|
- We are in an extremely difficult situation in which everything is falling apart.
- Her şeyin dağılmakta olduğu son derece zor bir durumdayız.
- Where I come from in Northern Ireland the rural community is falling apart.
- Kuzey İrlanda'da geldiğim yerde kırsal toplum dağılıyor.
- Don't fall apart now.
- Şimdi dağılma.
- Fadil's family was falling apart.
- Fadıl'ın ailesi dağılıyordu.
- This place would fall apart without Tom.
- Tom olmasa burası dağılırdı.
- Unfortunately, the whole thing fell apart.
- Ne yazık ki, her şey dağıldı.
- Tom fell apart.
- Tom dağıldı.
- Layla and Sami's marriage was falling apart.
- Leyla ve Sami'nin evliliği dağılıyordu.
- Layla and Sami's marriage was falling apart.
- Layla ve Sami'nin evliliği dağılıyordu.
- The house is falling apart before our eyes.
- Ev gözlerimizin önünde dağılıyor.
- Take a break, or you'll fall apart.
- Biraz ara ver, yoksa dağılacaksın.
- Their marriage was falling apart.
- Evlilikleri dağılıyordu.
- Tom and Mary's marriage began to fall apart.
- Tom ve Mary'nin evliliği dağılmaya başladı.
- Layla's life fell apart.
- Leyla'nın hayatı dağıldı.
Show More (11)
|