| 1 |
facelift |
yüz gerdirme |
n. |
|
- She had a facelift.
- Yüzünü gerdirdi.
- That aging film star has had three facelifts.
- O yaşlanan film yıldızı üç kez yüz gerdirme ameliyatı oldu.
- That aging film star has had three facelifts.
- Yaşlanmakta olan bu film yıldızı üç kez yüzünü gerdirdi.
- She had a facelift.
- O, yüzünü gerdirdi.
- The plastic surgeon botched the facelift and was sued for millions.
- Estetik cerrah yüz gerdirme ameliyatını berbat etti ve milyonluk dava açıldı.
Show More (2)
|
| 2 |
facelift |
yeni çehre |
n. |
|
- The renovation project gave the old building a facelift.
- Yenileme projesi eski binaya yeni bir çehre kazandırdı.
Show More (-2)
|
| 3 |
facelift |
yüz germe |
n. |
|
- She underwent a facelift procedure to reduce the signs of ageing.
- Yaşlanma belirtilerini azaltmak için bir yüz germe operasyonu geçirdi.
Show More (-2)
|
