|
- The wall is destructive, but, above all, it is an annexation of territory.
- Duvar yıkıcıdır ancak her şeyden önce bir toprak ilhakıdır.
- I condemn this minority, for a stone is neither right nor left-wing, it is simply destructive.
- Bu azınlığı kınıyorum çünkü taş ne sağcı ne de solcudur, sadece yıkıcıdır.
- The destructive work of the Maoist guerrillas continues unabated.
- Maoist gerillaların yıkıcı çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.
- Such a destructive cry of despair demands a serious political answer.
- Böylesine yıkıcı bir umutsuzluk çığlığı ciddi bir siyasi cevap gerektirir.
- To reverse this destructive tendency is a bold challenge, admittedly, but it is one we are prepared to face.
- Bu yıkıcı eğilimi tersine çevirmek kuşkusuz cesur bir meydan okumadır, ancak biz bununla yüzleşmeye hazırız.
- Greed is a destructive force.
- Açgözlülük yıkıcı bir kuvvettir.
- Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
- Dinamit balıkçılığı resif ekosistemleri için son derece yıkıcıdır.
- Hurricanes are very destructive.
- Kasırgalar çok yıkıcıdır.
- Small children can be very destructive.
- Küçük çocuklar çok yıkıcı olabilir.
- Tornadoes are very destructive.
- Hortumlar çok yıkıcıdır.
- Jealousy is one of the most destructive of all human emotions.
- Kıskançlık, insan duyguları arasında en yıkıcı olanlardan biridir.
- Indeed, computers are destructive.
- Gerçekten, bilgisayarlar yıkıcıdır.
- When a woman is united with the male, she becomes creative, when she isn't united with the male, she becomes destructive.
- Bir kadın bir erkekle birleşmiş olduğu zaman o yaratıcı olur, bir erkekle birleşmiş olmadığı zaman yıkıcı olur.
- When a woman is united with the male, she becomes creative, when she isn't united with the male, she becomes destructive.
- Bir kadın erkekle birleştiğinde yaratıcı olur, erkekle birleşmediğinde ise yıkıcı olur.
- Greed is a destructive force.
- Açgözlülük yıkıcı bir güçtür.
- Tornadoes are very destructive.
- Kasırgalar çok yıkıcıdır.
Show More (13)
|