bilateral - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
bilateral ikili adj.
  • It would be outrageous if governments such as the UK Government doing bilateral deals frustrated a Council initiative.
  • Birleşik Krallık Hükümeti gibi ikili anlaşmalar yapan hükümetlerin Konsey'in bir girişimini engellemesi çok çirkin olur.
  • National and bilateral legislation, as well as certain existing rights, must be tailored to this.
  • Ulusal ve ikili mevzuatın yanı sıra mevcut bazı haklar da buna uygun hale getirilmelidir.
  • In their bilateral contacts with the Cuban authorities, the Member States protested strongly about the arrests.
  • Küba makamlarıyla ikili temaslarında Üye Devletler tutuklamaları şiddetle protesto etmişlerdir.
Show More (14)
bilateral iki taraflı adj.
  • They can already set up airspace blocks on a bilateral basis.
  • Onlar zaten iki taraflı olarak hava sahası blokları oluşturabiliyorlar.
  • Bilateral financial aid via the TACIS programme has been reasonably successful.
  • TACIS programı aracılığıyla sağlanan iki taraflı mali yardım oldukça başarılı olmuştur.
  • And, as I said, this would be a purely bilateral matter.
  • Ve dediğim gibi, bu tamamen iki taraflı bir mesele olacaktır.
Show More (13)
bilateral bilateral adj.
  • Cephalopods are marine animals characterised by tentacles and bilateral body symmetry.
  • Kafadanbacaklılar, dokunaçlar ve bilateral vücut simetrisi ile tanımlanan deniz hayvanlarıdırlar.
Show More (-2)
İngilizce Türkçe
bilateral bilateral adj.
  • Cephalopods are marine animals characterised by tentacles and bilateral body symmetry.
  • Kafadanbacaklılar, dokunaçlar ve bilateral vücut simetrisi ile tanımlanan deniz hayvanlarıdırlar.
Show More (-2)