| 1 |
bum |
serseri |
adj. |
|
- A bum is someone who doesn't pretend to work.
- Serseri, çalışıyormuş gibi yapmayan kişidir.
- I knew Tom was a bum.
- Tom'un bir serseri olduğunu biliyordum.
- Tom says I'm a bum.
- Tom bir serseri olduğumu söylüyor.
- Tom is a bum.
- Tom bir serseri.
- Tom says I'm a bum.
- Tom benim bir serseri olduğumu söyler.
- I know Tom is a bum.
- Tom'un bir serseri olduğunu biliyorum.
- Get back to work, you lazy bum!
- İşe geri dön, seni tembel serseri!
- I don't recognize that bum.
- O serseriyi tanımıyorum.
- I saw a bum at the train station.
- Tren istasyonunda bir serseri gördüm.
- Don't come dressed like bums.
- Serseriler gibi giyinip gelmeyin.
- Don't tell me that you want to become a bum in Germany.
- Bana Almanya'da bir serseri olmak istediğini söyleme.
- Get back to work, you lazy bum!
- İşinin başına dön, seni tembel serseri!
- I'm a good-for-nothing bum.
- Ben işe yaramaz bir serseriyim.
- Don't tell me that you want to become a bum in Germany.
- Almanya'da bir serseri olmak istediğini bana söyleme.
- I knew that Tom was a bum.
- Tom'un bir serseri olduğunu biliyordum.
- Tom is a lazy bum.
- Tom tembel bir serseri.
- Tom is a lazy bum.
- Tom tembel bir serseridir.
- Don't come dressed like bums.
- Serseri gibi giyinip gelme.
Show More (15)
|
| 2 |
bum |
bozuk |
adj. |
|
- Tom is bummed out.
- Tom'un morali bozuk.
- I'm a little bummed.
- Biraz moralim bozuk.
Show More (-1)
|
| 3 |
bum |
aylak |
adj. |
|
- Tom is a bum.
- Tom bir aylak.
Show More (-2)
|
| 4 |
bum |
canını sıkmak |
v. |
|
- It really bums me out.
- Bu gerçekten canımı sıkıyor.
Show More (-2)
|
| 5 |
bum |
kıç |
n. |
|
- My bum hates me today.
- Kıçım bugün benden nefret ediyor.
Show More (-2)
|
| 6 |
bum |
otlanmak |
v. |
|
- Could I bum a cigarette and a light?
- Bir sigara bir de çakmak otlanabilir miyim?
Show More (-2)
|
| 7 |
bum |
popo |
n. |
|
- My bum hates me today.
- Popom benden nefret ediyor bugün.
Show More (-2)
|
