1 |
dried |
kurutulmuş |
adj. |
|
- Do you have dried salted beef?
- Kurutulmuş tuzlanmış sığır etin var mı?
- What's your favorite kind of dried fruit?
- Favori kurutulmuş meyven nedir?
- Dried fish is not to my taste.
- Kurutulmuş balık benim damak tadıma uygun değil.
- Do you have dried salted beef?
- Kurutulmuş tuzlanmış sığır etiniz var mı?
- What's your favorite dried fruit?
- Favori kurutulmuş meyven nedir?
- I found some dried salted beef.
- Ben biraz kurutulmuş tuzlu sığır eti buldum.
- Do you have dried salted beef?
- Kurutulmuş tuzlu bifteğiniz var mı?
- I found some dried salted beef.
- Biraz kurutulmuş tuzlanmış sığır eti buldum.
- My breakfast usually consists of coffee with milk, a piece of bread and jam, a small banana, a piece of orange and some dried plums.
- Benim kahvaltım genellikle sütlü kahve, bir parça ekmek ve reçel, küçük bir muz, bir dilim portakal ve birkaç kurutulmuş erikten oluşur.
Show More (6)
|
2 |
dried |
kuru |
adj. |
|
- I will turn now, if I may, to the common organisation of the market in dried fodder.
- Şimdi, izin verirseniz, kuru yem piyasasının ortak organizasyonuna döneceğim.
- The car's tires were caked with dried mud.
- Arabanın lastikleri kuru çamurla kaplanmıştı.
- I dried the sink with a dishrag and now it's dry.
- Bulaşık beziyle lavaboyu kuruladım ve şimdi o kuru.
- I dried the sink with a dishrag and now it's dry.
- Lavaboyu bulaşık beziyle kuruladım ve şimdi kuru.
Show More (1)
|
3 |
dried |
kurumuş |
adj. |
|
- The car's tires were caked with dried mud.
- Arabanın lastikleri kurumuş çamurla kaplanmıştı.
- My dried out clothes are getting wet because it is suddenly raining.
- Kurumuş kıyafetlerim ıslanıyor çünkü aniden yağmur yağıyor.
Show More (-1)
|