Tureng - cheerful - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	cheerful	neşeli	adj.
	She's such a cheerful little girl. Çok neşeli bir kız. Unfortunately, there is little reason to be cheerful. Ne yazık ki, neşeli olmak için çok az neden var. Look at him, he even seems cheerful. Şuna bakın, neşeli bile görünüyor. I cannot speak too highly of their cheerful dedication and professionalism in very tough circumstances. Çok zor koşullarda gösterdikleri neşeli özveri ve profesyonellikten ne kadar övgüyle bahsetsem azdır. I cannot speak too highly of their cheerful dedication and professionalism in very tough circumstances. Çok zor koşullarda gösterdikleri neşeli özveri ve profesyonellikten ne kadar övgüyle söz etsem azdır. We wanted to have a cheerful space here. Burada neşeli bir ortam yakalayalım istedik. We wanted to have a cheerful space here. Burası neşeli bir mekânımız olsun istedik. They are very cheerful. Onlar çok neşeliler. She's always been a very cheerful person. O her zaman çok neşeli bir insan olmuştur. They were cheerful. Neşeliydiler. He is a cheerful old man. Neşeli, yaşlı bir adam. My mother is carefree, cheerful and good-natured. Annem, kaygısız, neşeli ve iyi huyludur. I think Tom is cheerful. Bence Tom neşeli. My mother is carefree, cheerful and good-natured. Annem kaygısız, neşeli ve iyi huyludur. Tom is always cheerful, isn't he? Tom her zaman neşeli, değil mi? Be cheerful. Neşeli olun. He is a cheerful young man. O neşeli bir genç insan. It's a very cheerful celebration. Çok neşeli bir kutlama. My mother is always very cheerful in spite of poor health. Annem kötü sağlığına rağmen her zaman çok neşeli. Tom and Mary both appear to be in a cheerful mood. Tom ve Mary neşeli bir ruh hali içinde görünüyorlar. They are very cheerful. Çok neşeliler. She is always cheerful and smiling. O her zaman neşeli ve gülümser. She has a cheerful personality. O, neşeli bir kişiliğe sahiptir. He is a cheerful boy. O, neşeli bir çocuktur. Tom was cheerful. Tom neşeliydi. He is a brave and cheerful boy. O, cesur ve neşeli bir çocuktur. She is always cheerful. O, her zaman neşeli. Tom has always been a very cheerful person. Tom her zaman çok neşeli bir kişi olmuştur. Tom was always so cheerful. Tom her zaman çok neşeliydi. Tom seemed cheerful. Tom neşeli görünüyordu. What a cheerful story! Ne neşeli bir hikaye! He is always cheerful. O her zaman neşelidir. She has a cheerful disposition. Neşeli bir mizacı var. They were cheerful. Onlar neşeliydi. When you are cheerful, books can increase your happiness; when you are sad, books can lessen your sorrow. Neşeli olduğunuzda kitaplar mutluluğunuzu artırabilir; üzgün olduğunuzda kitaplar kederinizi azaltabilir. Tom has always been a very cheerful person. Tom her zaman çok neşeli bir insan olmuştur. He is always cheerful. Her zaman neşelidir. My boss is very cheerful today. Patronum bugün çok neşeli. Tom is always cheerful. Tom her zaman neşeli. He is a cheerful boy. Neşeli bir çocuktur. My boss is very cheerful today. Benim patronum bugün çok neşeli. The audience was cheerful. Seyirciler neşeliydi. I get a kick out of her cheerful personality. Neşeli kişiliği beni çok eğlendiriyor. He is a cheerful young man. Neşeli bir genç adam. Tom is always cheerful, isn't he? Tom her zaman neşelidir, değil mi? They're very cheerful people. Çok neşeli insanlar. He is a brave and cheerful boy. O cesur ve neşeli bir çocuk. Those children are cheerful. O çocuklar neşeli. Tom is always cheerful. Tom her zaman neşelidir. Whether sick or well, she is always cheerful. Hasta da olsa, iyi de olsa, her zaman neşelidir. They're very cheerful people. Onlar çok neşeli insanlar. Tom was very cheerful. Tom çok neşeliydi. Tom seems cheerful. Tom neşeli görünüyor. She is always cheerful. O her zaman neşelidir. Come what may, we must remain cheerful. Ne olursa olsun, neşeli kalmalıyız. Tom is cheerful. Tom neşeli. Why are you so cheerful? Neden bu kadar neşelisin? Tom's cheerful. Tom neşeli. Be cheerful. Neşeli ol. Those children are cheerful. Şu çocuklar neşeliler. My mother is always very cheerful in spite of poor health. Annem bozuk sağlığına rağmen daima çok neşelidir. What a cheerful story! Ne kadar neşeli bir hikaye! She's always been a very cheerful person. O her zaman çok neşeli bir insandı. The audience was cheerful. Seyirci neşeli idi. I get a kick out of her cheerful personality. Ben onu neşeli kişiliğine bayılıyorum. Tom is almost always cheerful. Tom neredeyse her zaman neşelidir. I think Tom is cheerful. Tom'un neşeli olduğunu düşünüyorum. She has a cheerful personality. Neşeli bir kişiliği var. Tom seems very happy and cheerful. Tom çok mutlu ve neşeli görünüyor. Show More (66)
2	cheerful	güler yüzlü	adj.
	He is always cheerful and smiling. O her zaman neşeli ve güler yüzlüdür. She is always cheerful and smiling. O her zaman neşeli ve güler yüzlüdür. Show More (-1)
3	cheerful	neşe saçan	adj.
	Emma gave everyone a cheerful good morning. Emma herkese neşe saçarak günaydın dedi. Show More (-2)
4	cheerful	hoş	adj.
	They have a cheerful little ice-cream parlour in midtown. Şehir merkezinde küçük, hoş bir dondurmacı dükkanları var. Show More (-2)
5	cheerful	istekli	adj.
	The staff here always has a cheerful approach to their job. Buradaki personel, işlerine karşı her zaman istekli bir yaklaşım sergiliyor. Show More (-2)
6	cheerful	keyifli	adj.
	We wanted to have a cheerful space here. Biz burada keyifli bir ortam yaratmak istedik. Show More (-2)
7	cheerful	güleç	adj.
	She is a cheerful giver. Güleç ve yardımsever biridir. Show More (-2)