|
- He was prepared for the management's conservative views.
- Yönetimin muhafazakâr görüşlerine karşı hazırlıklıydı.
- The British Conservatives support this.
- İngiliz Muhafazakarlar bunu destekliyor.
- The British Conservatives will therefore vote against this resolution.
- Bu nedenle İngiliz Muhafazakârlar bu karara karşı oy kullanacaktır.
- Those changes have the full support of my group and the British Conservative delegation within it.
- Bu değişiklikler grubumun ve grubum içerisindeki İngiliz Muhafazakâr delegasyonunun tam desteğine sahiptir.
- The British Conservatives support the thrust of this directive.
- İngiliz Muhafazakârlar bu direktifin amacını desteklemektedir.
- This resolution could impede their efforts and the British Conservatives cannot therefore support it.
- Bu karar onların çabalarını engelleyebilir ve bu nedenle İngiliz Muhafazakârlar bunu destekleyemez.
- The British Conservatives are opposed to the principles of the report for the reasons outlined above.
- İngiliz Muhafazakârlar, yukarıda özetlenen nedenlerden ötürü raporun ilkelerine karşı çıkmaktadır.
- Unfortunately, that has not quite been the case, something which we Conservatives regret.
- Ne yazık ki, biz Muhafazakârların üzüntü duyduğu gibi, durum tam olarak böyle olmamıştır.
- The first way, the French and German way, is too conservative.
- Birinci yol, yani Fransız ve Alman yolu çok muhafazakârdır.
- God help us if the conservatives ever rerun Europe.
- Muhafazakârlar bir daha Avrupa'yı yönetirse Tanrı yardımcımız olsun.
- Is this the legal system the conservatives stand for?
- Muhafazakarların savunduğu hukuk sistemi bu mu?
- The British Conservative Delegation do not see any cause to introduce pan-European judicial training.
- İngiliz Muhafazakar Delegasyonu, Avrupa çapında adli eğitimin başlatılması için herhangi bir neden görmemektedir.
- The British Conservatives cannot support the measures in this report.
- İngiliz Muhafazakarlar bu rapordaki önlemleri destekleyemez.
- The UK Conservative delegation will be voting against it and we will not be alone.
- Birleşik Krallık Muhafazakâr delegasyonu buna karşı oy kullanacak ve yalnız olmayacağız.
- The British Conservatives support the thrust of this directive.
- İngiliz Muhafazakârlar bu yönergeyi desteklemektedir.
- I am glad that as a British Conservative she has acted in a European fashion.
- Bir İngiliz Muhafazakâr olarak Avrupa tarzında hareket etmiş olmasından memnuniyet duyuyorum.
- The British Conservative delegation voted against the Brok report on ESDP for the following reasons.
- İngiliz Muhafazakâr delegasyonu AGSP'ye ilişkin Brok raporuna aşağıdaki nedenlerle karşı oy kullanmıştır.
- UK Conservatives believe in the principle of works councils.
- UK Muhafazakârları çalışma konseyleri ilkesine inanmaktadır.
- The UK Conservative delegation will be voting against it and we will not be alone.
- Birleşik Krallık Muhafazakâr delegasyonu bu tasarıya karşı oy kullanacak ve bu konuda yalnız olmayacağız.
- For the reasons outlined above the British Conservative Delegation abstained on this report.
- Yukarıda özetlenen nedenlerden dolayı İngiliz Muhafazakâr Delegasyonu bu raporda çekimser kalmıştır.
- I hope his views are shared by his Christian Democratic and Conservative group colleagues.
- Umarım görüşleri Hıristiyan Demokrat ve Muhafazakâr gruptaki meslektaşları tarafından da paylaşılır.
- Yet again the British Conservatives voted with great pleasure against another report.
- İngiliz Muhafazakârlar yine bir başka rapora karşı büyük bir memnuniyetle oy kullandılar.
- Conservative MEPs accord a very great importance to issues of parental responsibility and the protection of children.
- Muhafazakâr milletvekilleri ebeveyn sorumluluğu ve çocukların korunması konularına büyük önem vermektedir.
- In this area, there is the one amendment to the report, which comes from the Conservative PPE-DE Group.
- Bu alanda Muhafazakar Avrupa Halk Partisi Grubundan gelen rapora ilişkin bir değişiklik bulunmaktadır.
- British Conservatives are abstaining on this resolution.
- İngiliz Muhafazakârlar bu kararda çekimser kalmaktadır.
- British Conservative MEPs do not believe that mutual recognition is necessary in this field.
- İngiliz Muhafazakar milletvekilleri bu alanda karşılıklı tanımanın gerekli olduğuna inanmamaktadır.
- Iranian society is, however, one step ahead of the conservative judiciary and clerics.
- Ancak İran toplumu muhafazakar yargı ve din adamlarından bir adım öndedir.
- As such the British Conservative Delegation supports the rejection of this Council proposal.
- Bu itibarla İngiliz Muhafazakâr Delegasyonu Konsey'in bu önerisinin reddedilmesini desteklemektedir.
- The British Conservative Delegation do not see any cause to introduce pan-European judicial training.
- İngiliz Muhafazakâr Heyeti, pan-Avrupa yargı eğitiminin başlatılması için herhangi bir neden görmemektedir.
- The first way, the French and German way, is too conservative.
- Birinci yol, Fransız ve Alman yolu, çok muhafazakârdır.
- The policy of the British Conservatives towards Schengen is therefore rather like our policy towards the euro.
- Bu nedenle İngiliz Muhafazakarların Schengen'e yönelik politikası bizim avroya yönelik politikamıza benzemektedir.
- Iranian society is, however, one step ahead of the conservative judiciary and clerics.
- Ancak İran toplumu muhafazakar yargı ve din adamlarından bir adım önde.
- The UK Conservative response will not be limp.
- Birleşik Krallık Muhafazakarlarının tepkisi gevşek olmayacaktır.
- The British Conservatives will therefore vote against this resolution.
- Bu nedenle İngiliz Muhafazakarlar bu karara karşı oy kullanacaktır.
- I hope his views are shared by his Christian Democratic and Conservative group colleagues.
- Umarım bu görüşler Hıristiyan Demokrat ve Muhafazakâr gruptaki meslektaşları tarafından da paylaşılır.
- Well, I, and my fellow 35 British Conservative MEPs wish it and would like you to please consider it.
- Ben ve 35 Muhafazakar İngiliz milletvekili arkadaşım bunu diliyoruz ve lütfen dikkate almanızı istiyoruz.
- Conservatives in the European Parliament have consistently argued for these reforms.
- Avrupa Parlamentosu'ndaki muhafazakârlar sürekli olarak bu reformları savunmuşlardır.
- It was because of the discredited policies of his own Conservative Party.
- Bunun nedeni kendi Muhafazakâr Partisinin gözden düşmüş politikalarıydı.
- At the moment the Commission is very conservative and shirks its responsibilities.
- Şu anda Komisyon çok muhafazakâr ve sorumluluklarından kaçıyor.
- To encourage it to do so, the UK Conservative delegation will vote against this report.
- Bunu yapmaya teşvik etmek için Birleşik Krallık Muhafazakâr delegasyonu bu rapora karşı oy kullanacaktır.
- British Conservatives by their very nature oppose such restrictive legislation being piled on business.
- İngiliz Muhafazakârlar doğaları gereği iş dünyasının üzerine bu tür kısıtlayıcı mevzuatın yığılmasına karşı çıkmaktadır.
- The British Conservatives therefore cannot support the measures in this Report.
- Dolayısıyla İngiliz Muhafazakârlar bu Raporda yer alan tedbirleri destekleyemez.
- The British Conservatives therefore cannot support the measures in this Report.
- Bu nedenle İngiliz Muhafazakarlar bu Raporda yer alan tedbirleri destekleyemez.
- It is, in any case, a position which we consider to be quite conservative.
- Her halükarda bu oldukça muhafazakar olduğunu düşündüğümüz bir tutumdur.
- British Conservatives cannot, therefore, support this report.
- Dolayısıyla İngiliz Muhafazakârlar bu raporu destekleyemez.
- The British Conservatives are therefore against this report.
- Bu nedenle İngiliz Muhafazakarlar bu rapora karşıdır.
- It is, in any case, a position which we consider to be quite conservative.
- Her halükarda, bu oldukça muhafazakar olduğunu düşündüğümüz bir tutumdur.
- British Conservatives still are, but it is time to wake up.
- İngiliz Muhafazakârları hâlâ öyle ama artık uyanma vakti geldi.
- I know that Tom is conservative.
- Tom'un muhafazakâr olduğunu biliyorum.
- I'm not a conservative.
- Ben bir muhafazakâr değilim.
- Tom seems to be conservative.
- Tom muhafazakar birine benziyor.
- Tom was raised in a conservative family.
- Tom muhafazakâr bir ailede büyüdü.
- I think Tom is conservative.
- Tom'un muhafazakar olduğunu düşünüyorum.
- We are a conservative people.
- Muhafazakar bir halkız.
- Tom is very conservative, isn't he?
- Tom çok muhafazakâr, değil mi?
- I used to be conservative.
- Eskiden muhafazakardım.
- Tom is conservative, isn't he?
- Tom muhafazakar, değil mi?
- Tom isn't all that conservative.
- Tom o kadar da muhafazakar değildir.
- On the whole, the Japanese are conservative.
- Genel olarak, Japonlar muhafazakârdır.
- Tom isn't so conservative, is he?
- Tom o kadar muhafazakar değil, değil mi?
- Tom seems to be conservative.
- Tom muhafazakar görünüyor.
- We are conservative.
- Biz muhafazakârız.
- Tom and Mary are both very conservative.
- Tom ve Mary'nin ikisi de çok muhafazakârdır.
- I think that your mother has brought you up in a very conservative manner.
- Annenizin sizi çok muhafazakar tarzda yetiştirdiğini düşünüyorum.
- I am a conservative.
- Ben bir muhafazakârım.
- So who is more conservative?
- Kim daha muhafazakâr?
- His father is conservative and old-fashioned.
- Babası muhafazakar ve geri kafalıdır.
- I'm pretty conservative.
- Oldukça muhafazakârım.
- Tom is conservative, isn't he?
- Tom muhafazakâr, değil mi?
- They were conservative men.
- Onlar muhafazakâr insanlardı.
- The English are said to be conservative.
- İngilizlerin muhafazakar olduğu söylenir.
- I'm not as conservative as I used to be.
- Eskisi kadar muhafazakar değilim.
- Layla was raised in a conservative community.
- Layla muhafazakâr bir toplumda yetişmişti.
- You're conservative.
- Sen muhafazakarsın.
- You're very conservative, aren't you?
- Sen çok muhafazakârsın, değil mi?
- Tom said that he wasn't conservative.
- Tom muhafazakar olmadığını söyledi.
- I know you're conservative.
- Muhafazakar olduğunu biliyorum.
- Mary grew up in a conservative family.
- Mary muhafazakar bir ailede yetişti.
- Tom used to be conservative.
- Tom eskiden muhafazakârdı.
- Tom used to be conservative.
- Tom muhafazakardı.
- Tom is quite conservative.
- Tom oldukça muhafazakârdır.
- I am not a conservative.
- Muhafazakâr değilim.
- Tom and Mary are both very conservative, aren't they?
- Tom ve Mary çok muhafazakârlar, değil mi?
- Tom's family was conservative.
- Tom'un ailesi muhafazakârdı.
- You're very conservative, aren't you?
- Çok muhafazakarsınız, değil mi?
- I think Tom is conservative.
- Bence Tom muhafazakârdır.
- Many conservative Americans agreed with him.
- Pek çok muhafazakâr Amerikalı, onunla aynı fikirdeydi.
Show More (84)
|