Tureng - delivered - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	delivered	teslim edilmiş	adj.
	Sixteen million people are starving today; 15 000 tonnes have been delivered. Bugün on altı milyon insan açlık çekiyor; 15 000 ton teslim edildi. The books that I bought were delivered to me this morning. Aldığım kitaplar bu sabah bana teslim edildi. We're still waiting for the wedding cake to be delivered. Hâlâ düğün pastasının teslim edilmesini bekliyoruz. The computer that I bought hasn't been delivered to me yet. Satın aldığım bilgisayar henüz bana teslim edilmedi. Some fragile goods have been delivered for Sami. Sami'ye bazı kırılabilecek eşyalar teslim edildi. Do you want this present delivered? Bu hediyenin teslim edilmesini ister misiniz? The book that I bought was delivered to me this morning. Aldığım kitap bu sabah bana teslim edildi. The dictionary that I bought hasn't been delivered to me yet. Satın aldığım sözlük henüz bana teslim edilmedi. The book that I bought on the internet hasn't been delivered to me yet. İnternette satın aldığım kitap henüz bana teslim edilmedi. The parcel was delivered yesterday. Paket dün teslim edildi. The goods will be delivered free of charge. Mallar ücretsiz olarak teslim edilecek. The books that I bought were delivered to me this morning. Satın aldığım kitaplar bu sabah bana teslim edildi. The dictionary that I bought was delivered to me this morning. Aldığım sözlük bu sabah bana teslim edildi. Letters are delivered here about noon. Mektuplar öğlen saatlerinde buraya teslim edilir. This mail will be delivered tomorrow. Bu posta yarın teslim edilecek. I want it delivered to me by noon tomorrow. Yarın öğlene kadar bana teslim edilmesini istiyorum. Some fragile goods have been delivered for Sami. Sami'ye bazı kırılgan eşyalar teslim edildi. The car that I bought hasn't been delivered to me yet. Satın aldığım araba henüz bana teslim edilmedi. I want this delivered to Tom by the end of the day. Gün sonuna kadar Tom'a teslim edilmesini istiyorum. The ransom money was stolen before it was delivered to Tom's kidnappers. Fidye parası Tom'u kaçıranlara teslim edilmeden önce çalındı. When was the car delivered to you? Araba sana ne zaman teslim edildi? Articles bought here will be delivered free of charge. Burada satın alınan ürünler ücretsiz olarak teslim edilecektir. When was the car delivered to you? Araba size ne zaman teslim edildi? Articles bought here will be delivered free of charge. Buradan alınan ürünler ücretsiz olarak teslim edilecektir. The postcard was finally delivered after 37 years. Kartpostal 37 yıl sonra nihayet teslim edildi. This was supposed to be delivered an hour ago. Bunun bir saat önce teslim edilmesi gerekiyordu. When was the dictionary delivered to you? Sözlük sana ne zaman teslim edildi? The car that I bought was delivered to me this morning. Satın aldığım araba bana bu sabah teslim edildi. The goods will be delivered free of charge. Mallar ücretsiz teslim edilecek. The books that I bought haven't been delivered to me yet. Satın aldığım kitaplar henüz bana teslim edilmedi. The car that I bought was delivered to me this morning. Satın aldığım araba bu sabah bana teslim edildi. It'll be delivered tomorrow morning. Yarın sabah teslim edilecek. The things that I bought haven't been delivered to me yet. Aldığım şeyler henüz bana teslim edilmedi. When were your books delivered? Kitapların ne zaman teslim edildi? Since I haven't received an answer, I was wondering if maybe my mail never got delivered to you. Bir cevap almadığım için, benim postamın sana teslim edilip edilmediğini merak ediyorum. It's going to be delivered tomorrow morning. Yarın sabah teslim edilecek. Do you want this present delivered? Bu hediyenin teslim edilmesini istiyor musunuz? How often are letters delivered here? Burada mektuplar ne sıklıkla teslim ediliyor? The dictionary that I bought still wasn't delivered to me. Satın aldığım sözlük hâlâ bana teslim edilmedi. This package was delivered last night. Bu paket dün gece teslim edildi. The dictionary that I bought was delivered to me this morning. Satın aldığım sözlük bu sabah bana teslim edildi. How soon can they be delivered? Ne kadar sürede teslim edilebilirler? Letters are delivered every day. Mektuplar her gün teslim edilir. The books that I bought haven't been delivered to me yet. Aldığım kitaplar henüz bana teslim edilmedi. The book that I bought hasn't been delivered to me yet. Satın aldığım kitap henüz bana teslim edilmedi. When were your books delivered? Kitaplarınız ne zaman teslim edildi? Make sure all the boxes are well sealed before they're delivered. Teslim edilmeden önce tüm kutuların iyice kapatıldığından emin olun. The book that I bought hasn't been delivered to me yet. Aldığım kitap henüz bana teslim edilmedi. The package was delivered yesterday. Paket dün teslim edildi. The computer that I bought hasn't been delivered to me yet. Aldığım bilgisayar henüz bana teslim edilmedi. The letters were delivered. Mektuplar teslim edildi. When was the book delivered to you? Kitap sana ne zaman teslim edildi? The things that I bought haven't been delivered to me yet. Satın aldığım şeyler henüz bana teslim edilmedi. The postcard was finally delivered after 37 years. Kartpostal nihayet 37 yıl sonra teslim edildi. The book that I bought was delivered to me this morning. Satın aldığım kitap bu sabah bana teslim edildi. The mail can't be delivered. Posta teslim edilemiyor. The dictionary that I bought hasn't been delivered to me yet. Aldığım sözlük henüz bana teslim edilmedi. Show More (54)
2	delivered	verilmiş	adj.
	I deplore the weakness of the political message delivered by Parliament's report. Parlamento raporu ile verilen siyasi mesajın zayıflığından üzüntü duyuyorum. The opinion delivered by our Committee on Industry, External Trade, Research and Energy, contains a revealing phrase. Sanayi, Dış Ticaret, Araştırma ve Enerji Komisyonumuz tarafından verilen görüş, açıklayıcı bir ifade içermektedir. The judgment was delivered in open session in Luxembourg on 2 October 2001. Karar 2 Ekim 2001 tarihinde Lüksemburg'da açık oturumda verilmiştir. Sami listened to the Friday sermon delivered by Fadil. Sami, Fadıl tarafından verilen Cuma hutbesini dinledi. The wife of a missing man has delivered a heartfelt plea to the public for information on his whereabouts. Kayıp bir adamın eşi, adamın nerede olduğuna dair bilgi verilmesi için kamuoyuna içten bir çağrıda bulundu. Show More (2)
3	delivered	iletildi	expr.
	Was the message delivered? Mesaj iletildi mi? The mail can't be delivered. Posta iletilemiyor. Tom delivered the horrible news. Tom korkunç haberi iletti. Show More (0)