|
- I radiate Love and Peace to erase all mistakes and break down barriers.
- Tüm hataları silmek ve engelleri yıkmak için Sevgi ve Barış yayıyorum.
- Censorship erases truth.
- Sansür gerçeği siler.
- I erased my hard disk by accident.
- Sabit diskimi yanlışlıkla sildim.
- Sami was trying to erase his tracks.
- Sami izlerini silmeye çalışıyordu.
- You can't erase this sentence.
- Bu cümleyi silemezsin.
- I erased one.
- Bir tane sildim.
- That model cannot erase cultural differences.
- O model, kültürel farklılıkları silemez.
- Don't erase the sample sentence.
- Örnek cümleyi silme.
- Even if the villages of this region have been destroyed, their names will never be erased from history.
- Bu bölgenin köyleri yok edilmiş olsa bile isimleri tarihten asla silinmeyecektir.
- You can't erase this sentence.
- Bu cümleyi silemezsiniz.
- It's written in pencil, so you can erase it.
- Kurşun kalemle yazılmıştır, böylece silebilirsiniz.
- The typist tried to erase the error.
- Daktilocu, hatayı silmeye çalıştı.
- He wishes to erase bad memories.
- O kötü anıları silmek istiyor.
- One cannot erase the past.
- Kimse geçmişi silemez.
- He erased his speech from the tape.
- Konuşmasını kasetten sildi.
- The typist tried to erase the error.
- Katip, hatayı silmeye çalıştı.
- How do I erase a sentence?
- Bir cümleyi nasıl silebilirim?
- Sami wanted to erase Layla's identity.
- Sami, Layla'nın kimliğini silmek istedi.
- That model cannot erase cultural differences.
- Bu model kültürel farklılıkları silemez.
- You can't erase the past.
- Geçmişi silemezsin.
- It's written in pencil, so you can erase it.
- Kurşun kalemle yazılmış, bu yüzden onu silebilirsin.
- I erased the blackboard for the teacher.
- Öğretmen için kara tahtayı sildim.
- I erased the blackboard for the teacher.
- Öğretmen için tahtayı sildim.
- I erased one.
- Birini sildim.
Show More (21)
|
