cross - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
cross geçmek v.
  • We saw the castle as soon as we crossed over the river.
  • Nehrin karşısına geçer geçmez kaleyi gördük.
  • Just imagine, we now receive all kinds of welcome messages when we cross the French or Luxembourg frontier.
  • Düşünsenize artık Fransa veya Lüksemburg sınırını geçtiğimizde her türlü hoş geldiniz mesajını alıyoruz.
  • Having ships cross the sea in this way is diametrically contrary to this.
  • Gemilerin bu şekilde denizden geçmesi buna taban tabana zıttır.
Show More (43)
cross karşıdan karşıya geçmek v.
  • Look out for cars in crossing the street.
  • Karşıdan karşıya geçerken arabalara dikkat et.
  • Be careful crossing the street.
  • Karşıdan karşıya geçerken dikkatli olun.
  • When you cross the street, watch out for cars.
  • Karşıdan karşıya geçerken arabalara dikkat edin.
Show More (12)
cross aşmak v.
  • You're not supposed to cross that line!
  • O çizgiyi aşmamanız lazımdı!
  • This document unabashedly crosses the line between information and misinformation, communication and propaganda.
  • Bu belge, bilgi ile yanlış bilgi, iletişim ile propaganda arasındaki çizgiyi utanmadan aşmaktadır.
  • Moreover, just as aviation users cross borders, safety should not be tied down to national borders either.
  • Ayrıca, havacılık kullanıcıları nasıl sınırları aşıyorsa, güvenlik de ulusal sınırlara bağlı kalmamalıdır.
Show More (10)
cross haç n.
  • I noticed her necklace had a cross on it.
  • Kolyesinde bir haç olduğunu fark ettim.
  • Churches are designated on the map with crosses.
  • Kiliseler harita üzerinde haç işaretleriyle belirtilmiştir.
  • He crossed himself.
  • Haç çıkardı.
Show More (3)
cross çarmıh n.
  • He was sentenced to die on a cross.
  • Çarmıha gerilerek ölüme mahkum edilmişti.
  • Come down from the cross and save yourself!
  • Çarmıhtan aşağı in ve kendini kurtar!
  • Under the shadow of the Cross is rest and peace.
  • Çarmıh'ın gölgesi altında huzur ve esenlik vardır.
Show More (1)
cross karşıya geçmek v.
  • Don't let him cross the street.
  • Karşıya geçmesine izin verme.
  • It is very dangerous to cross this street.
  • Bu caddeden karşıya geçmek çok tehlikelidir.
Show More (-1)
cross çile n.
  • He left us with a couple of crosses to bear.
  • Bize çekmemiz gereken birkaç çile bıraktı.
Show More (-2)
cross çapraz pas n.
  • He blindsided his opponent with a left cross.
  • Rakibini sola doğru çapraz bir pasla gafil avladı.
Show More (-2)
cross karşı gelmek v.
  • I'm warning you; do not cross me!
  • Seni uyarıyorum; bana karşı gelme!
Show More (-2)
cross kesişmek v.
  • Meet me where Victory Lane crosses the 43rd.
  • Zafer Caddesi'nin 43. Cadde'yle kesiştiği yerde buluşalım.
Show More (-2)
cross çizgili çek düzenlemek v.
  • Crossing a cheque increases its security.
  • Çizgili çek düzenlemek güvenlik düzeyini artırmaktadır.
Show More (-2)
cross gücenmek adj.
  • Before you get cross, let me try to explain.
  • Siz gücenmeden evvel açıklamama izin verin.
Show More (-2)
cross (kol vb.) kavuşturmak v.
  • She listened to me with her arms crossed.
  • Kollarını kavuşturmuş beni dinliyordu.
Show More (-2)
cross çarpı n.
  • I've put a cross on the page you need to sign.
  • İmzalamanız gereken sayfaya çarpı işareti koydum.
Show More (-2)
cross karışmak v.
  • I guess our letters crossed in the post.
  • Sanırım mektuplarımız postada karışmış.
Show More (-2)
cross çapraz yollamak v.
  • He crossed the ball to the far post.
  • Topu uzak direğe doğru çapraz yolladı.
Show More (-2)
cross melez n.
  • Our cat is a cross between Siamese and British Shorthair.
  • Kedimiz Siyam ve British Shorthair melezidir.
Show More (-2)
cross melezleştirmek v.
  • They crossed plums with apricots and created a hybrid fruit called pluot.
  • Erikle kayısıyı melezleştirerek pluot adında hibrit bir meyve yaratmışlardır.
Show More (-2)
cross kavuşturmak (kolları) v.
  • Tom crossed his arms over his chest.
  • Tom göğsünün üzerinde kollarını kavuşturdu.
Show More (-2)
cross istavroz n.
  • Tom crossed himself three times.
  • Tom üç kere istavroz çıkardı.
Show More (-2)