berlin and, consequently, also for the Commission. Artık Berlin'de ve dolayısıyla Komisyon'da harekete geçme zamanı gelmiştir. Nevertheless, I cannot act as if these Berlin rules did not exist. Yine de bu Berlin kuralları yokmuş gibi davranamam. Why is Berlin more important than Nice, in terms of expenditure? Harcamalar açısından Berlin neden Nice'den daha önemli? Be careful not to entertain notions such as these, notions which I sometimes hear coming out of Berlin and London. Berlin ve Londra'dan zaman zaman duyduğum bu gibi fikirlere kapılmamaya dikkat edin. The Brussels conclusions imposed a financial cap that does not exhaust the possibilities offered by Berlin. Brüksel kararları, Berlin'in sunduğu imkânları tüketmeyen bir mali sınır getirmiştir. We failed to reform agriculture in Berlin. Berlin'de tarımda reform yapamadık. I belong to the parliamentary majority that viewed the Berlin financial perspectives of 1999 as sufficient and correct. Ben, 1999 Berlin mali perspektiflerini yeterli ve doğru olarak gören parlamento çoğunluğuna mensubum. The European Council has not even exhausted the envelope set in Berlin for the period 2003-2006. Avrupa Konseyi, 2003-2006 dönemi için Berlin'de belirlediği çerçeveyi bile doldurmuş değil. In many ways it marks another stage down the road begun by Willy Brandt when he was mayor of Berlin. Birçok açıdan Willy Brandt'ın Berlin Belediye Başkanı iken başlattığı yolda yeni bir aşamaya işaret ediyor. We have had the decisions for Agenda 2000 since Berlin 1999. Berlin 1999'dan bu yana Gündem 2000 için kararlar aldık. Then their soldiers had the responsibility of guaranteeing the freedom of our capital, Berlin. O zaman onların askerleri başkentimiz Berlin'in özgürlüğünü garanti altına alma sorumluluğuna sahipti. Will we once again have to fiddle with the ceilings agreed in Berlin? Berlin'de mutabık kalınan tavanlarla bir kez daha oynamak zorunda kalacak mıyız? The European Council has not even exhausted the envelope set in Berlin for the period 2003-2006. AB Zirvesi, 2003-2006 dönemi için Berlin'de belirlenen zarfın tamamını bile tüketmemiştir. President Bush made an important speech to the Bundestag in Berlin. Başkan Bush Berlin'de Federal Meclis'te önemli bir konuşma yaptı. Germany and Berlin were divided for 28 years. Almanya ve Berlin 28 yıl boyunca bölünmüş durumdaydı. In Berlin, the precaution was taken of creating a margin in order to make enlargement possible and easier. Berlin'de, genişlemeyi mümkün ve kolay kılmak için bir marj oluşturma önlemi alınmıştır. For 28 years, Berlin and Germany were divided. Berlin ve Almanya 28 yıl boyunca bölünmüş durumdaydı. In 1999 the Berlin Council had allocated 43 billion for the same time period, but for six countries. 1999 yılında Berlin Konseyi aynı dönem için 43 milyar tahsis etmişti, ancak bu rakam altı ülke içindi. Berlin and Brussels cannot be breached. Berlin ve Brüksel aşılamaz. We had a financial framework in Berlin, and we reduced it. Berlin'de bir mali çerçevemiz vardı ve bunu azalttık. The increase of 5% over the outgoings of the Budget year 2001 corresponds to the Berlin agricultural guidelines. 2001 Bütçe yılı giderleri üzerindeki %5'lik artış Berlin tarım kılavuzuna karşılık gelmektedir. I remember his visit to the great symbol of that gross division, Berlin, with its wall. Bu büyük bölünmüşlüğün en büyük sembolü olan duvarlı Berlin'e yaptığı ziyareti hatırlıyorum. We shall discuss the Bologna process, next year in September, at the major conference in Berlin. Bologna sürecini önümüzdeki yıl Eylül ayında Berlin'de düzenlenecek büyük konferansta ele alacağız. The appropriation must be kept at the level decided at Berlin. Ödenek Berlin'de kararlaştırılan düzeyde tutulmalıdır. Our budget does not show the rates of increase - let alone the rates of inflation - that were provided for in Berlin. Bütçemiz, bırakın enflasyon oranlarını, Berlin'de öngörülen artış oranlarını bile göstermiyor. At the Berlin Council in 1999, six candidate countries had in fact been expected to join the EU in 2002. 1999'daki Berlin Zirvesi'nde altı aday ülkenin 2002'de AB'ye katılması beklenmişti. President Bush made an important speech to the Bundestag in Berlin. Başkan Bush, Berlin'de Federal Meclis'te önemli bir konuşma yaptı. My group believes that enlargement can be financed under the financial arrangements agreed in Berlin. Grubum, genişlemenin Berlin'de mutabık kalınan mali düzenlemeler çerçevesinde finanse edilebileceğine inanmaktadır. The markets are reasonably stable and the Berlin ceilings are not threatened. Piyasalar makul ölçüde istikrarlı ve Berlin tavanları tehdit altında değil. Berlin shrank back in fear from cutting EUR 6 billion from total expenditure of EUR 1 000 billion. Berlin, 1 000 milyar Euro'luk toplam harcamadan 6 milyar Euro'luk bir kesinti yapma korkusuyla geri adım attı. All sorts of rules were adopted in Berlin or after Berlin, which I am obliged to introduce. Berlin'de ya da Berlin'den sonra her türlü kural kabul edildi ve ben de bunları tanıtmak zorundayım. The Berlin resolutions set out agricultural policy up to the year 2006. Berlin kararları 2006 yılına kadar tarım politikasını belirlemiştir. Nevertheless, I cannot act as if these Berlin rules did not exist. Bununla birlikte Berlin kuralları yokmuş gibi hareket edemem. Berlin only has to sneeze and Europe catches a cold. Berlin hapşırırsa Avrupa nezle olur. This is especially true for the capital city of Berlin. Bu durum özellikle başkent Berlin için geçerlidir. I'm going to Berlin to visit my friend. Arkadaşımı ziyaret etmek için Berlin'e gidiyorum. I spent a week in Berlin living with a German family. Ben Berlin'de bir Alman aile ile yaşayarak bir hafta geçirdim. Five museums are located on Berlin’s Museum Island. Berlin müzesi adasında beş müze bulunuyor. West Berlin would remain free of Soviet control. Batı Berlin Sovyet kontrolünden çıkacaktı. When will you depart for Berlin? Ne zaman Berlin için yola çıkacaksın? There are still judges in Berlin! Berlin'de hâlâ yargıçlar var! You've already been to Berlin. Sen zaten Berlin'e gittin. When did you move to Berlin? Berlin'e ne zaman taşındınız? The Mitte district is located in the central part of Berlin. Mitte bölgesi Berlin'in orta kesiminde yer alır. Alexanderplatz is a public square located in the Mitte district of Berlin. Alexanderplatz, Berlin'in Mitte bölgesinde yer alan halka açık bir meydandır. Berlin is in Germany. Berlin Almanya'da. Marie's sister has been living in Berlin since 2010. Marie'nin kız kardeşi 2010'dan beri Berlin'de yaşıyor. I'm in Berlin. Berlin'deyim. Berlin is the largest city in Germany. Berlin Almanya'nın en büyük şehridir. I spent a week in Berlin living with a German family. Berlin'de Alman bir ailenin yanında bir hafta geçirdim. He had to leave the city, so he moved to Berlin. Şehirden ayrılması gerekiyordu, o yüzden Berlin'e taşındı. Berlin is uber cool. Berlin çok havalı. Does it rain much here in Berlin? Berlin'de çok yağmur yağar mı? I'll stay in Berlin for ten days. Berlin'de on gün kalacağım. The world's largest zoo is in Berlin, Germany. Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi Almanya'nın Berlin kentindedir. When she came to Berlin to study, she was still very young. Berlin'e okumaya geldiğinde daha çok gençti. When she came to Berlin to study, she was still very young. Öğrenim için Berlin'e geldiğinde henüz çok gençti. Alexanderplatz is a public square located in the Mitte district of Berlin. Alexanderplatz, Berlin'in Mitte semtinde bulunan bir halk meydanıdır. Do you come from Berlin? Berlin'den mi geliyorsun? Does it rain much here in Berlin? Berlin'de burada çok yağmur yağar mı? Berlin is a German city. Berlin bir Alman şehridir. Berlin is in Germany. Berlin Almanya'dadır. Berlin is the capital of Germany. Berlin Almanya'nın başkenti. Mehmed Talat was assassinated in Berlin in 1921. Mehmed Talat 1921'de Berlin'de suikasta uğradı. He came to Berlin as a teacher. O, bir öğretmen olarak Berlin'e geldi. Berlin is the capital of Germany. Berlin Almanya'nın başkentidir. West Berlin would remain free of Soviet control. Batı Berlin Sovyet kontrolünden kurtuldu. They took an airplane from Berlin to Istanbul. Berlin'den İstanbul'a giden bir uçağa bindiler. As you know, Berlin is the capital of Germany. Bildiğiniz gibi Berlin Almanya'nın başkenti. The Rotes Rathaus is the town hall of Berlin. Rotes Rathaus Berlin'in belediye binasıdır. The world's largest zoo is in Berlin, Germany. Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi Berlin, Almanya'da yer almaktadır. He had to leave the city, so he moved to Berlin. Şehirden ayrılmak zorundaydı, bu yüzden Berlin'e taşındı. Berlin is a symbol of unification between the East and the West. Berlin, Doğu ve Batı arasındaki birleşmenin sembolüdür. He went to Berlin last year. Geçen yıl Berlin'e gitti. The Großer Tiergarten or Tiergarten is a large public park located in the middle of Berlin. Großer Tiergarten veya Tiergarten, Berlin'in ortasında bulunan büyük bir halka açık parktır. The Bode museum is located on an island in the middle of the Spree river in Berlin. Bode müzesi, Berlin'deki Spree nehrinin ortasındaki bir adada bulunuyor. Berlin currently suffers a lot from the political circumstances in Europe. Berlin şu anda Avrupa'daki siyasi koşullardan çok muzdarip. Five museums are located on Berlin’s Museum Island. Berlin'in Müzeler Adası'nda beş müze bulunmaktadır. West Berlin would remain free of Soviet control. Batı Berlin Sovyet kontrolünden uzak kalacak. Berlin is a symbol of union between East and West. Berlin, Doğu ve Batı arasındaki birliğin sembolüdür. Berlin is a very dynamic city. Berlin çok hareketli bir şehir. The Mitte district is located in the central part of Berlin. Mitte bölgesi Berlin'in orta kesiminde yer almaktadır. Berlin is a symbol of union between East and West. Berlin, Doğu ve Batı arasındaki birleşmenin sembolüdür. There are streetcars in Berlin. Berlin'de tramvaylar var. As you know, Berlin is the capital of Germany. Bildiğiniz gibi, Berlin Almanya'nın başkentidir. Tom has many friends in Berlin. Tom'un Berlin'de birçok arkadaşı var. Berlin is a very dynamic city. Berlin çok dinamik bir şehir. You've already been to Berlin. Sen zaten Berlin'de bulunmuşsun. When will you depart for Berlin? Berlin'e ne zaman gideceksiniz? At this moment my father is in Berlin. Şu anda babam Berlin'de. Show More (97)