contract - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
contract sözleşme n.
  • So the only way for us to audit issues concerning Europol in the context of a particular contract.
  • Dolayısıyla Europol ile ilgili konuları belirli bir sözleşme bağlamında denetlememizin tek yolu budur.
  • It has fulfilled its contract.
  • Sözleşmesini yerine getirdi.
  • Employers increasingly want ready-trained employees as part of the flexible contract culture.
  • İşverenler esnek sözleşme kültürünün bir parçası olarak giderek daha fazla hazır eğitimli çalışan istiyor.
Show More (192)
contract kontrat n.
  • Tom doesn't like his contract.
  • Tom kontratını beğenmiyor.
  • The actress tore up her contract angrily.
  • Aktris öfkeyle kontratını yırttı.
  • They're going to fill in the contract.
  • Kontratı dolduracaklar.
Show More (22)
contract anlaşma n.
  • Anybody who wants to obtain that contract will have to satisfy that condition.
  • Bu anlaşmayı elde etmek isteyen herkes bu koşulu yerine getirmek zorunda kalacaktır.
  • There are no such contracts being made in the markets.
  • Piyasalarda bu tür anlaşmalar yapılmıyor.
  • The contract is invalid if you were forced to sign it.
  • Eğer imzalamaya zorlandıysanız, anlaşma geçersizdir.
Show More (8)
contract sözleşme yapmak v.
  • We want local authorities to put in contracts on a consistent open basis that will give our citizens value for money.
  • Yerel makamların, vatandaşlarımıza paralarının karşılığını verecek tutarlı ve açık sözleşmeler yapmalarını istiyoruz.
  • Eurostat has entered into contracts with companies that have pulled the wool over its eyes and defrauded it.
  • Eurostat, gözünü boyayan ve kendisini dolandıran şirketlerle sözleşmeler yapmıştır.
  • The financing agreement has been signed, the first contracts concluded and the first deliveries received.
  • Finansman anlaşması imzalandı, ilk sözleşmeler yapıldı ve ilk teslimatlar alındı.
Show More (6)
contract yakalanmak v.
  • The probability of contracting this disease increases from year to year.
  • Bu hastalığa yakalanma olasılığı yıldan yıla artmaktadır.
  • However, 6% of people who contract SARS will die.
  • Ancak SARS'a yakalanan insanların %6'sı hayatını kaybedecektir.
  • Can you confirm that the French football team has contracted Legionella?
  • Fransız futbol takımının Legionella hastalığına yakalandığını doğrulayabilir misiniz?
Show More (5)
contract ihale n.
  • Therefore we should all be in favour of more competition in the award of such immense contracts.
  • Bu nedenle hepimiz böylesine büyük ihalelerin daha fazla rekabet ortamında gerçekleştirilmesinden yana olmalıyız.
  • Otherwise, neither contracting entities nor interested suppliers would be sure of their legal position.
  • Aksi takdirde, ne ihale kuruluşları ne de ilgili tedarikçiler yasal konumlarından emin olamazlar.
  • The award of contracts across frontiers is still the exception.
  • Sınır ötesi ihalelerin yapılması hala bir istisnadır.
Show More (2)
contract daralmak v.
  • The economies therefore contract under the burden of public and international debts.
  • Bu nedenle ekonomiler kamu ve uluslararası borçların yükü altında daralmaktadır.
  • The economies therefore contract under the burden of public and international debts.
  • Dolayısıyla ekonomiler kamu ve uluslararası borçların yükü altında daralıyor.
  • The economy contracted in the last quarter.
  • Ekonomi son çeyrekte daraldı.
Show More (0)
contract mukavele n.
  • Tom signed the contract.
  • Tom mukaveleyi imzaladı.
  • Tom signed the contract this morning.
  • Tom bu sabah mukaveleyi imzaladı.
  • The contract will shortly expire.
  • Mukavele yakında sona erecek.
Show More (0)
contract kontrat yapmak v.
  • We need to have a contract.
  • Bir kontrat yapmamız gerekiyor.
Show More (-2)
contract büzülmek v.
  • Metal contracts when cooled.
  • Metal soğuyunca büzülür.
Show More (-2)
contract kapmak v.
  • There is a 21-day quarantine for people suspected of having contracted the Ebola virus.
  • Ebola virüsü kaptığından şüphelenilen kişiler için 21 günlük karantina var.
Show More (-2)
contract taahhüt etmek v.
  • By signing the contract, I committed myself to working there for another five years.
  • Sözleşmeyi imzalayarak orada beş yıl daha çalışacağımı taahhüt ettim.
Show More (-2)