İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | bystander i. | seyirci | ||
Don't kill off bystanders! Seyircileri öldürme! More Sentences |
||||
Genel | bystander i. | seyirci kalan | ||
Genel | bystander i. | görgü tanığı | ||
Genel | bystander i. | üçüncü kişi | ||
Genel | bystander i. | bir olayı olaya karışmadan kenardan izleyen | ||
Genel | bystander i. | olaya karışmadan bir kenarda duran kişi |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | an innocent bystander i. | masum bir seyirci | ||
I'm just an innocent bystander. Ben sadece masum bir seyirciyim. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | bystander effect i. | kalabalık içinde herhangi bir olaya müdahale etmeme eğilimi | ||
Genel | bystander effect i. | seyirci kalma etkisi | ||
Genel | bystander apathy i. | seyirci kalma hissizliği | ||
Idioms | ||||
Deyim | bystander apathy i. | seyirci kalma psikolojisi | ||
Deyim | bystander apathy i. | kriz veya suç unsuru oluşturabilecek bir durumu kanıksama ve mağdur kişiye yardım etmeme durumu | ||
Deyim | bystander apathy i. | bir suça seyirci/tepkisiz kalma psikolojisi | ||
Psychology | ||||
Psikoloji | bystander apathy i. | seyirci apatisi | ||
Psikoloji | bystander effect i. | seyirci etkisi |